Translate.vc / Francês → Turco / Thése
Thése tradutor Turco
207 parallel translation
J'aurais du mise sur le thése du tremblement de terre dans le milieu Je vais demander à être
Suç çevrelerinde bir deprem yaşandığı tezine oynamalıydım. Bu soruşturmadan alınmamı isteyeceğim.
Ce n'est pas une putain de thése, alors arrête.
Bu lanet tezlere benzemez. Kendine gel.
Y en a déjà dans le trou... Mais on met des rallonges. Ah!
These are to extend the line.
- Pourquoi pas Some Of These Days?
- Some Of These Days'e ne dersin?
Depuis que tu es partie?
You mean all these weeks since you left me?
Même ça.
Even these.
Il se trouve qu'ils n'ont pas fait de mal à une mouche dans tout le désert.
As it happens these 4 people have not hurt a goddamn fly on the entire desert
These Foolish Things.
These Foolish Things.
Elle chantait These Foolish Things et on se croyait à Paris.
These Foolish Things'i söylerdi. Sanki Paris'e gitmiş gibi olurdun.
A ces jeunes aventuriers téméraires, dont l'esprit demeure à jamais parmi nous, nous exprimons notre gratitude pour leur professionnalisme.
To these daring young adventurers whose spirits şu an bizimleler, eminim. Kendilerine saygı duyuyor ve alkışlıyorum.
Excuse-toi d'avoir dérangé ces messieurs dames. - Elle ne nous...
Why don't you tell these people you're sorry for bothering them?
Pour aller à l'école primaire Franklin.
I'm returning these... Ve birdaha asla, asla...
Elles sont bonnes et belles, â la mesure des gens qui les habitent.
Buralar, halkının kalpleri gibi güzel ve hoş yerlerdir. These are good and nice places, like the souls of these people.
Écoutez attentivement ce qu'il a à nous dire.
... in these subjects. Umarım söyleyeceklerini dikkatle dinlersiniz.
Nous devons être charitables envers ces gens, major.
We must be charitable to these people, major.
Ces os friables.
Oh, these brittle bones.
M. Seinfeld, ce n'est pas... C'est vous qui l'avez engagé?
Oh, these brittle bones.
Je sais que tu aimes ces trucs-là. Je me suis demandé si ça t'intéressait.
I know you like these sort of things - wondered if you wanted'em.
Un de ces jours faut que ça dégage Un de ces jours je vais sortir lentement
One of these days it's got to go One of these days I'm comin'out slow
Un de ces jours on s'emmerdera tous Un de ces jours je sortirai fort
One of these days we'll all be bored One of these days I'm comin'out strong
Un de ces jours faut que ça dégage Un de ces jours je sortirai fort
One of these days it's got to go One of these days I'm comin'out strong
Un de ces jours, ouais
One of these days, yeah
I hope you re doing well and spending these final hours... in peace with your loved ones.
Umarım iyisinizdir ve bu son saatlerinizi sevdiklerinizle mutlu geçiriyorsunuzdur. Mesaj saat 17 : 53'te alındı.
- Ces gars sont des déserteurs.
- These guys are fuckin ´ flat-leavers.
Tous ont subi le même sort que notre homme.
These people were all killed the same way as our guy.
malik, tu peux me tenir mes livres une minute?
Malik, could you hold these books?
Voilà des humoristes.
These were humorists.
Et il inventait ces histoires comme par exemple qu'il avait fait cesser les indices TRW des juges... et fait couper le courant...
And he'll come up with these stories like he shut down judges'TRW ratings... shut off power....
C'est peut-être mieux que notre séjour dans ce taudis tire à sa fin.
Maybe it's good that our stay in these cIose quarters nears its end.
What are these tears Upon your face?
Yüzündeki bu gözyaşları nedir?
J ai commence une these sur la Revolution Russe.
Hatta Rus Devrimi üzerine bir teze başladım.
Un jour, tu finiras par aller trop loin.
Artık çok ileri gitmeye başladın. too far one of these days.
Et vous savez que j'ai toujours adoré chanter These Boots Are Made for Walking, avec ma petite chorégraphie.
Neyse, "These Boots Are Made For Walking" i nasıl söylediğimi bilirsiniz, özel dansımla birlikte.
Non pas que ca fasse une différence mais j'ai ecrit ma these sur lui
Bu bir şeyi değiştirmez ama ben tezimi Hawthorn'la ilgili hazırladım.
* With these ropes I tied can we do no wrong? *
Bağladığın bu iplerle yapmayız yanlış bir şey
* These better nights that seem too long *
Haydi, haydi. Bu güzel ve çok uzun gecelerde.
* And know this day these deepened wounds * * don t heal so fast *
Derinleşmiş yaralar... daha hızlı iyileşmez artık.
* Sometimes these eyes * * forget the face they re peering from *
Bazen bu gözler, baktıkları yüzleri unuturlar.
- Encore 4 culots.
- FFP after these two!
These foIks feeling you, man.
Şarkıların tutuluyor.
Dans ces murs, je rampe et je me traîne, en cherchant une sortie.
* Inside these walls, I creep and I crawl, looking for a way out. *
That's it! l've had it with these motherfucking snakes on this motherfucking plane!
Bu amına kodumun uçağında bu amına kodumun yılanlarıyla yeterince vakit geçirdim!
Goodbye Ladies and gentlemen these snakes are slitherin'
# Bayanlar ve baylar, yılanlar kayıyor #
Hé, man, you need to wipe these off for me.
Dostum, şunu benim için siler misin?
An another day, c'mon c'mon, with these ropes I tied can we do no wrong?
Ben detaylı ve eksiksiz bir soruşturma yapılmasını talep ediyorum.
So l'm always conflicting with these positions swings yet to not importarmi, not wanting and not power still trying to affermarmi with others.
Ama ben, bu ince çizgiyi her zaman buldum, ilgilenmemenin, istememenin, ait olmamanın bir tarafıydı bu. Ama, hâlâ insanlara kendimi kanıtlamaya çalışıyorum.
So we in costruivamo head these things and we talked always evil in Seattle.
Böylece, aklımızda böyle şeyler oluşturduk ve sadece Seattle hakkında konuştuk.
- - "After a short called by all these corporate brands and you were served and revered by all."
"Bir süre sonra, kurumsal şirketler sebebiyle mahkemeye düştün, kendini öldürmeyi ve böyle şeyleri istedin."
Without reason just because? seems that type of person that attracts these things.
Sebepsiz yere, o öyle bir insanmış gibi olduğundan, o böyle şeyleri kendine çeker.
It'a mixture of these things.
Bu ikisinin karışımı gibidir.
So all these songs speak of my battles against things that make me posted.
Bütün bu şarkılar, beni kızdıran şeylerle savaşım hakkında.