Translate.vc / Francês → Turco / Tacos
Tacos tradutor Turco
826 parallel translation
Je vous ai apporté un tacos au poulet.
- Onun yerine tavuklu "taco" getirdim.
Un tacos?
- Tavuklu "taco" mu?
Certaines ont commencé à apporter du café et des tacos à leur mari. La fatigue et la faim les tenaillaient.
Pek çok kadın kocasına kahve ve çiğneme tütünü getirmeye başladı, erkekler yüzünden sadece yorgun ve aç oyunculardık.
Tacos, enchiladas, piments farcis, cheeseburgers, hamburgers spéciaux, hot-dogs, chips nature, chips aux épices.
Tako, enchilada, tavada çili, çizburger, bonus burger sosisli sandviç, patates kızartması, baharatlı patates- -
Et... Billy le Kid est à ma table en ce moment même. Il mange des tacos avec ma nièce, comme autrefois.
Billy the Kid su anda masamda oturmus eskiden oldugu gibi yegenimle tako yiyiyor.
J'aime les tacos et le vin. Ma couleur préférée, c'est le magenta.
Taco ve kırmızı şarap severim. en sevdiğim renk ise magenta.
Je peux vous offrir un verre ou des tacos?
Birşey içmek filan ister misin? Böğreye ne dersin?
Se faire offrir une bière et des tacos par un footballeur.
- Sana tako ve bira ısmarlayacak bir futbolcu.
Les footballeurs, les tacos ou la bière?
Futbolcuları mı, böğreyi mi yoksa birayı mı?
J'aime les tacos et la bière.
Takoyu da severim, birayı da.
Tout le monde lâche ses tacos ou ça va saigner!
Pekala millet! Taco'ları atın yoksa beyninizi patlatırım!
J'ai deux tacos dans le frigo.
Buzdolabında birkaç tako olacaktı.
C'est bien la vérité, deux tacos!
Biliyor musun, haklıymışsın. İki tako var.
- Deux tacos, un pot d'olives... et 6 pots et demi de mayonnaise.
- İki tako, bir kavanoz zeytin ve altı buçuk kavanoz mayonez.
- et 2 vieux tacos.
-... biri mi söylüyor yani?
Il y aura des hélicoptères et des avions et des tacos.
Helikopterler ve uçaklar gelecek ve taco.
J'espère que les tacos iront.
Umarım... bu yemeği de beğenirsin.
Faut que j'arrête de manger des tacos.
Bir daha öğle yemeğinde, Meksika dürümü yemeyeceğim.
Ils recyclaient les ouvriers dans la confection des tacos.
Buradaki Taco Bell, işlerinden atılan otomotiv işçilerine tako ve tavuklu fajita "montajının" inceliklerini öğretiyordu.
Tu dois consommer au moins un quantité égal à 850 tacos.
Yaklasik 850 tane taco degerinde besin tüketmen gerekiyor.
Nos spécialités sont : tacos, moussaka et cassoulet.
- Bugünün spesyalleri "taco" musakka ve dil sosis ve fasulye.
Vous ne pouvez pas échanger des tacos pour des enchiladas!
Taco yerine enchiladas vermek gibi bir şey bu!
Ces tacos vont me tuer.
Yemek öldürecek beni.
On a fini par prendre un tacos
Sonunda, eve taksi tutalım dedik.
100 tacos pour 100 $. Je vais m'offrir ca.
Ben onu alacağım.
100 TACOS POUR 100 $ Je m'achèterais bien 100 tacos tout de suite.
Ah be 100 tane tacoyu şu an alıyor olabilirdim.
Tu l'emmènes à Santa Fe avec les tacos?
Santa Fe'ye götürüyorsun onu öyle mi? Taco mu yiyeceksiniz?
Vous savez ce que ces bouffe-tacos ont fait à Helenowski et Brown?
Stens, bu heriflerin bizimkilere neler yaptığını duydun mu?
Ce petit déjeuner aux tacos est mieux?
Sanki senin yediğin şey çok iyi.
Tu veux manger? Il y a un vendeur de tacos.
Bir şey yemek istersen sokakta taco satıyorlar.
Et le buffet de tacos à $ 1,99 de Hog Head McDunna's plus le concert après le match?
Hog Head McDunna'da 1 dolar 99 sente açık taco büfesi var ve maçtan sonra canlı müzik.
Je me tape de ce que tu passes.
Tacos bile kaçırsan umurumda değil,
Du homard farci aux tacos.
Takoyla doldurulmuş ıstakoz.
J'avais fait des tacos.
- O akşam tako salatası yemiştik,
Oui, mais délivrez-moi, je veux manger des tacos.
Evet, ama buradan kurtulup taco ve burrito yemeliyim!
Me gusto tacos mucho.
Me gusta tacos mucho!
Je vous donnerai des tacos.
Lütfen yardım edin! Size taco veririm!
C'est à cause des tacos au thon.
Tachos yememeni söylemiştim
Je ne vois pas de strip-teaseuse offrir des tacos gratos. Loïs, tu m'as menti.
Dur biraz.Ben hiç bir yerde servis yapan striptizci falan görmüyorum.Lois, bana yalan söyledin.
On s'arrête pour acheter des tacos... faute de restau, à un mec qui les sortait du coffre de sa Hibachi.
Restoranın birinde Meksika dürümü almak için durduk. Restoran dediğim de adamın birinin arabasının bagajındaki Japon mangalı.
- Des tacos!
- Evet, Meksika dürümü yaptım.
C'est quoi, des tacos?
Orada ne var? Meksika dürümü mü?
C'est des tacos.
Onlar Meksika dürümleri.
Protège les tacos.
Taco'ları sakla.
Et bien, c'était en remerciement de ta casserole de tacos.
Şey, neyse ki elimizde... senin güveç kabın var, değil mi?
Elle mange des tacos!
Tako yiyor!
Des tonnes de tacos!
Bir sürü tako.
Miss Prétentieuse Je-sais-tout est une bouffeuse de tacos!
Bayan kibirli, bir tako canavarı.
Des tacos?
Taco mu?
Ailes, cuisses de poulet, tacos...
Arsızlaşırsa, çaresine bakacağız. Anladın mı?
Tacos? On parle de tacos?
- Kanatlarım, bacaklarım, tacolarım var.