English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Sitters

Sitters tradutor Turco

148 parallel translation
Arrêtons de faire les baby-sitters, c'est un commissariat ici.
Bebek bakıcısı olmayı bırakıp polis gibi davranmaya başlamalıyız
Ils proposent des baby-sitters et des filles au pair à des familles de notables.
Bazı önemli ailelere bebek bakıcısı ve dadı temin ediyorlar.
Des baby-sitters poignardées par des politiciens homosexuels.
Eşcinsel başkan adaylarının örgü şişi sapladığı bebek bakıcıları.
On avait des baby-sitters. Le bouche-à-oreille a fait mal.
Eskiden bakıcılarımız vardı fakat söylenmeleri gına getirdi.
Bud, Kelly, nous ne sommes pas des baby-sitters.
Şimdi, Bud, Kelly bizi çocuk bakıcısı olarak görmeyin.
Elle l'a dit. Et si on était de bons baby-sitters, du genre qu'on rappelle souvent... on dirait "non".
Ve biz, iyi birer çocuk bakıcıları olsaydık hani insanların evlâtlarını yine bırakacağı türden hayır derdik.
Tu joues toujours les baby-sitters?
Hala çocuk bakıcılığı yapıyor musun?
Ils ont des baby-sitters à profusion. Les travaux entiers.
Çocuk bakıcısı bulmak da kolay olur.
J'ai déjà fait défiler des douzaines de baby-sitters. Mais je suis un peu fauché, en ce moment.
Düzinelerce bakıcı getirirdim ama şu sıralar biraz parasızım.
Jamais avec les baby-sitters.
Bakıcılarla çıkmam.
Non, finies les baby-sitters, j'ai mieux que ça : grand-père.
Hayır, aptallaşma. Sana bir daha bakıcı yok. Daha iyi birşeyimiz var, büyük baba.
Dès l'entrée des baby-sitters, on se retire.
Üçüncü düzeyden. İlk işaret dadı. Geri çekiliriz.
Je ne fais pas confiance aux baby-sitters.
Hayır. Bakıcılara güvenmiyorum.
Votre papa dit qu'il n'aime pas les baby-sitters, ne leur fait pas confiance.
Babanız bakıcılarından nefret ediyor.
- Et les baby-sitters?
- Bakıcı buldun mu?
Avec le type qui porte un masque blanc et traque les baby-sitters.
Hani şu beyaz maskeli adam oynuyor çocuk bakıcılarını öldürüyor.
Le masque blanc, il traque les baby-sitters.
- Beyaz maskeli. Bebek bakıcılarını öldürür.
Tu me réveilles un samedi matin et me pries d'être prête en 5 mn. Ma mère est en vacances, tous les dog-sitters sont pris. Tu sais ce que je pense des chenils.
Bir Cumartesi sabahı beni uyandırıp, beş dakika içinde hazır ol dedin annem şehir dışında, bütün bakıcılar dolu ve köpek kulübeleri hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun.
[UNCUT] J'ai bloqué les chaînes coquines pour les autres baby-sitters...
Diğer bakıcı için yetişkin kanallarını engellemiştim ama şifre ; dört, üç...
Certains baby-sitters le trouvent assez dur.
Bazı bakıcılar onun ele avuca sığmadığını söylemişti.
Je ne me lasse pas des baby-sitters jumelles.
İkiz Bebek Bakıcıları'nı okuyama doyamıyorum.
Vous avez certainement mieux à faire que de jouer les baby-sitters.
Bir ihtiyara bakıcılık yapmaktan daha iyi planların vardır herhalde?
Et tu devrais écrire, au lieu de... jouer les baby-sitters.
Senin yazıyor olman bize bakıcılık yapıyor olman değil.
Tu fais fuir les baby-sitters, mais avec moi, je te conseille de t'écraser, connard.
