Translate.vc / Francês → Turco / Sors
Sors tradutor Turco
26,775 parallel translation
Tue-moi et tu sors.
Öldür beni ve özgür kal.
Dès que tu sors.
Buradan çıkar çıkmaz hem de.
- Je sors.
- Çıkıyorum.
Finis ton jus. Je sors l'éteindre.
İçeceğini bitir sen.
Sors d'ici!
Çık buradan!
- Sors ou morfle.
- Çekil ya da yaralan.
Pendant que tu y travailles, rends-moi service et sors-toi la tête du cul.
Bana bir iyilik yap ve biraz daha sıkı düşün evlat.
Je nous sors de là.
- Buradan kurtarıyorum.
- Sors-le de là.
- Götür onu buradan.
Sors de là, Amenadiel.
Ortaya çık Amenadiel.
Sors les menottes, alors.
- Çıkar kelepçeleri o zaman.
Sors de chez moi.
Evimden kaybol.
Même si tu sors dans un an, d'ici là, ta boîte sera fermée, ta femme se tapera le voisin. Tu seras fauché.
Bir yıl yatmış olsan bile bu süre zarfında işler batmış olacak karın komşuna çakıyor olacak sen de beş parasız kalacaksın.
- D'accord, tu sors. - Hé!
Sen dışarıya çıkıyorsun Hey!
Sors.
Dışarı çık.
- Sors de cette voiture bordel.
- Çık şu siktiğimin arabasından
Elle rentre dans ma tête et n'en sors plus.
Kafamın içine giriyor ve hiç çıkmıyor. - Hangi şarkı o?
Alors, sors ta tête des fesses.
Yani kafanı kıçından çıkar.
Je sors dans deux semaines, et la préparation à cet exam débile en prendra 12.
Benim iki hafta sonra çıktığım ve sınavın 12 gün sonra yapılacağı olayını.
Sors d'ici!
Dışarı çık!
Tu t'en sors bien, bébé.
Pekâlâ, bebeğim. Harika gidiyorsun.
Sors-la d'ici!
Onu buradan götürün!
Je sors m'occuper d'un truc.
Benim bir şeyle ilgilenmem gerekecek.
Sors de là et rapplique ici tout de suite!
Oradan hemen çık. Hemen kalk ve buraya gel.
Sors de la poubelle, Kennedy et arrête de jouer la comédie.
Kennedy, hemen o çöp kutusundan çık ve berbat rol yapma oyununu kes.
Sors du véhicule... lentement.
Yavaşça aracını terket.
Si tu sors, tu meurs.
Dışarı çıkarsan, ölürsün.
Vous n'avez pas reçu l'info? Je sors aujourd'hui.
Jacob, haberinin olmadığı çok belli çünkü bugün taburcu ediliyorum.
Je sors dès aujourd'hui! Norman...
- Bugün taburcu ediliyorum.
- Je sors. La cour est à côté de la cafétéria.
Hasta bahçesi, kafeteryadan çıkınca.
Je sors par la grande porte.
Bu kapıdan çıkacağım.
Sors d'ici, pauvre hère.
Git hadi git!
Maintenant sors de là, tu as franchi la ligne!
Şimdi git buradan! Çizgiyi aştın!
Sors-moi d'ici.
Çıkarın beni buradan.
- Tu ne peux pas tourner le dos à un collègue. - Sors-moi de là.
- Çıkarın beni buradan.
Jana, sors de là!
Jana, çık oradan!
Sors-le.
Çıkar onu.
- Tu ne sors pas.
- Dışarı falan çıkmayacaksın.
Sors de cette voiture, recoiffe-toi.
You get out of this car, you're getting the hairbrush again.
Non, sors de la voiture, sortez de la voiture!
Hayır, inin arabadan, çıkın!
En plus, on ne dirait pas que tu t'en sors, avec ton petit mari disparu.
Ayrıca eşimiz olmadan da üstesinde geliyorsun gibi durmuyor.
- Allez, enlève-les. - Sors de la salle-de-bain.
Hadi çıkar.
Sors et joue avec moi.
Dışarı çık ve oyna benimle.
Sors-nous juste de là.
- Bizi güreşmekten kurtar yeter.
Comment tu te sors de là?
Kendini nasıl bundan kurtarırsın?
"Sors-toi de là!"
Kendinizi kurtarın.
Sors.
Çık dışarı.
Sors de celui-là.
- Bundan kurtulun bakalım.
Sors-le d'ici!
Götürün onu!
Sors de là!
Çık dışarı!
Sors de là, sors de là!
- Yürü, yürü!