Translate.vc / Francês → Turco / Sun
Sun tradutor Turco
3,536 parallel translation
Sun Yat-sen à la collecte de fonds.
yurt dışındaki bağış kollarımız.
Si la révolte échoue, tu dois immédiatement prévenir Sun Yat-sen.
Keqiang söyledi, isyan başarısız olursa, hemen Sun Wen'e bilgi vermelisin.
Sun Yat-sen vit à l'étranger. Il n'est pas revenu en dix ans.
Sun Wen uzun süre önce yurtdışına kaçtı, 10 yılı aşkın süredir dönmedi.
Nous avons alerté les gouvernements étrangers et nos émissaires à son sujet. Il doivent nous informer de ses mouvements.
demek istediğim dış temsilciliklerimiz sun hakkında bizi bilgilendirmiyorlarmı?
Sun n'hésite pas à parler publiquement. Il recueille des fonds, organise la rébellion, arme...
buna rağmen Sun heryerde halka konferanslar veriyor, fonların arttırılması, isyancıların organizasyonu, silah kaçakcılığı, ayaklanma planları hakkında.
Ce n'est qu'un mortel. Sun n'est pas le Roi Singe.
o sadece bir insan, hayalet değil.
Il sème la confusion partout sur son passage.
Sun işleri yeterince zorlaştırıyor.
Sun manipule par ses mensonges. Le nombre de ses partisans augmente.
Sun'yalanlarıyla insanları kandırıyor, onun peşinden bir sürü insan gidiyor.
Nous éradiquerons Sun Yat-sen et ses disciples.
evet, yok etsinler. Sun Wen ve onun topluluğunu.
Sun Yat-sen a dit que la Chine était faible.
Sun Wen dediki, çin güçsüz.
La cour des Qing vous soutient et vous protège, mais vous fomentez un complot, et vous suivez des bandits comme Sun Yat-sen.
Qing hanedanlığı sizleri destekler ve sizleri korur, ama Sun Wen gibi isyan ederseniz, hepinizin sonu böyle olur.
Pourquoi ne demandez-vous pas à Sun Yat-sen d'être votre chef?
devrimci rütbeliler arasında büyük yetenekleriniz var. neden lideriniz Sun Wen'e sormuyorsunuz?
Sun Yat-sen est à l'étranger et Huang Keqiang va nous rejoindre.
şu anda. Sun Wen hala yurtdışında, ve Huang Keqiang'da onunla beraber. işte size teklifimiz bu.
Sur le long terme, mieux vaut quelqu'un pouvant traiter avec Sun Yat-sen et Huang Xing.
uzun vadede, bizimle bağlantı kurabilecek birini bulmalıyız. Sun Yat-sen ve Huang Xing.
Sun Yat-sen est-il toujours à l'étranger?
Sun Wen hala yurtdışındamı?
M. Sun Yat-sen.
bay. Sun Wen.
Ton père est ambassadeur de Chine et tu soutiens Sun Yat-sen?
Baban Çin İmparatorluk Elçisi, ve sen Sun Wen ile konuştun?
Sun Yat-sen, vous êtes un sujet des Qing, vous manquez de respect au pays.
Oing hükümetine vereceğiniz 6 milyon paundluk krediyi, tekar gözden geçiriniz. Sun Wen, bu Qing hanedanlığının konusu ama, ülken için hiç saygılı davranmıyorsun.
Sun Yat-sen, je vous ai déjà prévenu.
Sun Wen. bu benim ikinci uyarım.
Il paraît que les Chinoises se bandent les pieds à l'enfance.
bay. Sun, duyduğuma göre Çinli kızların genç yaştan itibaren ayaklarını bağlamak zorundalarmış.
Je pensais qu'il serait facile de les vaincre, mais les rebelles de Sun Yat-sen sont résistants.
onları yenmek düşündüğümüzden kolay olurdu, ancak Sun'nın isyancıları kendilerini çabuk toparlıyorlar.
La banque des Quatre Nations s'est laissée convaincre par Sun Yat-sen. Je crains que nous ne recevions un seul centime du prêt convenu.
4 uluslar arası banka Sun tarafından ikna edilmiş, korkarımki bu kredinin bir sentini bile alamayacağız.
Le Ciel punira Sun Yat-sen pour ce qu'il a fait à notre pays.
