English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Souls

Souls tradutor Turco

190 parallel translation
On n'est pas au collège d'All Souls, on est au front de taille.
Burası All Souls kolejinin öğretmenler odası değil, lanet kömür ocağı.
THE flying SOULS 1re équipe noire DE TRAPÉZE U.S.
ΤΗΕ FLΥlNG SΟULS ΑMΕRİΚΑ'ΝlN İLΚ ΖΕNCİ ΤRΑΡΕΖ ΤΑΚlMl
Ce que nous voulions faire, c'est profiter de All-Souls-Eve, Halloween comme base d'une expérience.
Yapmak istediğimiz şey, almak istiyorduk... Azizlerin Gecesi'ni, Cadılar Bayramı'nı almak ve bunları hareket noktası olarak kullanmak istiyorduk.
Elles sont bonnes et belles, â la mesure des gens qui les habitent.
Buralar, halkının kalpleri gibi güzel ve hoş yerlerdir. These are good and nice places, like the souls of these people.
Votre bel aspect les videra de leurs âmes... n'en laissant que des coquilles et des écorces d'hommes.
Your fair show shall suck away their souls, leaving them but the shales and husks of men.
Soûls, ils sont très ennuyeux.
Sarhosken çekilmiyorlarmis.
Nous avons quitté New York soûls tôt le matin du 2 février.
2 Şubat sabahı erkenden, sarhoş bir şekilde New York'tan yola çıktık.
Il était avec Jack et Paul. Tous fin soûls.
Onlar sarhoş Alvin York, Ike Botkin ve Buck Lipscomb'du.
Même soûls, les chiens feront leur numéro.
Sarhoş ya da ayık, öteki gösteride köpek gösterisi devam edecek.
Ils étaient soûls.
İkisinin de kafaları kıyakmış.
Soit je rencontrais des cow-boys soûls, soit des gars à la gâchette facile.
Karşıma durmadan ya sarhoş kovboylar, ya da silah delisi silahşorlar çıkmaya başladı.
Est-ce qu'ils étaient soûls? Leur haleine sentait-elle la boisson?
Sarhoş falan olmasınlar, nefesleri kokuyor muydu?
Non seulement ils dorment, mais je parierais aussi qu'ils sont soûls.
Evet, sadece uyumakla kalmıyorlar bahse girerim ki ayrıca sarhoşlar da.
Montons, à moins que tu veuilles discuter de tes affaires... devant tous les fainéants soûls de Bexar.
Haydi yukarı çıkalım, tabi dertlerini ayyaşların önünde tartışmayı istemiyorsan.
J'ai travaillé au Wild West Show and Conaress of Rouah Riders... sauvé des conducteurs de diligence de bandits et d'lndiens soûls... en un rien de temps.
Ben Buffalo Bill Show and the Congress of Rough Riders'da çalışmıştım. At arabası yolcularını, haydutlardan ve sarhoş Kızılderililerden son anda kurtarırdım.
Les hommes en sont comme... soûls.
Erkeklerin başını döndürür. Bir keresinde bir bey...
Á minuit, je veux que tous les hommes de cette troupe soient fin soûls.
Bu gece yarιsι, emrim altιndaki herkesin iyice sarhoş olmasιnι istiyorum.
- Et encore soûls, bien sûr! - HEIN? !
Hem de yine sarhoş!
J'ai eu un rapport détaillé sur vos casiers militaires et infractions, vos emprisonnements, combien de fois vous avez été soûls, absents, ou les deux.
Bana hepinizin askeri kayıtları, ahlaki eksikliklerinize, hapishane kayıtlarıza asker kaçağı olduğunuza, kaç defa sorhoş olduğunuza kadar detayıyla bildirildi.
Ils seront tellement soûls que je récupérerai mon bien.
O kadar sarhoş olacaklar ki, atımı ve postlarımı alıp gideceğim.
