Translate.vc / Francês → Turco / Tilly
Tilly tradutor Turco
188 parallel translation
C'est Tilly.
Bu, Tilly.
- Pourquoi l'appelle-t-on Tilly?
- Ona neden Tilly diyorlar?
Ici opérateur Tilly.
Tilly'yi hazırla.
Tilly servira à protéger les avions à l'avant.
Tilly, uçakları korumak için kullanılacak.
Positionnez Tilly au repère barrière 3.
Tilly'yi üç numaralı barikatın yerine koy.
On met Tilly pour protéger les avions.
Tilly'yi uçakları korumada kullanmalıyız.
Je vais le rentrer si Tilly ne le gêne pas.
Tilly onu rahatsız etmezse onu indirtebilirim.
Bebop! Je vais chez Tilly prendre un café.
Tilly'nin yerine bir fincan kahve içmeğe gidiyorum.
Rejoignez la police fluviale pour inspecter la zone qui longe Victory Street.
Tilly sokağında sınırlandırılmış bölgeyi aramak için Hayes Wharf'ta sahil güvenliğe katılın.
- Tilly Soames.
Soames. Tilly Soames.
Tilly Masterson.
Tilly Masterson.
Ma chère Mathilda, à quoi nous devons nous attendre de votre part?
Söylesene Tilly tatlım, araçlar yola koyulduğunda senden ne umalım biz?
Ma chère, vous êtes bien sûre de vous. Après tout vous êtes quatrième sur quatre concurrents.
Tilly hayatım, dört yarışmacının olduğu bir yarışta dördüncü olarak seyreylerken buna desteksiz atma denir.
Tilly, qu'est-ce qui se passe dans la 4? Il y a tout le temps de la lumière!
Tilly, 4 numarada ne var öyle, sürekli ışığı yanıyor?
Un matin, au petit-déj, avec mon ex, Tilly... j'avais fait un tas de crêpes!
Son kız arkadaşım, Tilly. Kahvaltı yapıyorduk. Krep yapmıştım.
Ta tante Tilly voulait que je les lui renvoie.
Tilly Teyzen geri göndermem gerektiğini söyledi.
C'est Southside Jake qui engueule Tin Can Tilly.
Bu, Tin Can Tilly'nin içinde ağlayan Southside Jake.
Réfléchis bien, ou tes couilles vont griller comme des cookies.
Teyzen Tilly'nin votka bisküvileri için tarifi nedir?
Ils spécifient que si la livraison a deux heures de retard, ils perdent le paiement, et de plus peuvent être tenus responsables de toute perte d'argent attribuée au retard.
Tilly Teyze'nin Şekerleri iki saat bile geç teslimat yaparsa o nakliyenin parasını kaybedecek ve bu geç teslimatta doğacak zararları karşılayacak zaten. Bunları yazdık.
Oui, tu n'as qu'à engager un bataillon de mercenaires tant que tu y es.
- Tilly Teyze'yi dövmesi için birkaç "umpa lumpa" gönderebilirsin.
Oh, Tante Tilly, comment le pourrais-je, quand mon cœur vous appartient?
Tilly Hala, kalbim sana aitken nasıl evlenebilirim?
Je crois me souvenir que la pâte d'anchois est un de vos mets préférés.
Balık ezmesini çok sevdiğinizi hatırlar gibiyim Tilly Hala.
Mais les vues de Tante Tilly à propos de ces choses sortent de l'Arche.
Ama Tilly Hala'nın bu konudaki fikirleri Nuh'dan kalma.
Pitt a eu l'argent de Tilly.
Pitt, Tilly'nin parasını aldı.
Madame Tilly, on est prêts pour votre scène.
Bayan Tilly, sette sizi bekliyoruz.
Jennifer Tilly.
Jennifer Tilly!
Jennifer. Mme Tilly, aviez-vous une liaison avec lui?
Onunla bir ilişkin var mıydı?
Imaginez ça, Jennifer Tilly interprète mon rôle dans un film.
Düşünsenize, Jennifer Tilly bir filmde beni canlandırıyor.
Jennifer Tilly
- Meşgulüm.
Les autorités n'ont toujours pas confirmé si Jennifer Tilly était soupçonnée ou pas.
Bayan Tilly'nin şüpheli olduğunu gösteren bir delil yok.
Au fait, Mme Tilly, puis-je avoir votre autographe?
Bu arada Bayan Tilly, bir imzanızı alabilir miyim?
Mme Tilly, je sais que vous avez peur.
Bayan Tilly, korktuğunuzu biliyorum.
Poussez, Mme Tilly. Poussez.
İtin Bayan Tilly, itin.
Mais je veux devenir Jennifer Tilly.
- Ama... Ben Jennifer Tilly olmak istiyorum.
Mais Glenda... c'est une peste, Mme Tilly.
Ama Glenda. O kötü bir kız Bayan Tilly. Çok kötü bir kız.
- Mme Tilly. - Quoi? - Elle me fait peur.
Bayan Tilly, ondan korkuyorum.
Merci, Mme Tilly. Que Dieu vous bénisse.
Teşekkür ederim Bayan Tilly.
- Tilly ne sera pas demoiselle d'honneur.
- Tilly nedime olmayacak. - Ama nişanlandınız, değil mi?
Eastside Tilly s'est trompée cette fois-ci.
Eastside Tilly bu sefer yanılmış.
Qui? Eastside Tilly.
Kim söyleyecek?
Elle sait toujours tout avant moi.
Doğu yakası Tilly. Lanet olası kadın benden baskın çıkıyor.
"C'est ma dernière chance de dire à Tante Tilly que mon testament est dans le bureau"
"Tilly teyzeye verilen son bir şans, vasiyetin gizli olduğunun söylenmesidir."
Oh, Patty! Je t'ai dit pour le nouveau lifting de Tilly?
Sana Tilly'nin yeni yüz gerdirme şeklini anlattım mı?
Tilly, je l'ai trouvée... intéressante.
Tilly bence ilgi çekiciydi.
- Salut, Tilly.
- Selam Tilly.
C'est Tilly.
Bu Tilly.
Bonjour, Tilly.
Merhaba Tilly.
Eastside Tilly n'a pas arrêté de déblatérer ici hier.
Evet. Dün Doğu Yakası Tilly buradaydı ve koca çenesini tutamadı.
James Tilly Matthews.
James Tilly Matthews.
Je suis Tilly.
Ben Tilly.
Eastside Tilly.
Eastside Tilly'den.