Translate.vc / Francês → Turco / Tony
Tony tradutor Turco
13,160 parallel translation
Où sont allés Tony et la jolie fille?
Tony'le seksi olan nerdeler?
Tony.
Bizi şimdiden özledin mi?
Euh, Tony, tu ne peux pas faire ça.
Bunu yapamazsın Tony.
Tu veux parler de toi et Tony?
Tomy'yle senden bahsediyorsun yani?
Tony?
- Tony?
Sérieusement, quel face du Tony Montana bipolaire es-tu, car t'as failli faire une crise cardiaque en traversant la frontière avec rien, et maintenant tu veux faire 136 kilos?
Cidden, sen ne sikim bir dalganın etkisindesin şu an? Çünkü kendini taşırken bile sınırdan geçerken az kalsın kalp krizi geçiriyordun. Şimdi de 150 kiloluk malı kaçırmak mı istiyorsun?
Je demande à Tony de le réparer?
Tom'a baktırmamı ister misin?
Tony Romo est un Cowboy de Dallas, mais il ne monte pas à cheval.
Tony Romo mesela, bir Dallas Kovboyu. Ama at sürüyor değil, değil mi?
Comment tu fais pour aborder ton Tony?
Tamam, Tony'den tam olarak almak istediğin şey ne?
Tony Weeks va le laisser continuer à se battre.
Tony Weeks dövüşe devam edecek.
Tony Weeks dit qu'il veut un bon combat propre.
Tony Weeks güzel, temiz bir dövüş istediğini söylüyor.
Escobar le frappe et Tony Weeks s'interpose dans le coin.
Escobar, Hope'a vuruyor ve Tony Weeks köşeye geliyor.
Bon échange avant que Tony ne les sépare.
Tony onları ayırmadan önce güzel bir değişim.
Suis le plan! Tony Weeks... est piégé entre deux monstres,
Tony Weeks iki canavarın arasında kaldı...
Tony Weeks annonce un coup-bas.
Tony Weeks buna kural dışı vuruş diyecek.
C'est Tony.
İsmi Tony.
Emmène Tony à notre chambre.
Tony'i bizim odamıza al.
Tony en avait aussi.
Tony de aynılarını yaşıyordu.
Je dois voir si nous l'avons. Un vieux copain, Tony Roundtree.
Eski dostum Tony Roundtree'yi tanıyan var mı?
Quelqu'un connaît Tony? Il organisait des parties de haute mise à La Nouvelle-Orléans.
New Orleans'daki yüksek meblâğlı oyunlara her ay ev sahipliği yapar.
Mais j'ai connu Tony Roundtree à Détroit. Ce gars-là adorait jouer au poker, mais il refusait toujours mes invitations pour aller jouer dans les casinos.
Poker oynamaya bayılırdı ama kumarhanede oynama tekliflerimi hep geri çevirdi.
Apparemment, Tony avait déjà un problème de jeu avant que je ne le rencontre.
Sonradan anladım ki biz tanışmadan önce de kumar alışkanlığı varmış.
Eh bien... pas pour Tony. Il s'est bel et bien mis sur cette liste pour montrer à sa fiancée qu'il était prêt à changer.
Kız arkadaşına değiştiğini göstermek için o listeye adını yazdırdı.
Comme Tony. Non, comme Mayfield.
- Hayır, Mayfield gibi.
- chez l'ami dont tu nous parlais?
- Tony'nin mi?
- Qui? Tony Roundtree?
Hayır, o kadar çok param yok.
- le mec qui... - Oui, Tony Roundtree.
- Tony Roundtree.
Tony Roundtree a déjà eu un bébé tigre ; il l'a gagné en jouant au baccara avec un prince arabe.
Tony Roundtree'nin evcil bir kaplanı vardı. Arap Prens'i ile bakara oynarken kazanmıştı.
Ouais, ouais...
- Tabii canım anladım. - Tony üzerine şakalar işte.
Et Tony a été le dindon de la farce. Il s'est saigné financièrement sur cette bête. Il a fallu qu'il l'enregistre au gouvernement fédéral, qu'il obtienne un permis spécial...
Bunun ona sorun çıkaracağını bilmiyordu tabii kaplanı kayıt ettirmek için hükümetten özel izin almak zorunda kaldı.
Il va falloir que oui. On joue chez Tony Roundtree. Il va falloir y aller bien habillé.
- Tony Roundtree'nin evine baka türlü gidemeyiz.
Quoi, on oublie Tony Roundtree? Hein? Pourquoi?
Tony Roundtree ne olacak peki?
Nom de famille Roundtree, prénom Tony.
Soyadı Roundtree. Adı Tony.
Tony?
Tony?
Tony Roundtree?
Tony Roundtree?
Es-tu le Tony Roundtree dont on m'a parlé ou...?
Aradığım Tony Roundtree sen misin?
J'aimerais donc que vous m'appeliez "Tony Stark" et parliez de ma bitte d'acier.
O yüzden bana "Tony Stark" diye hitap edip... demir aletimden bahseder misin?
Je pense à toi et à maman tous les jours, mais je sais maintenant que je peux avoir une vie ici avec Tony, une vie que je n'aurais pas pu avoir avant de l'avoir rencontré.
Her gün annemi ve seni düşünüyorum ama Tony burada da bir hayatım olduğunu hissetmeme yardım etti. Onunla tanışmadan önce yoktu.
Tony m'a dit que tu allais à l'université.
- Pekâlâ! Tony koleje gittiğini söyledi.
Alors est-ce que Tony t'emmène à Ebbets Field pour le début de la saison?
Peki sezon başladığında Tony seni Ebbetts Field'a götürmeyi teklif etti mi?
Tony, qu'est-ce qui te prend?
- Tony neyin var senin?
Ca ne la fait pas rire Tony.
Kız gülmüyor Tony.
- Tony, n'en parle plus.
- Tony lütfen üstüme gelme.
- L'as-tu déjà dit à Tony, Eilis? - Bien sûr.
- Tony'e haber verdin mi Eilis?
Tony en verra plus qu'il n'a jamais vu et il ne faut pas le repousser.
Tony seni ilk defa böyle görecek. Onu kendinden soğutmak istemezsin.
- Tony. - Quoi?
- Tony!
Je dois ça à Tony.
Bunun Tony'le çok ilgisi var.
Je ne peux plus, Tony.
Buna dayanamıyorum Tony.
- Les autographes sur la balle de baseball dans votre chambre, sont adressés à Jeff.
- Tony, ismim Tony.
- Moi? Non. Je viens de partout.
Hayır ben buralıyım ama Tony Roundtree ile Detroit'te tanıştım.
Ce qui veut dire que vous êtes légalement exclu
Ne demek istediğimi anladınız ama Tony anlayamadı. - Ömür boyu mu?