Translate.vc / Francês → Turco / Spirit
Spirit tradutor Turco
211 parallel translation
The spirit of revolution soared over the Russian land.
Rusya topraklarında devrimin ruhu dolaşıyordu.
Pour beaucoup de gens ici cet avion, le "Spirit of Saint Joseph", a une signification particulière.
Buradaki birçok insana göre "Spirit of Saint Josef" adlı bu uçağın özel bir önemi vardır.
35 minutes après l'appel téléphonique, la mère voit les ailes du "Spirit of Saint Josef" au-dessus de la maison.
Telefon görüşmesinden 35 dakika sonra, anne "Spirit of Saint Josef" i evin yukarısından görüyor.
Et ça, vraiment, c'est la seule récompense jamais demandée par le "Padre" volant du "Spirit of Saint Josef".
Ve gerçekten de, Spirit of Saint Josef'in uçan pederi ödülü hakeden tek kişi.
- Du white spirit?
- Tiner olur mu? - Hayır, ölür.
- To know that one does not know is the gift of the superior spirit.
Birinin bilmediğini bilmek,... üstün ruhlara bahşedilen bir yetenektir.
"Liberté" dans la 7ème.
Yedincide Free Spirit kazandı.
Le Spirit of St Louis avait des pièces fabriquées par mon père.
Spirit of St. Louis'de babamın tasarladığı parçalar vardı.
- Avec du white spirit, sans problème.
- Tabii ki. Biraz tiner işi halleder.
Mais quand le Spirit of St Louis a atterri à Paris 33 h 30 mn plus tard, j'ai hurlé si fort que les fenêtres ont tremblé.
Spirit of St Louis, 33.5 saatlik yolculuğun ardından Paris'e indiğinde öyle şiddetli bağırdım ki camlar sarsıldı.
Ça doit être un cadeau de la bonne fée de la forêt!
- Forest Spirit'ten geliyorlar.
Et enfin, le propriétaire d'une librairie, L'Esprit Saint.
Son kurban, The Holy Spirit adındaki bir kitap evinin sahibiydi.
Le Spirit, très cool.
Spirit harika.
Nirvana, Smells Like Teen Spirit dans Nevermind.
"Nevermind" dan "Smells Like Teen Spirit", Nirvana.
C'était Everytime IFeel the Spirit.
"Kutsal Ruh'u her hissedişimde."
Pas question de regarder ça pendant 15 jours.
GOiN'UP TO THE SPiRiT iN THE SKY! iKi HAFTA BOYUNCA O SEYE BAKMAYACAGIM HABERiN OLSUN. CIKART ONU.
Ils viennent au match et refusent de se mêler à nous.
PUMP THAT TiTAN SPiRiT UP! SUNLARA BAK. MACI iZLEMEY GELMiSLER,
WE'VE GOT SPIRIT
Ben değil!
ça me touche beaucoup, mais... bon esprit!
Guys, I appreciate this, but- - That's the spirit!
SPIRIT, L'ÉTALON DES PLAINES
SPIRIT - ÖZGÜR RUH
Spirit... esprit libre et indomptable.
Asla Boyun Eğmeyen Özgür Ruh.
- Golden Spirit?
- Golden Spirit mi?
Et je vais acheter du white-spirit, juste... au cas où!
Ben de gidip boya tineri getireyim, belki lazım olur.
Après t'être lavé les mains, ensuite on attendra que l'odeur de white spirit se dissipe et alors, il sera temps d'aller travailler!
Yıkanacaksın, sonra da bir saat bu iğrenç kokunun çıkmasını bekliyeceksin. Ve sonra da çalışma saatin gelecek.
Je comprend pas, Ça sent très bon le white spirit!
Uğraşamam... Ne güzel bir koku...
Fuel-man dans l'équipe American Spirit. Mort pendant les qualifications.
American Spirit servis ekibindenmiş.
L'équipe American Spirit m'appartient.
American Spirit takımının sahibiyim.
Ils prévoient de courir, demain, l'équipe American Spirit? Je ne suis pas très friande de ce genre d'information.
Söylesene, American Spirit takımı yarın yarışmayı düşünüyor mu?
Pourquoi ne me dites-vous pas ce que vous faisiez dans le camion de l'équipe American Spirit le jour où Chris Petrie est mort?
Benim daha iyi bir fikrim var Chris Petrie'nin öldüğü gün American Spirit takımının kamyonunda ne aradığını açıklasana.
Vous avez saboté un extincteur dans le stand American Spirit.
Ben hiçbir suç işlemedim. American Spirit pit'indeki yangın söndürücüyü sabote ettin.
L'équipe des American Spirit.
O hâlde başladığımız takıma döneceğiz.
Le champagne Jeunet sera le sponsor exclusif de American Spirit.
Jeunet Şampanyaları American Spirit takımının sponsoru oldu.
Même Spirit Lake commence à être trop peuplé à mon goût.
Spirit Lake bile bana kalabalık gelmeye başladı.
Esprit!
Spirit!
C'est Esprit!
Spirit!
Jusqu'à présent, nous avions uniquement le Spirit of Nikopol pour adversaire, maintenant, c'est à lui en chair et en os que nous avons affaire.
Şimdiye kadar sadece Nikopol'ün ruhuyla uğraştık ama şimdi etine ve kanına sahibiz.
C'est mon côté Spirit of Nikopol.
Nikopol'ün ruhu ortaya çıkıyor.
Et pour ceux qui savent encore lire, n'oubliez pas "Spirit of Nikopol's Story", le livre de l'homme venu du passé, Le livre culte de la subversion.
Ve hala kitap okuyanlar "Nikopol'un Ruhu'nun Hikayesi" ni unutmayın geçmişten gelen adamdan, Nikopol'ün kendisinden.
It s the spirit of the season. You can feel it in the air.
Bu mevsimin ruhudur..... onu her yerde hissedebilirsin.
It s the spirit of the season It s the spirit of the season You can feel it in the air
Bu mevsimin ruhudur.... onu her yerde hissedebilirsin.
- C'est ça, la rivière Spirit!
Hayalet Nehri.
Alors, on suit la Spirit jusqu'au virage du Faiseur de Veuve.
Burası Hayalet Nehri. Adamöldüren Bükümü'ne doğru gideceğiz.
Total : Du goudron rance, du bain de bouche au white-spirit.
Yaprak, fare küflü katran, terebentin ve antiseptik, ne istersen var.
Une fois j'ai fumé... un paquet entier d'American Spirit Menthols.
Ben... Hayır, ben daha önce bilmeden Amerikan Spirit'in mentollüsünden 1 paket içtim.
Et si je te disais qu'American Spirit ne fait pas de menthols?
Peki ya ben sana Amerikan Spirit'in mentollü sigara üretmediğini söylesem?
Spirit of Jeet Kune Do Once Upon a Time in High School
JEET KUNE DO'NUN RUHU BİR ZAMANLAR LİSEDE
Eh, spirit girl.
Hey hayalet kız.
J'ai du monde qui vient. Une connaissance de la NASA, retransmet des images du Spirit-Rover
Evet, ziyaretime gelecekler, çünkü JPL'den tanıdığım biri Mars Gezici Aracından resimler getirecek ve- -
Lysistrata à Florence, L'Esprit s'amuse à New York... mais votre Endora est une merveille!
Florence'de Lysistrata, New York'ta Blithe Spirit ama Endora rolünüz muhteşem.
Donna Richardson dans Sweating in the Spirit.
Donna Richardson "Sweating in the Spirit" de oynuyor.
Salut, Spirit.
Slm, Spirit.