Translate.vc / Francês → Turco / Tou
Tou tradutor Turco
125 parallel translation
Dans une 1 / 2h nous serons à Morsken, tou près de la frontière.
Yarım saate kadar Morsken'de duracağız, sınırın hemen öncesi.
Il n'y a pas d'exagération à dire que j'ai trouvé dans Maria Candelaria tou ce que je cherche.
Maria Candelaria'da aradığım her şeyi bulduğumu söylesem abartmış sayılmam.
Une nouvelle année commence et nous sommes tou ) ours enfermés.
Yeni bir yıl daha başladı ve hala saklandığımız yerdeyiz.
Les "díscussíons" des van Daan sont tou ) ours aussí víolentes.
Van Daan'ların tartışmaları her zamanki gibi şiddetli.
Les nouvelles du débarquement sont tou ) ours excellentes. Le plus beau. c'est que je sens que des amís arrívent.
İşgalle ilgili hala harika haberler var ve en güzeli de, dostların geldiğine dair içimde bir his var.
Oh, c'est pas un tou', Mlle Lo'a.
Oh numara değil Bayan Lora.
Je ne crains pas les forces du mal car tou es à mes côtés. "
"Çünkü sen benimlesin."
Porqué tou di pas à moi.. Qué jé oublié de retiré mon ceintouron..
Neden silah kılıfımı çıkarmamı hatırlatmadın!
Tou sé bien que le frère Tobias veut pas d'arme, à sa sainte table!
Tobias kardeşin masasında silah görmeyi sevmediğini bilmiyor musun?
TOU Té PERMETS? FILS DE CHIEN!
Kardeşlerimden birine nasıl vurursun?
Yémeré bien lé volé.. Yé fé le travail, é tou me lésse volé lé chevo!
Yani sizin için bir iş aldım ve 20 atı almama izin verdiniz.
Y lé capable de se glissé sous ton sombrero sans que tou t'en aperçoive!
O haberiniz olmadan donunuzdan bile içeri girebilir.
Le son ainsi créé se nomme "Touhibiki" [Son de la distance]
Dövmenin sesine "tou-hibiki" denir, yani "uzaktaki yankı".
Je tou-che du bois.
Kapı vuruluyor.
Dis donc, tou mé la bottes, toi aussi.
Hey, esas sen ilginç biriymişsin.
Gina Lollo brigida a passé la Tou-seins en Italie.
Gina Lollabrigida, İtalya'nın resmi sıra dağı seçildi.
Tou-seins au balcon...
Artık güneşi göremiyorum.
Je suis tou jours trop fatigué, trop occupé, trop fauché.
Hep yorgunum, meşgulüm, beş parasızım.
Bon sang, il y a tou jours quelque chose.
Tanrım, her zaman bir engel çıkıyor.
Je suis tou jours en vie, grâce à Dieu.
Hala yaşıyoruz, Tanrı'ya şükür.
un bon orteillle.. tou chôôô!
- Ölü insan parmağı Ölü insan parmağı ölü insan parmağı.
- Ils s'engueulaient tou jours.
Herkese sorun. Her zaman tartışırlardı.
Tu es en avance. Wing Chun.
Wing Chun, Pak Tou!
Leung Pok To!
Pak Tou kim?
On vous a déjà viré de notre parking tou à l'heure. Il était en train de peloter une gourgandine dans la voiture.
Arabada bir kadınla aşna fişne ediyordu.
Si je me souviens, tou voulais écrire quelque chose.
Yazacaktın, hatırlıyorum.
Melvin, pourquoi t'es tou jours en train de me menfir...
Yalan söyleyip duruyorsun...
Faut sauter, tou noyer Un ballot de coton'amassé
Sıçra, yana dön Bir balya pamuk al
Sauter, tou noyer Un ballot de foin amassé
Sıçra, yana dön Bir balya saman al
Quand leur tête roule, el le fait neuf tou rs, s'arrête face à lui et cligne trois fois des yeux.
Kafaları tam dokuz kere yuvarlanıyor... ve ona doğru dönüp 3 kez göz kırpıyor.
Tou... Ché.
Tuş... oldum.
Il faut que tou le monde comprenne ici qu'il est ton ami et que c'est pas bidon.
Ona arkadaşı olduğunu göster.
Deverrouillez les cellules, faites sortir tou le monde!
Hücreleri açın, herkesi dışarı çıkartın!
Tou est en place, tout s'adapte parfaitement.
Tamamen uyuyor, her şey uyuyor.
tou le monde se fout des gais.
Eşcinsel - heteroseksüel birliğini kimse umursamıyor.
Tou c'est passé ici dans cette grotte.
Her şey bunun gibi bir mağarada oldu.
- Tou ce que tu as.
- Sana bakacak tek kişi benim.
Arrêtons tou, tu comprends?
İşte bu kadar.
Je savais que Wolfram Hart était tou ce que mes frères méprisaient.
Wolfram ve Hart'ta kardeşlerimin nefret ettiği her şeyin olduğunu biliyordum.
Ou tu ne le fais pas du tou
Şimdi olmazsa hiç olmaz.
On n'est pas obligé d'en planter seulement le jour de Tou-bichevat.
Ağaçları sadece Ağaç Dikme Gününde dikmezsin!
Tou tou tou.
Dalga mı geçiyorsun? Duyamıyorsan nasıl bir doktorsun sen böyle?
OK, premièrement, est ce que tou-tou-tou le-le-monde-de-de...
Pekala, öncelikle, herkes... Bu da ne?
Tou es marié?
Evlisin ha?
Pok To, Pok To!
Pak Tou!
Merci...
Pak Tou!
- Es-tu tou?
- Deli misin sen?
Tou connais?
Gwen Harrison.
Tou es magnifique.
- Çok güzel çıkmışsın.
Sergent tou-tou-touché, j'en ai peur.
- Memur vuruldu korkarım.
Tou tou tou.
Tamam öyleyse. Sen ne öneriyorsun peki?