Translate.vc / Francês → Turco / Structure
Structure tradutor Turco
1,941 parallel translation
La livre anglaise a la même structure que celui qu'ils utilisent en Turquie.
İngiliz parasını analiz etmişler ve Türk keteniyle aynı yapıya sahip olduğunu öğrenmişler.
Il a besoin d'une structure et de discipline.
Düzene ve disipline ihtiyaçları var. Onlara bunu sağlıyorum.
Tout va vers elle, se structure autour d'elle.
Her şey onun etrafına inşa edilmiştir.
La structure entière est basée sur cette terminaison horizontale.
Bütün yapı, bitişlerin bu şekilde yatay kesilmesine dayanıyor.
La bonne nouvelle, cependant, c'est que la structure est intacte, donc aucun danger que la tour s'effondre.
İyi haber, yapı bozulmamış, yani kulenin yıkılma tehlikesi yok.
La structure est très similaire à celle d'une aile de chauve-souris mais...
Yapı itibarıyla bir yarasa kanadına çok benzemekle birlikte...
- Elle ne visualise rien. Elle n'a pas de structure.
Görsel düşünemiyor, kurguyu bilmiyor.
lorsque la construction a débuté, le 17 mars 1930, la structure a évolué de quatre étages et demi par semaine.
İnşaat 17 Mart 1930'da başladığında, binanın iskeleti her hafta 4.5 kat kadar yükseldi.
La glue garde la structure intacte.
Tutkal sayesinde biçimi bozulmadan kaldı. Bu tür kar tanelerinin özelliği nedir, biliyor musun, Terry?
C'est une structure séparée.
Bu ikisi ayrı olay.
- La structure du vaisseau est intacte.
Gemi yapısal olarak iyi durumda.
Et je la remplacerais avec une structure en titane qui remplirait l'espace entre les vertèbres.
Ve onun yerine omur boşluğunu dolduracak bir titanyum kafes koyacağım.
Il est excellent mais, parce que le grec ancien? qui plus flexible Structure verbal du système qui existe.
Bence Antik Yunan dili dilbilgisi olarak fiil çekimlerinde çok esnek, kelimeler de lastik gibi hem etken hem de edilgen çatı var.
Utilisation de la structure des versets... et d'abandonner certaines séquences Temps, comme la clé de la... qui déverrouille secrets Marques et les traditions anciennes. Cela nous pose une empreinte les Grecs que les guêpes?
Hypocritus'un antik büyülerinin kafiyeli, yüklemlerle zamirlerin belirli bir dizilimle ardı ardına getirilmesinden oluşturulmuş, büyülerini bozmaya yarayacak sözcükler.
J'ai finalement déterminé la structure des éléments qu'on a trouvés sur le skate.
- Danny. Kaykayın üzerinde bulduğumuz maddenin elementlerini nihayet tespit edebildim.
La structure est très curieuse.
- Yapısı çok özel.
Une structure moderne, avec des rails métalliques et du verre dépoli.
Beton kirişleri, çelik parmaklıkları ve buzlu camları olan modern bir yapımız var.
Un EEG externe peut être trompé par des anomalies à structure multiples.
Eğer çok fazla yapısal anormallik varsa dışarıdan yapılan EEG yanılabilir.
- C'est pareil! Cette planète a ce qu'il faut pour avoir une structure terrestre.
Bu gezegen Dünya yapısına benzer her şeye sahip.
Les dégâts dans la structure sont importants.
Yapısal zararın miktarı çok fazla.
C'est notre approximation créée par ordinateur de votre structure faciale originale reconstituée à partir des scans 3D qu'on vous a fait.
Bu yüzünün orjinal halinin, yaptığımız 3 boyutlu tomografi ile elde ettiğimiz verilerle oluşturduğumuz görüntüsü.
Tu veux dire une structure gonflable?
Büyüğünden mi olsun?
C'est une belle structure.
Harika bir tesis. 12.000 koltuklu.
Ce virus remplace les cellules du corps par une structure moléculaire en bio-métal. Le corps humain est peu à peu transformé en machine.
Vücudun tüm hücrelerini işgâl ederek molekül yapısını biyometale dönüştürüyor böylece insan vücudu içeriden dönüştürülmüş oluyor.
C'est la structure du fournisseur de la banque Nadka.
Nadka Bankası'nın sunucu yapısını indiriyor.
Une autre structure osseuse est plutôt amphibien. Ces os sont aussi humain que tu l'es.
Setteki eksik bıçak... 20 cm uzunlukta ve oyuk kenarlı bir maket bıçağı.
