English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Thunder

Thunder tradutor Turco

356 parallel translation
Les canots vont vous amener sur le Tonnerre.
Birkaç botumuz var. Sizi Thunder'a bindireceğiz.
" Commandant du Tonnerre à base Pearl Harbor.
Thunder denizaltı gemi komutanından, COMSUBPAC, Pearl Harbor'a.
Suggère Mary Stuart accueille Tonnerre.
Thunder'a, Mary Stuart'ın gelmesini öner. Mesaj önemlidir.
Vous irez recevoir les civils du Tonnerre.
Denizaltı Thunder'dan kadınlar ve çocuklar geliyor. Onları alacaksın.
Sur terrain neutre peut-être... mais pas sur son navire.
Ama Thunder'da, ziyaret eden ben olacağım. İlk buluşmamızın kendi evimde olmasını isterim.
Marins du Tonnerre cessez ce chahut.
- Thunder takımı, kesin şamatayı! - Gitarıma bakın, komutanım.
L'équipage du Tonnerre voulait se mêler à la fête.
Hawaii partisine gelen bir düzine Thunder tayfası olduğunu öğrendik.
Par l'équipage d'un sous-marin!
Thunder olmazsa, Tang, ya da Silversides, Oahu veya Growler.
Je quitte le Tonnerre... mais je me rendrai aussi utile.
Thunder'dan ayrılmak zor olacak ama onlara yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
L'objectif atteint... nous n'aurions pas dû plonger d'urgence.
Aksi takdirde, hedef etkisiz duruma getirilmişti. Thunder dalışa geçmek zorunda kalmazdı. Dalıştan sonra...
Après la plongée... J'ai agi conformément à vos ordres... Détruire les Japonais.
Dalıştan sonra, Thunder'ın görevi olan, düşman gemiyi yok etme doğrultusunda hareket ettim.
Quel était l'état du Tonnerre?
O sırada Thunder'ın durumu neydi? Ağır hasarlı.
Vous, vos hommes avez accompli... un remarquable fait d'armes.
Thunder'ı geri getirmekte üstün bir denizcilik başarısı sergilediniz. - Teşekkür ederim.
Je préfère rester, Commandant.
- Thunder'da kalmayı tercih ederim.
Mais Duke... était responsable du Tonnerre et de la vie de ses hommes.
Thunder'ın güvenliği ve mürettebatın hayatı onun sorumluluğundaydı.
Pop s'est sacrifié lui-même... en donnant l'ordre de plongée.
Başaramayacağını anlayınca, Thunder'ı indirmemizi emretti.
Mon but est de rester sur le Tonnerre près de mes hommes.
Sorunum Thunder'da kalıp, ekibimi bir arada tutmak.
J'aimerais vous parler du Tonnerre.
Sizinle konuşmak istiyorum, efendim, Thunder hakkında.
Je suis fait pour naviguer.
Thunder'ın içine aidim.
Sur le Tonnerre est-on au courant?
Thunder'dan herhangi birinin bir fikri var mıdır sizce? Çarkçı başının olabilir.
" Tonnerre en pleine flotte ennemie... porte-avions, cuirassés...
Thunder, şilepler ve savaş gemilerinden oluşan bir Japon Emperyal filosu ortasında kaldı.
Mademoiselle, je voudrais le 489 á Thunder Bay. Je voudrais parler á Mme Manion.
Santral, beni lütfen... 489 Thunder Bay'e bağlar mısınız?
Son mari est lieutenant á une base temporaire de l'armée á Thunder Bay, artillerie ou je ne sais quoi.
Kocası orduda teğmen. Thunder Bay'de bir poligon var.
Je suis toujours á Thunder Bay. Mais je peux redescendre en voiture demain matin.
Hala Thunder Bay'deyim, ama sabah yine buraya gelebilirim.
Auberge de Thunder Bay - cocktails
Thunder Bay Oteli
Ou bien un ours brun fouillant le dépôt d'ordures?
Ya da Thunder Bay çöplüğünde eşelenen bir ayı...
- Vous travaillez á l'hôtel de Thunder Bay?
- Thunder Bay Oteli'nde mi çalışıyorsunuz?
Il y a combien de temps que vous travaillez dans l'établissement?
Ne zamandır Thunder Bay Oteli'nde çalışıyorsunuz?
Je suis surveillant du parc de tourisme de Thunder Bay.
Thunder Bay'deki kampingde bekçiyim.
- la nuit où Barney Quill a été tué?
- sizi Thunder Bay'e mi çağırmıştı? - Evet efendim, çağırdı.
Est-il répréhensible de s'amuser, á l'auberge de Thunder Bay?
Thunder Bay Oteli'nde mutlu olmanın nesi kötü?
Thunder Bay est une station estivale?
Thunder Bay zaten bir eğlence yeri, değil mi?
Est-il exceptionnel de voir une femme se promener nu-pieds á Thunder Bay?
Thunder Bay'de çıplak ayaklı bir kadın görmekte bir tuhaflık mı var?
Quand Mme Manion a ôté ses chaussures á Thunder Bay, elle n'avait donc pas nécessairement un comportement scandaleux?
Bayan Manion'un Thunder Bay'de ayakkabılarını çıkarması... ille hoppaca davrandığını göstermez, değil mi?
Etiez-vous déjà allée á l'auberge á Thunder Bay, ou autre part á Thunder Bay, seule le soir?
Hiç Thunder Bay Oteli'ne ya da Thunder Bay'de... başka bir yere geceleyin tek başınıza gitmiş miydiniz?
Ignoriez-vous avant que des ours rôdaient autour des tas d'ordures á Thunder Bay?
Ayıların çöpleri karıştırmak için Thunder Bay'e geldiğini... ilk kez mi duyuyordunuz?
Avez-vous quelquefois été invitée, á Thunder Bay?
Thunder Bay'de hiç partilere gittiniz mi?
- Auberge de Thunder Bay, á Thunder Bay.
- Thunder Bay'de, Thunder Bay Oteli'nde.
Attrape-le, Ouragan.
Yakala onu, Thunder.
- Fais attention, Ouragan.
- Dikkat et, Thunder.
Mon Dieu, il a eu Ouragan.
Oh, Tanrım. Zavallı Thunder'ı vurdu.
Ouragan fait semblant... je crois.
Thunder numara yapıyor... sanırım.
Ouragan gagne toujours.
Thunder hep kazanır!
Ta gueule, Tonnerre!
Sakin ol Thunder.
Par tous les diables!
Tom Thunder da ne?
Au-dessus de Mont Thunder.
Thunder Dağı.
Dimanche, vous serez seul à Mont Thunder... les journalistes n'étant pas convoqués.
Ve bu Pazar siz, Thunder dağı altındaki... yeraltı komuta-kontrol merkezinde tamamen yalnız olacaksınız. Yanınızda hiçbir gazeteci bile olmayacak.
L'importance des installations de Mont Thunder?
Thunder Dağı'ndaki şu iletişim kontrol tesisinden bahset biraz.
Toujours rien du Tonnerre?
Thunder'dan haber yok mu?
Bien joué Tonnerre!
Çok iyiydin, Thunder.
A Thunder Bay?
Thunder Bay'den mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]