Diğer bakıcılarına nasıl muamele ediyorsun bilmem, ama bakıcı ben iken sen bir bokçuktan başka bir şey değilsin.
pour autant que je m'en rappelle on a toujours eu des problèmes avec les baby-sitters.
Kendimi bildim bileli bebek bakıcılarıyla sorunumuz olmuştur.
Je joue plus les baby-sitters.
Ona yine bebek bakıcılığı yapmayacağım.
Dieu n'a pas inventé les baby-sitters pour rien.
Tanrı'nın bebek bakıcılarını yaratmasının bir nedeni var.
Les baby-sitters abondent.
Bir dolu bebek bakıcısı var.
Alors joue plus les baby-sitters et va en trouver un.
O zaman bana bakıcılık etmeyi bırak ve bir şüpheli bul.
Alors on joue les baby-sitters?
Dadılık mı yapmak istiyorsun?
Certaines baby-sitters vous emmènent au cinéma, ou faire du roller au parc.
Bebekbakıcıları sizi sinemaya götürür,... yada parkta salıncakta sallanmaya.
J'ai 3 baby-sitters potentielles. En bonne santé.
- Ally, üç sağlıklı bakıcı adayı var.
ou par des baby-sitters mortes. "
"Ve ölü bebek bakıcıları cesaretini kırmasın."
T'as la poisse avec les baby-sitters.
Bakıcıdan yana şansın yok. Bunun da apandisiti tutmuş.
Je dois voir des baby-sitters. Mais je serai là.
Bazı bakıcılarla görüşeceğim ama ben de buradayım.
J'en ai ma claque de jouer les baby-sitters pour débiles mentaux!
Birkaç asosyal tipe bu kadar bakıcılık ettiğim yeter. - Üstelik minnettarlıkları... - Xander.
Les gens aiment les baby-sitters dans cette ville.
Bu şehirdeki insanlar dadıları sever.
La fille jouait les baby-sitters.
Kız, bebek bakıcılığı yapıyormuş.
Alors, je me suis retrouvé à jouer les baby-sitters pour trois gourdes et une limace atteintes de delirium. La dernière fois que j'ai travaillé aux urgences, j'avais une queue de cheval et une lampe à huile.
Bunun yerine bitkisel hayattaki üç kişiye ve heyezan geçiren iğrenç birine bakıcılık yapmam gerekti.
Benjamin a tendance à user ses baby-sitters.
Benjamin her gün bir bakıcı kaçırıyor.
- Les baby-sitters, ça existe!
- Dışarı çıkar. - Kuluçka diye bir şey duymadın mı?
Tu n'as pas d'autres baby-sitters?
- Başka bebek bakıcınız yok muydu? - Vardı.
je t'ai demandé de jouer les baby-sitters. Quelqu'un devait lui donner une leçon.
Birinin ona bir ders vermesi gerek.
Felger, on étudie une épave issue de la technologie goa'uld, et ils jouent les baby-sitters.
Eski bir parça Goa'uld teknolojisini inceliyoruz, onlar da bize dadılık yapıyorlar.
Baby-sitters?
Bakıcılar?
Tu t'entoures d'un amas de baby-sitters, une bombe sexuelle incapable d'aimer et qui te rend dingue, un manager Juif, tu vois?
Etrafını bu değişik bebek bakıcıları kalabalığıyla çeviriyorsun. Bu, sevme özürlü küçük seks oyuncağı seni deli ediyor. Ve Yahudi menajerin, biliyorsun.
Les baby-sitters des témoins.
Tanık koruma programı dadıları.
- Elle joue les baby-sitters.
- Çocuk bakıcılığı yapıyor.
Pourquoi mes baby-sitters ne te ressemblaient pas?
Niye benim bakıcılarımın hiçbiri sana benzemiyordu?
on est les baby-sitters.
Biz bebek bakıcılarıyız.
C'est un cauchemar, les baby-sitters.
- Bebek bakıcısı bulmakta korkunç

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]