C'est peut-être vrai, mais... la structure de la bactérie est trop identique pour qu'on l'ignore.
Peki, bu belki doğru olabilir, ama bakterinin yapısı onu gözardı etmek için oldukça benzer.
Ces jours-ci, ils doivent apprendre à leurs étudiants à défendre leurs structure.
Günümüzde artık öğrencilere yapıyı nasıl koruyacaklarını da öğretiyorlar.
Toute la structure est croulante.
Yıkılıyor burası.
Ce qui rendait cette musique différente c'était notre rébellion contre la structure traditionnelle des chansons.
İşte bu şey bu müziği farklı kılıyor Bu bizim geleneksel müziğe karşı çıkışımız mıydı?
Je l'ai conseillé afin que son organisation ait une structure familière au F.B.I.
Organizasyonun yapısal olarak, FBI'a benzemesi için ona tavsiyelerde bulunuyordum.
Une superbe structure qui aurait juste besoin d'être rafraîchie.
Çok güzeldir ama biraz çeki düzen verilmesi gerekiyor.
La structure est intacte.
Yapı bir bütün.
La gardienne secrète des matières génétiques, que l'on distribue dans la structure jusqu'aux nacelles.
Kraliçe genetik malzemeyi üretiyor, bu malzeme bölmelere dağılıyor...
Oui, des détails comme la structure et les possibilités d'agrandissement...
- Çalışılması gereken ayrıntılar. Strüktür, büyütme kapasiteleri...
Tu parlais de la possibilité d'agrandir une structure.
Strüktürün büyüme kapasitesi ile ilgili bir şeyler.
Carbonisé, mais d'après la structure osseuse, c'est un homme.
Tamamen yanmış ama kemik yapısına bakarak erkek olduğunu söyleyebilirim.
La structure de l'endosquelette ne correspond pas.
İç iskeletinin yapısal noktaları onunkilerle uyuşmuyor.
J'ai extrait une cellule du composé, je l'ai clonée et injectée dans la structure cellulaire d'une plante de la même division que ces espèces éteintes.
Bileşimden bir hücre ayıkladım. Onu klonladım ve aynı aileden soyu tükenmiş bir bitkiye enjekte ettim.
Non, parce que sa structure serait douteuse.
Hayır, çünkü bu... mimari açıdan aptalca olur.
Et parce que cette structure peut supporter plus de charge nous pouvons construire un bâtiment plus grand.
Ve bu yapı bize daha çok alan sağlayacak şimdiden binanın büyüklügünü arttırmış oluyoruz
Une petite structure de support pour un programme scientifique européen
Avrupa Deneysel Bilim Paketi için küçük bir roket yükü destek ünitesi.
Comment la chaleur affecte la structure moléculaire du scotch bon marché, et, comme vous le savez, donne des résultats très volatiles.
Sıcaklığın moleküler damarı nasıl taşıdığını yapıştırıcı yardımıyla ölçme. Eminim biliyorsundur, ki ne kadar değişken sonuçlar ortaya çıktığını.
Plus il y aura de structure dans ma vie, de routine... de normalité,
Ne kadar rutin ve normal bir hayat yaşarsam...
Il s'appuie contre la structure. Il nous semble tout près.
Ancak bekçi geliyor ve kolona doğru yaslanıyor ve bir adım ötede gibi görünüyor.
Les renseignements ayant pris la structure pour un repaire d'insurgés. Un bunker.
Donanma istihbaratı binayı bir isyancı hücre evi, bir sığınak olarak tanımladı.
Quand nous avons monté notre agence, nous avons réexaminé le passé, pour découvrir un design plus structuré.
Bu işi kurduğumuzda gerçekten dedik ki daha yapılandırılmış tasarımlar bulmak için geriye bakmak istiyoruz.
Il est identique dans sa structure chacun fait, tous les journaux de eta couple?
Yine yüklem. Serena. İyi misin?
Pas super, j'ai trouvé des dégâts dûs aux termites dans un petit espace et des défauts de structure dans les fondations donc pour résumer... c'était un cocktail plutôt sympa.
Ama harika değil. İçinde dolu karınca vardı. Ve temelinde de yapısal kusurlar var.
Par contre, j'ai trouvé des trous de termites dans les recoins et des défauts dans la structure des fondations, donc... l'un dans l'autre... c'était une soirée plutôt sympa.
Ama harika değil. İçinde dolu karınca vardı. Ve temelinde de yapısal kusurlar var.
Mon patron avait structuré le tout.
Anlaşma benim patronum tarafından yapıldı.