English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Tend

Tend tradutor Turco

602 parallel translation
Mon whisky te tend les bras.
Viski şişeme doğru tam gaz.
Celui qui tend vers tout ce que la vie a de noble.
Bir kişiliği onurlu bir yaşam için çabalar.
C'est lui qui vous tend un piège!
Söyleme. Seni kandırmaya çalışıyor.
Elle nous tend les bras.
Bizi bekliyor.
Une fois. Le patron te tend l'enveloppe.
Evet, patron eline zarfı tutuşturur.
Attention! Il vous tend un piège!
Link, seni tuzağa düşürmek istiyor.
Un jour, sur la 3ème et Broadway, je cogne parce qu'on me tend L'Observer.
Broadway'le kesişen bir sokaktaydı. "The Observer" uzatan adamı dövmüştüm.
L'officier lui tend la bouteille de champagne qui est attachée par le goulot.
"Deniz subayı Bayan Pierce'e bir şişe şampanyayı verdi..."
La fille me tend les bras et se met à valser.
Kız, kollarını benden çekti ve dans etmeye başladı.
Mais... pourquoi ne nous tend-il pas la main?
Onlara yardım etmeye ne dersin?
Mais n'essaie pas de m'arnaquer avec les boniments que te tend cette petite ordure.
Beni bu ucuz kancığın sana anlattığı zırvalıklarla başından savmaya kalkma sakın.
Je crois qu'on me tend un piège.
Sanırım bana bir tezgah kuruldu.
Pas si on tend la main.
- Yeterince uzanabiliyorsan değil.
" L'initiative du Département d'État tend à se rapporter à la tentative... encore confuse dans les climats financiers américains, de supplanter l'Angleterre pour s'accaparer le pétrole Perse.
"Dışişleri bakanlığının bu girişimi... Amerikan finans çevrelerinin... İngiltere'yi saf dışı bırakarak İran petrollerini kontrol etme amacının... açık bir işareti olarak görülmelidir."
Ce qui tend à prouver que le mal n'existe que pour ceux qui veulent le voir.
Ayrıca bu şekilde bir düşüncemde kanıtlanıyor. Kötülük sadece onu taşıyan kişinin gözündedir.
L'accélérateur le tend.
Gaza bastığınızda tüketilen benzin miktarını ayarlamaya yarar.
On dirait qu'il tend les bras.
Dün geceki yer.
De nouveau, il la lui tend, lui la refuse.
Bir sefer daha uzattı, yine olmadı.
Il me tend pas de pièges, lui.
O en azından bana bir şans verir. Benim elimi kolumu bağlamaya uğraşmaz.
On ne me tend pas un flingue chargé.
Bana kimse dolu silah vermez. İnsanları sırtından vururum.
Picasso... Attention s'il te tend la main, il te manquera vite deux doigts.
Picasso, eğer seninle el sıkışırsa, parmaklarını say.
Si vous avez déjà renvoyé quelqu'un ou si vous en avez l'intention, vous aviserez après notre histoire qui, comme les autres, tend à servir de leçon ou à faire un brin de morale.
Veya niyetlenip, niyetlenemediğinizi. Hikâyeden sonra göreceksiniz ki aslında hikâye küçük bir ders taşıyor.
Mais voilà... Avant-hier, en sortant d'ici après déjeuner, le portier me tend des cigarettes de la part de Harry, le garçon du billard, parce que je les ai oubliées la veille.
Ama sonra, evvelki gün, öğlen yemekten sonra buradan ayrılırken, kapı görevlisi bir karton sigara uzattı ve bilardo odası görevlisi Harry'nin gönderdiğini söyledi.
Personne ne tend son arc avant que je l " ordonne.
Ben söyleyene kadar kimse ok kullanmayacak.
Ta modeste chance te tend la main!
Şansın döndü.
La nature tend d'horribles pièges.
Hayat, böyle bir adama, türlü tuzaklar kurar.
Alors quelqu'un quelque part tend un filet... pour capturer Lillian?
O halde birisi bir yerlerden Lillian'a tuzak kuruyor öyle mi?
Dans ce cas, que fait-on de l'idée qui tend à montrer que tout article...
Unutulmaması gereken fikir, her yeni makalenin...
Je suis patriote autant que la défense, mais il est patent que la guerre tend á donner aux hommes l'habitude de tuer.
Ben de herkes kadar vatanseverim... ama şu da bir gerçek ki, savaş bir insanı diğer insanları öldürmeye alıştırabilir.
Et personne ne lui tend une main secourable.
Ona bir kişi bile yardım elini uzatmıyor.
Il me tend la main et voudrait que je l'embrasse!
Bana elini uzatıyor, çünkü onu öpmemi bekliyor.
Il tend un muscle, déplace sa mâchoire, se concentre sur son regard.
Bir kas ekleyebilir. Bir çene kemiğini kaldırabilir. Gözlerine şaşılık verebilir.
J'ai trouvé des précédents en rapport avec l'élément qui sous-tend ce dossier, à savoir le conflit entre le respect de la loi internationale et de la loi nationale.
Bu davanın çok benzeri davalarla ilgili emsal temsil edebilecek bilgiler topladım. Bu ülkenin kanunları ile uluslar arası kanunlar....... birbirleriyle çakışıyorlar.
Quand un homme te tend la main, tu y mets une aumône.
Bir erkek sana elini uzattığında ona hemen bağışta bulunuyorsun.
- Il coupe nos arbres, tend des pièges aux chats.
Herkes benim dallarımı kestiğini biliyor! Kedilerime tuzak hazırlıyor.
Vous voyez, notre meurtrier me tend un piège.
Katilimiz bana bir tuzak kurdu.
Il nous tend peut-être un piège.
Bu bir tuzak olabilir.
Tegana tend son bol pour avoir plus d'eau. MARCO POLO :
( Tegana biraz daha su için kasesini uzatır. )
Que la vie, non assujettie, tend vers la vie.
Yaşam, eğer özgürse, yaşamın güçlerine kavuşur.
On est ni la fondation Rockefeller, ni la fondation Ford, mais, à notre manière, on tend la main aux moins fortunés.
Rockefeller Enstitüsü ya da Ford Vakfı değiliz..... ama biz de kendi çapımızda daha şanssız olanlara yardım edebiliriz.
II tend toujours l'oreille.
Daima dinlemededir.
Aiello, tu es sûr que Lolordo ne nous tend pas un piège?
Bilmem gereken birşey var Aiello. Şu arkadaşın Lolordo'yu bizim için satacağına emin misin?
La vie vous tend les...
Önünde uzun ve keyifli bir hayat...
La vie vous tend les bras.
Önünde uzun ve keyifli bir hayat uzanıyor.
On tend à donner libre cours à nos plus bas instincts.
Hepimiz içgüdülerimizle yaşarız.
J'ose espérer qu'il ne nous tend pas un piège.
Bunun bir tuzak olmadığını hissediyorum. Riski alıyorum.
C'est un piège qu'on nous tend.
Bizi trenden çıkarmak için bir oyun.
Il me tend Le Post, et je le recogne.
Adam "The Post" uzatınca yumruklamam gerekti.
On tend des barbelés.
Onlardan kanyon nehir yatağının üzerinden geçti.
Le sens de l'hospitalité tend à disparaître.
Savaş sonrası insanlar birbirlerinden o kadar soğudular ki ama sizin bana gösterdiğiniz bu ilgi- -
Qui te tend, à l'instant crucial,
- Dostlar bunun içindir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]