Translate.vc / Francês → Turco / Stink
Stink tradutor Turco
39 parallel translation
Nous vous avons vu quand vous êtes venu à Stink Wells... parler de ce poste au Congrès.
Sizi ilk Stink Wells'e geldiğinizde görmüştük,... kongre seçimleri için gelmiştiniz.
Ça va venir, hein, Stink?
Zamanı gelecek, değil mi Stink?
- Le jour de Stink.
- Stink'in günü.
Hé, Stink!
Hey, Stink.
- Stink s'est fait buter.
- Stink'i indirdiler.
- Stink?
- Stink mi?
Je sais rien sur le meurtre de Stink, et je sais rien sur Bey qui s'est fait tirer dessus.
Bak, Stink'i indirmeleriyle ilgili bir şey bilmiyorum ve Bey'in vurulması ile ilgili de bir şey bilmiyorum.
On allait choper Stink avec 4 briques de matos.
Stink'i 4 paketle yakaladık.
Stink s'est fait buter.
Stink'i indirdiler.
Ils ont buté Stink.
Stink'i indirdiler.
- Je prends le coursier, lui, Stink?
- Ben kaçanı, O Stink'i? - Hayır.
- Et Stink se barre?
- Ve Stink'te kaçsın, öyle mi?
Si on arrête Stink maintenant, il faut prouver nos soupçons. Ce qui signifie l'arrêt des écoutes.
Eğer Stink'in arabasını durdurursak, arama yapmamız lazım buda onları dinlediğimiz anlamına gelir.
- Maintenant, ils suivent Stink.
- Şimdi de Stink'in peşindeler.
Pourquoi ils ont pas buté Stink?
Mesele şu, bu adamlar neden Stink'i yakalamadılar?
Les Stups ont chopé le petit avec la dope et ont eu Stink grâce à ses plaques.
Polisler, paketle çocuğu yakaladılar, Stink'in arabanın plakasını aldılar.
Stink dit que ça arrive demain.
Stink diyor ki, yarın yeni paketler gelecek.
Stink, ça gaze?
Stink, ne iş?
Oui, d'abord Stink, et maintenant, lui.
Evet, önce Stink, şimdi de o.
Tu dis que mon oncle a filé ça à Stink?
Yani amcam bunların hepsini Stink'e mi verdi?
- Quoi de neuf, Stink?
- Hey, Stink, naber?
Puent, puent, puent, puent, puent, puent...
Stink-stink stink, stink-stink stink
Jenna en scène pour "Rodney la puanteur, célibataire endurci."
Jenna sete lütfen. Jenna, Rodney Stink : Tescilli Bekar için sete.
Ensuite, il y a Bonita Stegman de Life Stink.
Korkunç hayat karikatür dergisinden, Bonita Stegman'ımız var.
Dis-leur un mot, Stink Pizzle.
Bütün gün. Onlara ne olup bitiyor anlat bakalım.
Le principal distributeur est une société appelée Stink Away.
Ana dağıtımcısı Stink Away adında bir şirketmiş.
Oui, et n'oublie pas cette grosse bouteille de Stink Away.
- O büyük boy Stink Away'i de unutma.
Stink Away.
- Stink Away.
Ecoute, moi je sais pas les détails, mais l'histoire s'est passée il y a quelques années Stink est sorti avec la cousine de Mags, Gracie, elle est tombée enceinte. Elle a décidé qu'elle n'avait rien avoir avec ça.
Bak, detayları tam olarak bilmiyorum ama hikâyeye göre uzun zaman önce Stink'in, Mags'in kuzeni Gracie'le ilişkisi varmış kızı hamile bırakmış ve karşılığında hiçbir şey yapmamaya karar vermiş.
Stink-sons! Stink-sons!
Kokan-sonlar!
TOUS [CHANTANT] : Stink-son!
- Kokan-son!
Stink-son!
Kokan-son!
Puis ils m'ont appelé Stink-son.
Sonra da bana Kokan-son dediler.
On ne peut pas continuer comme les Stink-sons.
Kokan-sonlar olarak devam edemeyiz.
Oh, Stink-sons!
Kokan-sonlar!
Regarde ça, Stink-son!
Dikkat etsene Kokan-son!
C'est quoi cet horrible truc puant?
Stink-master ile ne var Flash?
C'est un grand homme. Moi je l'appelle Stink.
Stink derdik.