Translate.vc / Francês → Turco / Tal
Tal tradutor Turco
600 parallel translation
Saignez-les!
Onların kanını akıtalım!
... "Qu'un sang impur abreuve nos sillons"
Kan akıtalım!
- Bonsoir. Nous aimerions nous présenter.
İzninizle kendimizi tanıtalım efendim.
Inscrivez.
Bunu not al. Resmini dağıtalım.
La clé ne rentre pas.
Bu anahtar uymuyor. Bu Tal- -
Le repas n'est pas encore prêt.
Bu arada yemeği ısıtalım.
Nous allons d'abord distribuer ces fiches.
İlk olarak şu kartları dağıtalım.
Première chose, une ambiance plus intime.
Önce, ortamı biraz daha ısıtalım.
Viens boire et noyer tes douleurs.
Gel birlikte içip, biraz efkâr dağıtalım.
Ma bête doit partager le fardeau.
O zaman yükü benim hayvana da dağıtalım... Israr ediyorum.
Ou devrait-on réduire cet endroit en pièces?
Ya da bu mekanı dağıtalım?
Une saignée, madame, pour faire s'échapper les mauvaises humeurs.
Kötü huylarından arınması için kanını akıtalım diye düşünmüştük efendim.
Laissons-le se réchauffer.
Onu ısıtalım, sonra giysilerini çıkaralım.
Sur Vulcan, on appelle cette méthode le tal-shaya.
Vulcan'da bu yönteme tal-shaya denir.
La nuque brisée à la manière de ce que Spock décrit comme le tal-shaya.
- Tellariteli, Gav, öldürülmüş. Boynu kırılmış Sayın Büyükelçi, Spock'un tarifiyle tal-shaya şeklinde.
Et maintenant, je souris de toutes mes dents.
Şimdi iyice sırıtalım. Sana böyle poz vereyim.
Je suis le sous-commandant Tal, du vaisseau romulien.
Ben Romulan üssünden Yardımcı komutan Tal.
Où est Tal?
Tal nerede?
- Pas maintenant, Tal.
- Şimdi değil, Tal.
- J'ai le sous-commandant Tal.
- Yardımcı komutan Tal var.
Restons ici et distribuons du pain des deux côtés.
Benim fikrime göre burada kalıp iki tarafa da ekmek dağıtalım.
Servons-nous des Allemands contre les Bolcheviks.
Alman ordusuna silah dağıtalım ve birlikte Ruslara karşı savaşalım.
Comment nous diviser?
Birliği nasıl dağıtalım?
Allez, les gars. On déménage, et vite.
Tamam beyler, mümkün olduğunca çabuk burayı dağıtalım.
Réchauffons l'atmosphère!
Burayı biraz ısıtalım.
Il paraît que c'est fœtal. Le cœur de la mère qui bat dans votre dos.
Bu insanın doğmadan önce annesinin karnındayken duyduğu kalp atışlarını hatırlatırmış.
On va t'enlever tes sabots et tes chaussettes, et te réchauffer.
Sabolarını ve çorabını çıkaralım ve seni ısıtalım.
Réchauffe-toi les pieds, ils sont gelés.
Buraya, şu ayakları ısıtalım, donmuşlar.
Perdons pas de temps.
Biraz zaman kazanmak için iki tarafa da dağıtalım.
- Vidéo V1.
- Akıtalım.
Je mets de l'eau pour le café de papa.
Babanın kahvesi için su ısıtalım.
On va se faire la bagnole de ce connard.
Piçin arabasını dağıtalım.
Allez, les gars, tirez.
Hadi çocuklar. Biraz ısıtalım şunu.
- Allez, Coach, on sert les clients.
- Müşterilere içki dağıtalım, Koç. - Tabii, Sam.
Devenons marteau!
"Hadi dağıtalım!"
- Que fait-on? Evacuez les habitants.
- Önce kalabalığı dağıtalım.
On décampe d'ici!
Biraz lastiklerimizi ısıtalım.
On va se faire le centre.
Haydi, alışveriş merkezini dağıtalım.
Bon, on va faire une descente chez eux, tout saccager, piquer leurs dossiers, et faire passer ça pour de l'espionnage.
Oraya gidelim ofisi dağıtalım ve kayıtları yok edelim, sonra da bunun endüstriyel casusluk olduğunu söyleyelim.
Tu sais, ma chérie, tu as vraiment mûri.
Bilirsin, talım, gerçekten büyüdün.
G.I. ou non, ce sont les seuls pavillons de la Vallée avec des murs en lattes et en plâtre et avec des parquets.
Bunlar Vadi'deki tek bahçeli evler, asker olsun olmasın, çıtalı, sıvalı ve parke zeminli.
- OK, on le réchauffe.
- Okey, ısıtalım onu.
K'Tal, le Conseil connaît bien la loi de l'hérédité.
K'Tal, Konsey veraset kanununu iyi biliyor.
K'tal?
K'tal?
Gowron ou K'tal?
Gowron mu, K'tal mı?
C'est de là qu'il faut le faire sortir.
Oraya gidelim o halde. Dışarı akıtalım.
Maintenant dispersez-moi tout ça.
- Pekâlâ, tamam. Şimdi, şu kalabalığı dağıtalım!
- Diminution des réactions VeK'tal.
- VeK'tal yanıt hızla düşüyor.
- Réchauffons-le entre nous.
- Onu aramızda ısıtalım.
Alors, on va lui dévisser les rotules, à ton négro?
Naber beyler? Gidip şu piçin beynini dağıtalım.
Peut-on donner?
- Dağıtalım mı