Translate.vc / Francês → Turco / Taco
Taco tradutor Turco
1,125 parallel translation
Taco!
- Taco!
Ça va?
- Taco iyi misin?
Regardez ce qui arrive au taco.
Bakın sandviçe ne olacak.
Je ne peux pas croire que tu as arrosé mon taco!
Koltuğuma işediğine inanamıyorum.
On a eu un pépin au milieu de la course avec Ricky... et puis j'ai tamponné Dale... mais la Chevrolet Hardee's-Burger King-Taco Bell-KFC est formidable. "
Ricky motoru kusturduğu zaman yarışın ortasında başım derde girdi. ... ve ben Dale'e arkasından dokundum. Ama çoğu zaman Hardee'nin Burger King-Taco Bell-KFC Chevrolet'si harikaydı.
Si t'aimes pas, on peut aller au Taco Bell, c'est peut-être plus ton style.
- Burayı beğenmediysen, Taco Bell'e falan gidebiliriz. Belki bu tam senin tarzına uygundur.
Je suis du genre Taco Bell?
Bana Taco Bell çocuğu mu demek istedin?
Un hamburger, un taco.
Hamburger, tako.
Tu vois la pub pour tacos avec les deux bonnes femmes?
İki kadının oynadığı taco reklamını gördün mü?
Je veux revoir les bonnes femmes aux tacos.
Taco'cu kadınları bir daha izlemek istiyorum.
Chez un médecin, ça te gêne, mais pas dans une voiture garée derrière un Taco Bell?
Doktor ofisinde yapmak tuhaf da... ... Taco Bell'in arkasına park etmiş bir arabada yapmak değil mi?
Le parking d'un Taco Bell, c'est mieux qu'un cabinet médical?
Taco Bell'in otoparkında yapabiliyorsun da doktorun ofisinde mi yapamıyorsun?
- Comme quoi? - Un taco?
- Bilmem.
Le plus grand taco du monde risque d'être difficile à servir.
Taco? - Servis etmesi zor olur.
Bienvenue au Taco Barn, puis-je prendre votre commande?
Taco Barn'a hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?
Si vous ne pouvez pas avoir Stan ou Tommy, commandez chez Paco's taco
Stan ya da Tommy yoksa, Paco'nun Taco'larından sipariş edin.
Prend ça et achète toi un taco.
Git kendini biraz doyur.
"Un taco geant fabriqué à Mexico"
DEV TACO MEKSİKA'DA YAPILDI
Moi aussi, mais je dîne avec mon copain au Taco Bell.
Yardım ederdim? ama erkek arkadaşımla Taco Bell'de akşam yemeği yiyeceğim.
Il va te faire craquer Le parfum taco de mes baisers
Tüm dileklerini benim tako soslu öpücüğümle gerçekleştir.
Taco taco, burrito, burrito Taco taco
Burito buri... to. Tako tako.
Ecoutez, Miss Lopez, le personnel de La Taco est une famille. Il faut être plus aimable avec les gens.
Bakın Bayan Lopez, eğer La Tako ailesinin bir üyesi olacaksanız, insanlarla anlaşmayı öğrenmeniz gerek.
Pourquoi pas un taco qui chie des boules de glace.
Cips nasıl olur, dondurma sıçan bir cips?
Un Taco Lancelot?
Yumuşak taco, o zaman?
Je préfère les saucisses aux moules.
- Ciddi misin? Bilmiyorum. Sanırım sosisi taco'ya tercih ediyorum.
- Tu es mort, petit taco!
- Sen öldün Taco çocuk!
Au Wendy's?
Wendy's? Taco Kitty?
On avait un match à 19 heures 30 contre Taco Hut.
Hutchinson Taco Büfesi ile saat 7 : 30'da maçımız vardı.
On va manger à Taco Bell?
Eğlenceli bir şeyler yapalım mı?
Je ne peux pas aller à Taco Bell.
Taco Bell'e gidelim mi? Taco Bell'e gidemem!
Tu ma rapporter un Taco?
- Bana taco getirdin mi?
Apprenez-lui à dire : "Je veux du Cacamole".
Ve ona "Quiero Taco Bell" demeyi öğret.
Un pub irlandais qui sert des tacos.
Bir İrlanda barının balık taco yapması.
Il y a plus de McDo que de KFC, Wendy's, Popeyes, et Taco Bell réunis. Ça en fait des hamburgers.
- Ve KFC, Wendy's, Popeyes ve Taco Bell'in birleşiminden fazla Mc Donald's var.
Taco Bell!
- Taco Bell. Taco Bell
Diderik et Taco étaient là, alors...
Diederik ve Taco oradaydı...
Il lui criait toujours dessus comme si elle lui avait oté le taco de la bouche.
Sanki adamın son lokmasını yemiş gibi habire kıza bağırıp dururdu.
Je vous emmène tous manger des tacos!
Akşam yemeği için taco yemeğe gidiyoruz!
Nous avons préparé une soirée Fais tes propres tacos.
Yemek için, taco hazırladım.
Un taco, s'il vous plait.
- Taco, lütfen.
Je peux t'acheter un taco.
Ben sana taco alabilirim.
Franchement, moi, je vendrais mon corps pour un de ces desserts glacés de Choco Taco.
Açıkçası çikolata parçalı dondurma getiren birisi bana sahip olabilir.
Ou quand j'ai vu Mike Tyson dans un taco.
Ya da Mike Tyson " ın Meksika böreği reklamında çıkması gibi.
La deuxième fois, ça m'a touché au menton. Un taco ramolli.
İkincisinde, çenemin ortasına yediğim bir dürümdü.
RESTAURANT LE TACO 10h47
TAKO DÜKKANI Sabah 10 : 47
Je te fais des tacos?
Taco ister misin?
- On va se faire un taco.
- Tako yiyelim.
Tout doux ou tu vas renverser ton taco!
Acele etme evladım, yoksa takoyu düşüreceksin.
Le parfum taco de mes baisers
Ne yapıyorsun?
Mangeons d'agréables tacos ce soir.
Hadi bu gece yumuşak taco yapalım.
- Tu veux un seul taco ou deux?
Kaç taco istersin? Bir mi, iki mi?