English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Sébastian

Sébastian tradutor Turco

1,951 parallel translation
Sebastian avait toujours son appareil photo sur lui?
Sebastian kamerasını yanından hiç ayırmadı bence.
Si, on l'a. - Sebastian nous l'a expédié.
- Kaybolmadı, eve gönderdi.
C'est la faute de Raben si Sebastian et d'autres sont morts.
Sebastian'la diğerlerinin ölümünden Raben sorumluydu.
Sebastian l'avait prédit.
- Sebastian tahmin etmişti.
- Sebastian Holst a envoyé un journal vidéo avant sa mort.
Sebastian Holst öldürülmeden kısa süre önce eve bir video günlüğü göndermiş.
Sebastian s'est engagé comme son frère qui était sur le terrain.
Sebastian oraya ağabeyiyle rekabet etmek için gelmişti.
Mais l'important, ce n'est pas lui, - c'est l'officier.
Zaten konu Sebastian değil, subay.
Le frère de Sebastian, vous le connaissez?
Peki ya Sebastian'ın ağabeyi? Onu tanıyor musun?
- La faute de Raben si Sebastian et d'autres sont morts.
- Ölümlerinden Raben sorumluydu.
Sebastian Holst a envoyé une vidéo.
Sebastian eve bir video günlüğü göndermiş.
Vos relations avec Frederik Holst, le frère de Sebastian?
Frederik Holst, Sebastian'ın kardeşi...
- Vous avez tenté de sauver votre frère, Sebastian.
İki yıl önce kardeşin Sebastian'ı kurtarmaya çalıştın.
La vidéo de Sebastian vous a porté à croire que Raben et les autres étaient responsables
Senin yorumuna göre kardeşinin ölümünden Raben sorumluydu.
Je peux hurler, ça ne ramènera pas Sebastian.
Ama bu Sebastian'ı geri getirmeyecek.
Viola et Sebastian, les jumeaux.
Viola ve Sebastian, ikizler.
"mais Sebastian a refusé d'abandonner sa sœur."
"ama Sebastian kardeşinin yanından ayrılmamıştı."
Je sais que tu aimes Beethoven, alors j'ai pensé que tu aimerais ceci, car sans Jean-Sébastien, il n'y aurait pas Ludwig van.
Beethoven ile iç içesin biliyorum ama bunu da seveceğini düşündüm. Senin de bildiğin üzere Johann Sebastian olmadan Ludwig van da olmazdı.
Jean-Sébastien Bach.
Johann Sebastian Bach.
Qu'est-ce qu'il y a, Bastien?
Sebastian!
Non, c'est une ville qui s'appelle San Sebastian.
Hayır, San Sebastian şehri.
Cette photo date de l'été où j'ai commencé à habiter San Sebastian.
Bu görüntü San Sebastian'a yerleştiğim yazdan kalma.
Un week-end, elle est passée par Madrid et on a accroché, et un mois plus tard, je déménageais à San Sebastian pour vivre avec elle.
Bir hafta sonu Madrid'e uğramıştı ve birlikte takıldık. Bir ay sonra da San Sebastian'a, onun yanına taşındım.
Seigneur Sébastien. Ces vérités manquent de charité.
Lordum Sebastian, sözleriniz doğru ama nezaket sınırını aşıyor.
Par quel pouvoir, noble Sébastien? Par quel pouvoir?
Ne olabilir, soylu Sebastian, acaba ne olabilir?
Noble Sébastien, tu laisses ta chance s'assoupir. Ou plutôt s'éteindre. Tu dors tout éveillé!
Soylu Sebastian, uykuda olan, hatta ölüm döşeğinde yatan senin kısmetin aslında.
Ce qui à présent te torture, Sébastien.
Bu yüzden vicdanın sızlıyor şimdi, Sebastian.
Ma chair... Et mon sang. Mon propre frère.
Kendi kanım ve canım, sen öz kardeşim insanlık ve merhameti benliğinden sürüp, yerine ihtirası ağırlayan sen Sebastian ile birlikte burada kralınızı öldürmeye kalkışan sen.
Un casting ouvert à tous, hein, Sebastián?
Açık oyuncu seçimi mi yapılıyor Sebastián?
Sebastián...
- Sebastián... - Efendim?
Sebastián, on y va!
- Sebastián, gitmeliyiz.
Sebastián, une question :
Sebastián bir şeyler söyle.
Ça va le faire, Sebastián!
Öğreneceğiz Sebastián!
Sebastián m'a filé des livres, mais je lis pas autant qu'Alberto.
Sebastián okumam için 20 kitap verdi ama ben onun gibi okumayı seven biri değilim.
Sebastián reste fidèle au texte.
Sebastián bu yüzden metne bu kadar sadık.
Je voulais pas de lui, mais Sebastián avait raison.
Hayır ben onu istememiştim ama Sebastián haklıymış. Evet o haklıymış.
Sebastián veut une foule qui cherche de l'or dans la rivière. Ça va être géant!
Sebastián muhteşem sahneler hazırlıyor altın araması için vadide yüzlerce adam var.
Attends, laisse-moi faire.
Sebastián. - Bana biraz izin ver.
Rends-moi service, pars avec eux.
Yardımcı ol bana Sebastián. Senden rica ediyorum. Ekiple git.
Sebastián, on va pas plus loin.
Buraya kadarmış.
Rends-toi à l'évidence, Sebastián.
Kabul et, bitti artık Sebastián.
Sebastián, viens!
Sebastián, gel hadi.
Viens avec nous.
Sen de gel Sebastián.
Aider Sebastián à finir ça.
Filmi bitirmesinde Sebastián'a yardım ederim.
Je suis le capitaine Henri Sebastian de la gendarmerie nationale à Saint-Jean-Pied-de-Port, en France.
Ben Başkomiser Henri Sebastian. Fransa'nın Saint-Jean-Pied-de-Port bölgesinden arıyorum.
- Capitaine Henri Sebastian.
- Ben Başkomiser Henri Sebastian.
Je suis chirurgien à Saint-Sébastien et j'aurais aimé voir le dossier de l'un de vos patients.
St. Sebastian hastanesinden bir cerrahım ve hastalarınızdan birinin dosyasına bakabileceğimi umuyorum.
Hey, pouvez-vous le faire au nom de Sebastian?
Sizden ricam "Sebastian'a" diye yazar mısınız? - Tabii ki.
Sara Miller, hôpital St Sebastian.
Sara Miller, St. Sebastian Hospital.
Elle est infirmière à l'hôpital St Sebastian.
Sebastian Hastanesinde hemşireymiş.
S'occupe des riches assurés à l'hôpital St. Sebastian.
Hasta kabul hakkı, St. Sebastian Hospital'de.
Le petit ami de Renner avait du goût.
Sebastian Renner'in erkek arkadaşının gerçekten hoş bir zevki varmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]