Allah bunun için.. Sun Wen'i cezalandıracaktır.
Sun Yat-sen, vos interventions répétées concernant le prêt a créé beaucoup de controverses en Chine.
Sun Wen, senin müdahalen... 4 uluslar arası banka kredisi ile anlaşmazlığa sebep oldu.
Nous avons tous deux atteint un certain âge.
Sun Wen, ikimizde orta yaşımızı geçtik.
Sun Yat-sen et Huang Xing sont dotés d'un grand appétit.
Sun Wen ve Huang Xing büyük bir zevkle güneyin barbarlığını yapıyorlar.
M. Sun, un télégramme pour vous.
bay. Sun, bu telgraf ingiltereden size geldi.
Je me dois de vous informer de quelque chose de toute urgence.
bay. Sun, size hemen bildirmek zorundayım.
Yat-sen! - M. Sun!
Yat-sen.
- Dunchu.
Sun. Dunchu.
M. Sun, quand le bateau a quitté l'Europe, que vous êtes-vous dit?
bay. Sun, geminiz avrupadan ayrıldıktan sonra, seyahatınızdan geri dönüşünüzde, hangi düşüncelerle geldiniz?
On dit que vous revenez avec des dons importants, c'est vrai?
bay. Sun, duyduğumuza göre büyük bağışlarla geri dönmüşsünüz, bu doğrumu?
M. Sun, qu'avez-vous dit à ces banquiers en Europe?
bay. Sun, avrupadaki bankacılara neler söylediniz?
Le Nord et le Sud négocient la paix.
bay. Sun, kuzey ve güney şimdi barış pazarlığı yapıyorlar.
Vous êtes le seul parmi nous qui connaissiez Sun Yat-sen.
aramızda Sun Wen'i en iyi tanıyan sensin.
Je veux en savoir davantage sur lui.
onun hakkında daha çok şey bilmek istiyorum. Sun Wen.
Zhang Shizhao a dit que grâce à Sun, la Chine pourra s'élever, que c'est le seul en Chine à pouvoir faire renaître le pays.
Zhang Shizhao dediki, Çin, Sun Wen sayesinde yükselişe geçecek O ülkesini, yeniden canlandıran insan olacak.
Le Japonais Miyazaki considère Sun comme un héros qui sauvera la Chine.
Miyazaki, Sun'nın ülkesini kurtaracak bir kahraman olduğunu düşünüyor.
Kang Youwei dit que c'est un ignorant, et Wu Zhihui que c'est un érudit travailleur.
Kang Youwei, Sun'nın kara cahil olduğunu idda ediyor. Wu Zhihui, Sun'nın çalışkan bir bilim adamı olduğunu söylüyor.
Beaucoup de gens disent que c'est un homme désintéressé.
birçok insandan şunu duydum : Sun özverilidir.
M. Sun, veuillez signer.
bay. Sun, lütfen imzalayın.
Sun Yat-sen est un pécheur, il est corrompu jusqu'à la moelle!
Sun Wen bir günahkardır, o bir ahlaksız,
Sur un total de 17 votes, Sun Yat-sen en a obtenu 16.
toplam 17 oy kullanıldı, Sun Wen 16 oy aldı.
Sun Yat-sen!
Sun Wen.
Je ne reconnais ni le gouvernement ni le soi-disant président Sun Yat-sen.
Ne Nanjing'in Geçici Hükümetini Nede Sun Wen'nin başkanlığını kabul ediyorum.
M. Sun, puis-je vous suggérer humblement d'y réfléchir sérieusement?
bay. Sun, tavsiyem, bu durumun ciddiyeti hakkında, lütfen iyi düşünün.
Si Shikai ne renverse pas la cour, le président ne démissionnera pas.
Yuan Shikai Qing hanedanını tahttan indirmezse, başkan Sun geri adım atmayacak.
M. Sun compte-t-il profiter de son poste?
Başkanlık pozisyonu Sun'ı şımarttımı yoksa?
Sun Yat-sen n'est pas ce genre d'homme.
Sun Wen öyle biri değil.
La Révolution n'appartient pas à une seule personne.
Sun Wen, Devrim, bir tek kişiye ait değildir.
M. Sun Yat-sen...
ölmekte olan bir ülkeyemi gelişmekte olan bir ülkeyemi? bay.