Translate.vc / Francês → Turco / Star
Star tradutor Turco
8,927 parallel translation
Je voulais dire je suis "all-star" et tu es l "équipe".
Yani ben yıldızlarım, sen de takımsın.
Il y a une nouvelle pop star du Chateau St.
Chateau St. Laurent kentinden yeni bir yıldız çıkıyor.
Je suis une rock star inter-galactique.
Ben galaksiler arası bir rock yıldızıyım.
La princesse de l'espace n'aime pas la rock star de l'espace.
Uzay prensesi, uzay rock yıldızını sevmiyor.
Il ne va pas tarder à devenir une star.
Büyük bir yıldız olması an meselesi.
Voilà notre star.
Günün adamı.
C'est drôle, c'est dans La Guerre des Étoiles!
Süper. "The Star Wars" dan alıntı yapmışsın.
On dit Star Wars. Tu m'as manqué, mon coeur!
Sadece "Star Wars" ama seni çok özledim hayatım.
- La star à qui tu ressembles?
En çok ona mı benzetiyorlar?
Tu penses être la star ici?
Buranın yıldızının kendinin olduğunu düşünüyorsun.
Ma mère m'a laissé remplacer le nom de mon personnage favori dans "Star Wars".
Annem bu kelimeyi en sevdiğim Star Wars karakteriyle değişmeme izin verdi.
Elle a juste dit qu'elle deviendrait une star.
Film yıldızı olacağım dedi sadece.
J'espère que tu es prête à devenir une star.
Yıldız olmaya hazırsındır umarım.
On me connaît comme assistant scientifique. Secrètement, avec mes amis de STAR Labs, je combats le crime et cherche des métahumains comme moi.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice, S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Moe va chanter The Star Spangled Banner?
Bu arkadaş The Star Spangled Banner şarkısını mı söyleyecek?
Le dernier zoo dans lequel j'ai travaillé utilisait le nom de leur attraction star.
Çalıştığım son hayvanat bahçesinde yıldızlarının ismini kullanmışlardı.
Les temps sont durs pour tout le monde à Star City.
Star City'de herkes zor zamanlar geçiriyor.
Pendant ces six derniers mois, le bureau du maire a été vide, attendant que quelqu'un fasse le premier pas au nom de Star City.
Son altı ayda, başkanın ofisi boş durdu. Star City adına birilerinin öne çıkmasını bekledi.
Qui fait de Star City un endroit que ma fille puisse appeler sa maison?
Star City'nin kızımın evim diyebileceği bir yer olmasını kim sağlayacak?
Quand on a décidé de rester à Starling... je veux dire, Star City,
Starling'de kalmaya karar verdiğimizde, Star City'de yani heyecanlanmıştım.
La vraie star de ce tournoi de BMX est
BXM turnuvasının gerçek yıldızı ise :
"Le petit-fils de la star du barreau."
Yıldız Avukatın torunu!
- Est-ce qu'il te semble familier? - Ouais, c'est Distant Star Pathfinder.
Evet, bu Uzak Yıldız Kaşifi.
J'allais vérifier le bâtiment Distant Star - avec Fitz et Simmons.
Fitz ve Simmons ile Uzak Yıldız Kaşifi'ni kontrol edecektim.
Il y avait une embusquade à l'installation de Distant Star.
- Uzay Yıldız tesisinde baskın yaptılar.
La star de la télé va s'en sortir.
Biliyor musun? TV yıldızı iyi olacak.
Tu es juste énervé à chaque fois qu'il vient ici car il est la grande star et tu te sens comme un second rôle.
Sadece sinirlendin Biliyor musun? Şehre her geldiğinde o büyük yıldız ve seni yan karakter gibi hissettiriyor.
Je pense pouvoir utiliser les satellites de STAR Lab pour scanner les émissions solaires irrégulières et on pourrait trouver la lumière du Docteur Light.
S.T.A.R. Labs uydularını anormal solar radyasyonu yayılmalarını araması için ayarlayabilirim böylelikle Doktor Light'ın ışığını bulabiliriz.
Ils filment le nouveau Star Wars en bas de la côte.
Sahilin aşağısında şu yeni "Star Wars" filmini çekiyorlar.
Ils peuvent sauver le mariage d'une star du porno avec une autre.
Bir porno yıldızıyla porno yıldızının evliliğini bile kurtarabilirler.
Tu sais, Worf, dans Star Trek il a toute cette merde sur le visage, mais c'est juste un humain en costume?
"Star Trek" teki Worf'ları biliyorsun değil mi? Hani yüzlerinin her tarafı böyle olan, ama o aslında kostüm içindeki bir insan.
C'est la dame avec la merde sur le visage comme Worf de Star Trek, qui se prenait un café!
Şu suratı Star Trek'teki Worf'lara benzeyen kadın değil mi?
Et si on demandait à la superstar du moment, David Copperfield, de faire disparaître le World Trade Center?
Pekâlâ, süper star David Copperfield'a Dünya Ticaret Merkezi'ni kaybettirmeye ne dersiniz?
Chaque star a un âge de stagnation.
Her ünlünün bir duraklama yaşı vardır.
Au lieu du déjeuner habituel, votre star a fait venir son camion de burritos préféré pour le déjeuner.
Bugün yıldızınız personel yemeği yerine size öğle yemeği için en sevdiği burrito kamyonunu getirdi.
Je suis cette star-là.
O yıldız benim!
Son téléphone, ou du moins celui qu'elle avait à l'aéroport pour venir à Star City.
Cep telefonu, en azından Star City'e girişte havaalanı güvenliğinden geçerken taşımıştır.
Il se dirige vers l'autoroute de Star City, probablement pour retourner à Central City.
Star City otobanına doğru gidiyor, muhtemelen Central City'e doğru hızla yol alıyor.
Cisco et S.T.A.R Labs
Cisco ve STAR Labs'den.
Star City Police Department.
Star City Polis Merkezi.
La carte SIM que vous nous avez donnée, ça nous a mené à l'armurerie du tueur, et tout l'équipement et les armes venaient de la police de Star City.
Bize verdiğin o SIM kartı bizi katillerin cephanesine götürdü. Ve bütün ekipmanlar, silahlar SCPD'ye kayıtlıydı.
Pour le monde extérieur, Je suis un médecin légiste ordinaire, mais secrètement, avec l'aide de mes amis à STAR Labs, Je lutte contre la criminalité et trouver d'autres méta-humains comme moi.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Vous voulez vraiment aller à Star City?
Star City'e mi gitmek istiyorsun cidden?
Mes associés me disent Savage a quitté Star City il ya quelques heures.
Dostlarım, Savage'ın birkaç saat önce Star City'i terk ettiğini söylüyor.
Peut-être que si vous enregistrez Star City, vous pourriez obtenir un aussi.
Star City'i kurtarırsan seninki de olur belki.
Désolé, Monsieur l'agent au nom de rock-star has-been.
Üzgünü yaşlı, zavallı, kendini rock yıldızı zanneden insan.
Inspecteur Lance, Police de Star City.
Başkomiser Lance, Star City polis departmanı.
En combien de temps tu peux être à Star City?
Star City'e ne kadar çabuk gelebilirsin?
Ici l'agent de terrain 237, je suis à la banque de Star City.
Saha ekibi 237 konuşuyor, Star City Bankası'ndayız.
Le gouvernement fédéral a envoyé ça pour renflouer la banque.
Federal banka parayı Star City Bankası'na destek olmak için yollamıştı.
Tous les maires de l'histoire de Star City ont assisté au gala.
Fark etmez. Star City tarihindeki bütün başkanlar PHD'ye katıldı.