Le toit de la garnison est plus bas que celui de l'église et le 14 juillet, les Français seront soûls.
Kışlanın çatısı, kilisenin çatısından alçakta ve 14 Temmuz'da, Rahibe, Fransızlar sarhoş olacak.
Même soûls, les Français vous massacreront.
Fransızlar sarhoşken bile kafalarınızı uçurur.
Ils doivent déjà être soûls, je ne les entends pas chanter.
Çoktan sızmış olmalılar, şarkılarını duymuyorum.
On va être soûls.
Şarhoş olcaz.
Vous et Peter soûls, sur l'étagère à livres.
Kafayı bulup Peter ile kitaplık rafına oturmuştunuz.
Tous les toubabs et les négros seront soûls.
Hepsi sarhoş olacak. Kunta da özgür.
- Soûls ou sobres, je les veux.
- Sarhoş ya da ayık, ikisini de severim.
Ils sont complètement soûls.
İğrenç kokuyorlar.
Ils sont souls, ces romains!
Bu Romalılar gerçekten kaçık!
Tous soûls, je suppose. Quelqu'un disparaît, et vous pensez à moi en premier?
Tabii, hemen ben geliyorum akıllara.
Super, pour se fondre dans une foule de Grecs soùls.
Sarhoş yunanlılar kalabalığında işe yarıyor.
Ils étaient vraiment soûls.
Resmen küfelik.
Si j'ai de la chance, je verrai de gros Texans devenir soûls. Ce sera sympa, non?
Eğer şansım varsa, şişman Teksas'lıları izlerken sarhoş olurum.
Quand on est plutôt soûls On boit, on joue et on s'en fout
Keyfimiz yerindeyse, oynarız ve içeriz.
Imaginez-vous dans une pièce pleine de gens, d'argenterie, des gens qui parlent fort, des gens soûls, des femmes avec des plateaux qui vous servent mal!
İnsanlarla dolu bir odada olduğunu düşün. İnsanlar bir şeyler düşürüyor, yüksek sesle konuşuyor.. .. garsonlar "Ne alırdınız?" diyor.
Nous serions soûls.
Görevdeyiz, içki içemeyiz! Ama bu düğün gecesi!
C'est comme si on voyait ses parents soûls pour la 1ère fois.
Anne babanızı ilk kez sarhoş görmeye benziyor.
"Oh, je suis soûls"
"Tanrım, ben sarhoş oldum."
Les gars, vous êtes soûls.
- Siz sarhoşsunuz.
Bien sûr! Bien sûr qu'on est soûls!
Elbette sarhoşuz.
Bien, les gars, vous ne feriez jamais une chose aussi stupide si vous n'étiez pas complétement soûls.
Gerçekten sarhoş olmadan böyle aptalca bir şey yapamazsınız.
On te l'a déjà dit qu'on était soûls, Ted. Ca va sans dire.
Dedik ya, sarhoşuz.
Parce que si on était pas soûls on se serait surement dégonflés.
Sarhoş olmasak herhalde çekinirdik.
Ils étaient soûls.
Sarhoştular.
Ils étaient probablement soûls et n'ont pas réfléchi.
Muhtemelen sarhoştular ve ahmakça davrandılar.
Dis-lui qu'on est trop soûls pour prendre une mission.
Sadece... Başka çağrıya gidemeyecek kadar sarhoşuz de.
Il est tôt. Ils sont soûls?
Bu saatte içmişler mi?
À l'assemblée, ils ont montré des photos de jeunes qui sont morts en conduisant soûls.
Alkollü sürüp, kaza yapan gençlerin resimlerini gösterdiler.
On était vraiment soûls
Oh, yani, baya sarhoştuk.
On ne marie pas des gens aussi soûls!
Biz o kadar sarhoşken evlenmemize izin vermiş olamazlar.
La plupart des gens qui se marient à Vegas sont soûls.
Vegas'ta evlenen çoğu kişi sarhoş zaten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]