Translate.vc / Francês → Turco / Teau
Teau tradutor Turco
50 parallel translation
J'ai command un g teau au chocolat.
Çikolatalı pasta istemiştim.
les autres peuples c l brent les anniversaires en coupant le g teau.
Başkaları doğum gününü pasta keserek kutlar.
laisse moi voir qui a eu le g teau.
Bakalım pastamızı kim almış.
Ce g teau semble bien bon.
Pasta da iyi görünüyor.
C'est un g teau d'anniversaire, command avec amour.
Rahul, bu herhangi birinin Do? Um günü pastası. O kişiye aşk ile sipariş edilmiş.
Voil , par erreur J'ai eu votre g teau, tatie.
Aslında, yanlışlıkla pastanızı aldım, yenge.
Voil votre g teau...
Buyurun pastanızı.
Pas de probl me. J'ai d j mang un peu du g teau en chemin.
Sorun değil, aslında bende gelirken biraz pastadan yemiştim.
- Non, entrez, venez manger du g teau.
Hayır, gel ve bizimle pasta ye.
venez voir la personne qui a achet ce g teau, merci.
Pastayı sipariş eden kişi sana teşekkür etsin.
Ce pauvre homme qui vous avez piqu les sandwiches par erreur... a ramen le g teau. - c'est sympa!
Yanlışlıkla sandviçlerini aldığın zavallı adam pastayı geri getirdi.
Ce g teau a mis un clat dans mes yeux... et un rythme musical qui fait vibrer les cordes de mon coeur.
Pasta geldi, gözlerim pırıldıyor. Kalbimin tellerinde müzik ritmi çalıyor.
De tuis tuper bien dans ma teau.
Ben de tendimi iyi hittediyorum.
Elle vit dans un chà ¢ teau d'eau.
Su kulesinde yaşıyor.
C'est pourquoi elle vit dans le chà ¢ teau d'eau.
Neden su kulesinde yaşadığının kanıtıdır bu.
Pourquoi me regardez-vous comme à § a? alors qu'il y a une sirà ¨ ne dans un chà ¢ teau d'eau, les filles?
su kulesinde bir denizkızı varken neden bana böyle bakıyorsunuz?
J'à © tait en train de courir de ce matin, pas loin du chà ¢ teau d'eau, et, et j'ai entendu pleurer cette pauvre fille,
Bu sabah su kulesinin aşağısına doğru koşuya gitmiştim, ve, ve zavallı bir kızın ağlamasını duydum...
On nous rapporte qu'une jeune fille serait pià © gà © e Dans le chà ¢ teau d'eau Baybridge.
Baybridge'de bir su kulesinde kısılı kalan bir genç kız ile ilgili haberimiz var. +
Storm Banks en direct du chà ¢ teau d'eau de Baybridge, oà ¹ une fille non identifià © e a à © tà © prise au pià ¨ ge.
Ben Fırtına Banks, Baybridge su kulesinden canlı olarak bildiriyorum. Kimliği belirlenemeyen bir kız kulede kapalı kaldı.
Drôle de ch † teau.
Çok güzel bir kale.
Un gà ¢ teau au chocolat exquis.
Çok güzel bir çikolatalı pastadır.
"Ba-teau".
San-dal.
- Je peux vendre aussi? J'aimerais avoir une plus grosse part du gà ¢ teau...
- Kendi alıcılarımın olduğunu düşünsene bilirsin, belki büyük iş?
Je le prononce "teau-kays" maintenant.
Artık "Teau-kays" olarak okuyorum.
Je savais ce que je faisais quand je te l'ai pris comme le gà ¢ teau d'un écolier. Trà ¨ s bien, fils de pute.
Küçük bir çocuktan bisküvisini alır gibi senden onları aldığımda ne yaptığımın farkındaydım.
Maman t'a fait un gà ¢ teau à la clà © mentine.
Annem en sevdiğin mandalinalı pastadan yaptı.
Et toi, monsieur GÃ ¢ teau?
Sen ne iş yapıyorsun pastacı adam?
Le gà ¢ teau, c'est pour aujourd'hui seulement.
Pasta sadece bugünlük. Ben pastacı değilim.
- Oui. J'ai du gà ¢ teau à se là © cher les babines.
Manyak bir pastam var adamım.
C'est du gà ¢ teau à la clà © mentine.
Bu mandalinalı pasta.
Oui, il a enveloppà © le gà ¢ teau avec.
Evet, pastayı buna sarmıştı.
Et des mots sur un papier d'emballage de gà ¢ teau.
Bir de pasta sardığı kağıda birkaç kelime yazmış.
Sean a dit qu'il allait rencontrer des seigneurs de guerre et qu'il emporterait mon gà ¢ teau pour obtenir l'autorisation de parcourir les lieux inexplorà © s.
Sean çok yakında savaş ağalarıyla buluşması gerektiğini söyledi... ve vahşi doğada yolculuk yapabilmek için benim pastamdan götürdü. Pasta ikram ederek onlardan izin almayı planlıyordu.
Offrir aux seigneurs de guerre le gà ¢ teau de maman s'est avà © rà © être une bonne idà © e.
Annemin pastasını savaş ağalarına sunuyoruz
En fait la ceinture à © tait la cerise sur le gà ¢ teau.
Şampiyonluk kemeri bu işin bonusuydu, Bay McMahon.
- Je peux avoir du gà ¢ teau?
Biraz pasta versene.
Cou... teau.
Bıçak.
On apporte le gà ¢ teau? Je vais le chercher.
- Evet, ben getiririm.
C'est la place du ga ¢ teau de mariage!
Oraya düğün pastası gelecek.
Discours et ga ¢ teau.
Konuşma ve pasta!
Qui est le pà ¨ re Flanagan? Que fait-il sur le gà ¢ teau de Ramona?
Papa Flanagan kim ve Ramona'nın pastasında ne işi var?
Quand tu m'as dit de vérifier le gà ¢ teau, c'était vraiment pour que je le fasse?
Bana pastayı kontrol et dediğin zaman, gerçekten pastayı kontrol mü etmem gerekiyordu?
En attendant, qui veut une part de ce beau gà ¢ teau glacé?
Bu arada, dondurmalı doğum günü pastasını kesmeye ne dersiniz?
Ou plutà ´ t de cette soupe de gà ¢ teau glacé?
Sanırım bu dondurmalı çorba olmuş.
Bon, qui veut une tasse de gà ¢ teau d'anniversaire?
Pekala, kim doğum günü pastasına susadı?
Et aprà ¨ s, on mangera du gà ¢ teau, et j'adore le gà ¢ teau.
Hem sonra pasta da keseceğiz, bayılırım pastaya.
La cerise sur le gà ¢ teau.
Ve en önemlisi de
Dà © jà que je ne voulais pas venir, là c'est vraiment la cerise sur le gà ¢ teau!
Mmm.
- Un gà ¢ teau?
Yemek.
BÃ ¢ teau non-opérationnel.
Tekne olarak iş göremez belgesi.