Translate.vc / Francês → Turco / Také
Také tradutor Turco
791 parallel translation
Tokuyawa, le Daimyo O-Take-San, sa fille Le Bonze Karan, le serviteur du temple
Tokuyawa ; The Daimyo, O-Take-San ; kızı, The Bonze Karan ;
Kin-be-Araki, le tenancier du salon de thé Hanake, la servante de O-Take-San Olaf J. Anderson Eva
Tapınak hizmetkârı Karan ; Tapınak hizmetçisi, Kin-be-Araki ;
Tokuyawa, le Daimyo, revient au Japon, de retour d'Europe.
O-Take San'ın hizmetçisi, Olaf J. Anderson, Eva. Tokuyawa Daimyo, Avrupa'dan Japonya'ya geri döner.
O-Take-San, sa fille
O-Take-San, onun kızı.
"O-Take-San, ton père t'a ramené ceci des terres étrangères."
"O-Take-San, baban bunu yabancı ülkelerden senin için getirdi."
... Donc, dans quelques jours O-Take-San deviendra la prêtresse de la'Forêt Sacrée'...
Öyleyse, birkaç gün içinde O-Take-San Kutsal Orman'ın rahibesi olacak.
et Bouddha entendra O-Take-San! "
Ve Buddha O-Take-San'ı işitecektir.
"O-Take-San a quelque chose à vous dire!"
"O-Take-San'ın, size söyleyecek bir şeyi var!"
"Il faut te préparer, O-Take-San, dans deux jours aura lieu ton initiation comme prêtresse."
"Bunun için kendini hazırla, birkaç gün içinde bir rahibe olarak kabul edilişin gerçekleşecek."
"O-Take-San serait une excellente geisha pour le tenancier de la maison de thé."
"O-Take-San, Çayevi için çok iyi bir geyşa olurdu."
"Venez vite, O-Take-San, je veux vous libérer, mais promettez-moi de renoncer!"
"Çabuk gel O-Take-San, serbest kalmanı istiyorum, fakat sessiz olacağına söz ver!"
"Où est O-Take-San?"
"O-Take-San nerede?"
"Amène-moi O-Take-San, ou bien je..."
"Bana O-Take-San'ı getir, yoksa..."
" Saint Prêtre, après beaucoup d'efforts j'ai trouvé O-Take-San.
" Kutsal Rahip, birçok gayretten sonra O-Take-San'ı buldum.
" Tu ne devrais pas mettre tant de foi dans ton bonheur, O-Take-San...
"Mutluluğunuzun içine güveni bu kadar çok koymayın O-Take-San. Çok çabuk değişebilir!"
"Cette petite O-Take-San semble t'aimer vraiment!"
"Bu genç O-Take-San, seni gerçekten seviyor görünüyor!"
" O-Take-San, ne sois pas triste...
" Hoşçakal O-Take-San, üzülme...
Grand Bouddha, exauce mon voeu et rends O-Take-San heureuse à nouveau! "
Büyük Buddha, dileğimi kabul et ve O-Take-San'ı tekrar mutlu yap! "
" Dans quatre semaines cela fera quatre ans que le mari de O-Take-San l'a laissée.
" Dört hafta içinde O-Take-San'ın kocası onu bırakalı 4 yıl olacak.
"Je veux savoir maintenant où vit O-Take-San!"
"Acilen O-Take-San'ın nerede yaşadığını bilmek istiyorum!"
"O-Take-San vit avec le tenancier de la maison de thé, Kin-Be-Araki!"
"O-Take-San, Çayevinin işletmecisiyle birlikte yaşıyor, Kin-Be-Araki!"
Si O-Take-San ne peut pas payer... Elle doit rester dans votre maison de thé! "
Eğer O-Take-San ödeyemezse, senin çayevinden ayrılmalı! "
"Cet étranger a payé pendant trois ans, O-Take-San a vécu ici quatre ans avec moi, et si elle ne paye pas le loyer, elle doit quitter de suite la maison."
" O yabancı üç yıl için para ödedi.
" O-Take-San est magnifique...
" O-Take-San güzel...
"O-Take-San, un émissaire de Lord Matahari t'attend!"
"O-Take-San, Lord Matahari'den gelen bir elçi sizi bekliyor!"
"Je vous aime, O-Take-San, et si vous le désirez..."
"Seni seviyorum O-Take-San, eğer sen de istersen..."
"O-Take-San, voulez-vous m'épouser?"
"O-Take-San, benim karım olur musun?"
" Vous vous méprenez, O-Take-San...
" Yanılıyorsun O-Take-San.
" Le temps d'O-Take-San a expiré.
" O-Take-San'ın zamanı doldu.
Ils veulent voler l'enfant de O-Take-San! "
O-Take-San'ın çocuğunu çalmak istiyorlar! "
"Venez, c'est votre devoir d'aider cette pauvre O-Take-San!"
" Gelin, zavallı O-Take-San'a yardım etmek en azından göreviniz.
" Il arrive, O-Take-San!
" O geliyor O-Take-San!
"O-Take-San est morte!"
"O-Take-San ölmüş!"
You didn't take the bottle of scotch to her house Friday night.
O viski şişesini onun dairesine Cuma gecesi getirmemişsin.
" But I won t take second billing
Ben hazırım, gönüllüyüm, yapabilirim
D'habitude, tu sais feindre un tendre baiser au déjeuner.
Something fell through in Washington and I have to take basic training.
- Why did you take Lang then? - Because "The Odyssey" needs a German director.
Çünkü Odyssey'nin Alman bir yönetmene ihtiyacı var...
- Paul, you won t be comfortable back here, so why don t you take a taxi?
Paul sen arkada rahat etmezsin, bir taksi tutsan iyi edersin bence.
- Oui, merci. - She agrees to take off her clothes Tuesday morning, eight o clock on the beach.
Salı günü sabah 8'de herkes kıyafeti ile plajda hazır bulunsun.
Dans le Sun, le Times, la Chronique, ils racontent tous la même chose que nous!
Take your pick. Hepsi de bizim söylediğimiz şeyin aynısını söylüyor :
And she says : Yeah, man Why don t you take it off?
O da bana dedi ki'Neden çıkarmıyorsun'
Take that off.
Bunu çıkaralım.
Look here, you d better take your shoes off.
Aslında, ayakkabılarını çıkarsan daha iyi olur.
Come on, take them off for a minute.
Hadi ama, iki dakikalığına çıkarıver.
Arrête.
Uzatma ama Take.
Merci beaucoup.
Take, çok sağ ol.
Vous ne venez pas de quelque part, comme Ichi de Matsu ou Ichi de Take?
Matsu Ichi veya Take Ichi gibi ikinci bir ismin yok mu?
Hé, Take.
Hey, Take.
Et je t'emmènerai dans le Tennessee
# And I'll take you down to Tennessee #
SLY AND THE FAMILY STONE "Plus haut"
[Sly and the Family Stone - I want to take you higher]
je peux aussi bien m'en aller.
But I don't have to take the job.