Translate.vc / Francês → Turco / Skate
Skate tradutor Turco
500 parallel translation
Moi, j'ai dessiné le type au skate-board.
Kayak yapan bir çocuğun resmini çizdim.
Fichus skate-boards.
Lanet kızaklar!
Estelle s'est foulé la cheville. Quelle idée de faire du skate-board à son âge?
Ne tür bir kadın Estelle yaşında kaykay yapar?
Pas de skate-board dans mon secteur.
Size daha önce de söyledim, benim bölgemde kaykaya binmek yok.
On ne fait pas de skate.
Kaykaya binmiyoruz çavuş.
Ça c'est du skate!
Kaykaya binmek böyle olur.
Une bagarre avec des tapettes en skate-board.
Kaykaylı serseriler alışveriş merkezinde olay çıkardı.
Descend et enlève ces foutues planches de skate du sol!
Aşağıya gel! Kaykayı da ortalıkta bırakma!
- Sauf ta foutue planche de skate.
- Kaykay hariç.
Et ce jour là, Lister, Satan ira travailler en skate.
O gün geldiğinde, Lister, Şeytan işe buz pateni yaparak gidecek.
Homer, t'as vu mon skate-board?
Hey, Homer, kaykayımı gördün mü?
- Sors! - Et le skate de Barbara Mandrell!
- And Barbara Mandrell'in ( Bir aktrist ) pateni.
- On va faire du skate?
- Hey, kaykay sürmeye gitmek ister misin?
Un skate!
Kaykaylar.
- Ligue de Skate Amateur.
- Amatör Kaykay Ligi.
D'avoir la tête claire, j'assure beaucoup mieux en skate.
Bu bağış olayı, beni yepyeni bir seviyeye çıkardı.
Ceux en skate, ca va, malgre leurs fringues debiles, mais les cretins en rollers je les ecraserais avec ma voiture.
Aptalca giyinmelerine rağmen kayakçıları umursamam,.. ama patencileri gördüğümde onları ezesim geliyor.
Il pense pouvoir me battre au skate?
Demek kaykayda beni alt edebileceğini sanıyor, ha?
Range ce skate dans ton casier.
Hey, bu kaykayı dolabına topla.
- Faire du skate derrière une voiture.
- Tampona tutunup gezinmek.
Hé, Bart, Lisa fait du skate avec des jeunes cool.
Lisa, havalı çocuklarla kaykay yapıyor.
Depuis que je suis à Oz, j'ai prié plus qu'avant mon examen d'avocat ou que le jour où mon fils a fait une chute en skate.
Oz'a geldiğimden beri Baro sınavından önceki gece ettiğimden daha fazla dua ettim. Oğlum kaykaydan düştüğü zamankinden de çok.
Le champion de skate-board?
Sen kaykay şampiyonusun.
C'est mon skate.
- Kaykayım!
La planète tout entière est une immense piste de skate.
Bu gezegen dev bir kaykay parkı gibi.
Donnez-lui du Vicodin et qu'elle évite le roller-skate.
Lydia ona Vicodin ver ve kayak yapmamasını söyle.
On faisait du skate-board.
Evet, eskiden kaykay kayardık.
Réfléchis, la prochaine fois que tu voudras un skate-board.
Bir daha kaykay istediğinde bunu hatırla.
Mon skate!
Kay kayım.
Il a cassé mon skate.
Kay kayımı kırdılar!
Donc, votre complice était un nain en skate-board?
Suç ortağın kaykay yapan bir fare mi?
Chaque jour est une loterie, et le gros lot est de ne pas avoir à vous déplacer sur vos mains en skate.
Eski bir hesabı kapatmak için başkasının tartışmasına atladı.
Enfant enroué, frappé au larynx par son skate.
Dr. Greene, dokuz yaşındaki bir çocuğun larenksine kaykay çarpmış. Sesi kısılmış.
- Ca ressemble au skate.
- Kaykay sürmek gibidir.
- C'est moins risqué que le skate.
- O halde kaykaydan daha güvenli.
Mon pied a glissé et je suis tombé sur ce skate...
Uzun bir günden sonra yorulmuş olacağını düşünmüştüm.
C'est le petit con du "skate-park"?
Seni piç!
Il s'est tapé la tête en tombant du skate. Sale plaie au crâne.
Kaykaydan kafa üstü düşmüş olmalı.
Ado, accident de skate.
Peki.Durumu ne?
Allez, reprends-toi! Si on allait ensemble faire du roll... du vél... de la corde à saut...
Hadi, Joe.Neşelen. Sen ve ben roller-skate ye giderken ne de..... bisikler sü... yola zıp...
Tu aimes le skate-board?
Kaykay yapmayı mı seviyorsun?
Mme Celeste a failli voir mon skate.
Bayan Celeste neredeyse kaykayımı görecekti.
Tu peux pas apporter ton skate en classe?
- Ne gerzek bir kural. "Kaykay yasak."
Plus de Nintendo, de DVD, de skate.
Nintendo, DVD, kaykay yasak.
Pas mon skate.
Kaykayım değil, değil mi?
Je ne suis pas haltérophile, je fais du skate.
Ben vücut geliştirmiyorum, kayıyorum.
J'arrive pas à le croire, t'as cassé mon skate!
İnanamıyorum lanet olası kaykayımı kırdın!
- T'as cassé mon skate!
- Onu kırdın!
Pourquoi t'as dû casser mon skate?
Neden lanet olası kaykayımı kırdın?
- Vous faites skate?
Kaykay mı sürüyorsunuz? Deniyoruz.
Le skate ne suffit plus.
Bilmez miyim...