English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Trop

Trop tradutor Turco

154,586 parallel translation
"Il n'est pas trop tard"?
"Hâlâ vakit var" mı?
J'ai lancé trop loin.
Fazla uzağa attım.
La lumière du jour est un peu trop vive pour moi.
Günün aydınlığı şu an benim için fazla parlak.
C'est trop tard.
- Bunun için çok geç.
Ne te balade pas trop loin parce qu'on part dans trois heures exactement.
Peki, çok uzaklarda dolaşma,... çünkü 3 saat sonra ayrılacağız.
- C'est trop dangereux pour toi.
- Senin için çok tehlikeli.
Pour protéger mon équipage, je crois préférable de ne pas trop m'éloigner des paramètres d'usine.
Mürettebatımı korumak adına, bence fabrika sürümümden fazla uzaklaşmamak en iyisi.
Ça fait bien trop longtemps, mon vieil ami.
Çok uzun zaman oldu eski dostum.
On a trop tardé.
Geç kaldık.
On l'a peut-être utilisée trop souvent.
Birini çok fazla kullanmış olabiliriz.
Le signal est trop faible pour le situer depuis l'orbite.
Sinyal yerini saptayacak kadar güçlü değil.
Je suppose qu'il n'y a pas trop d'effervescence par ici?
Sanırım sizin burada... fazla heyecanlı şeyler olmuyor.
T'es trop chanceux.
Çok şanslısın.
C'est trop important.
Bu çok önemli.
- Impossible. Il est trop fort.
Gemiyi alabilmek için yardımına ihtiyacım var.
Je ne peux que trop parler.
Yürüyüp gidecek misin?
Parfois, on oublie trop facilement le bien qu'on a ici.
Cidden? Bence buranın iyiliğini unutmak bazen çok basit oluyor.
C'est exposé. Sa défense demande trop de ressources, et il n'a pas de valeur stratégique.
Korunmasız savunmak için çok fazla kaynak gerek ayrıca stratejik bir değeri de yok.
C'est trop long. Quelque chose a mal tourné.
Bu çok uzun sürdü, bir şeyler ters gidiyor.
Trop lent. Allons-y.
Uzun sürdü, haydi gidelim.
On arrive trop tard. Ils sont déjà partis.
Geç kaldık, çoktan gitmişler.
- Pardon, c'est trop?
- Pardon, çok mu oldu?
Traugott a presque abandonné cette installation et les gardes fixés ici, car la guerre les occupe trop, j'ai donc convaincu les travailleurs, de profiter de la situation,
Traugott, bu tesisi ve muhafızları olduğu gibi terk etti çünki savaşmakla çok meşguller ben de durumu avantaja çevirmek için işçileri bağımsızlıklarını ilan etmeye ikna ettim.
Ils mettent Zem en danger, nous tous, tant qu'ils sont là, - on n'est jamais trop prudent.
Burada oldukları sürece Zem için hepimiz için tehlike oluşturuyorlar üzülmekten daha güvenlidir diyorum.
- On sera en retard, mais pas trop, j'espère.
Kısa bir süre gecikeceğiz... umarım.
Je n'ai pas trop envie d'en parler.
Şu an konuşacak durumda değilim.
Trop ambitieux?
Çok mu hırslı?
Trop occupé pour appeler pour dire qu'il est occupé?
Bizi arayıp meşgul olduğunu söyleyemeyecek kadar mı meşgul?
Trop occupé pour même accepter mon appel?
Herhangi bir aramayı açacak kadar mı?
Trop tard pour ça.
Çok geç.
Quelqu'un avec un grand coeur qui essaye bien trop.
Kendini çok zorlayan iyi kalpli biri.
- C'est trop risqué.
- Hayır, riske atamayız.
Après Hyadum-12, j'étais en congé maladie. Et j'aurais dû démissionner, mais je ne l'ai pas fait, j'étais trop obsédé par ma traque du Général.
Hyadum-12'den sonra hasta iznindeydim, o zaman ayrılmalıydım ama yapmadım, çünki General'i yakalamayı kafaya takmıştım.
Vous avez tous essayé trop avidement que je donne cette localisation.
Beni, konumu vermeye ikna etmek için aşırı zorladınız.
C'est trop tard.
- Artık çok geç.
Peut-être un peu trop.
Hatta biraz fazla mutlu.
On a trop sacrifié pour les laisser faire.
Bunun için çok fedakarlıkta bulunduk.
Ou peut-être que tu interprètes trop les choses.
Belki de buna kafayı çok fazla takıyorsundur.
Je n'interprète pas trop.
Kafayı o kadar da çok takmıyorum.
C'est trop tard. Nous arrivons trop tard.
Artık çok geç, çok geç kaldık.
On est trop loin.
Çok uzağız.
J'espère qu'il ne sera pas trop tard d'ici là.
Umarım o zamana kadar geç olmaz.
Elle est parfois trop zélée.
Kendisi biraz fazla heyecanlı olabiliyor.
Il y en a trop à transporter.
Taşıyamayacağımız kadar çoklar.
Ton esprit est trop primitif pour comprendre ce que nous sommes, trop effrayé par la vérité... alors il cherche le confort d'images familières.
Zihnin, bizim ne olduğumuzu anlamak için oldukça ilkel gerçek olandan çok korkuyor bu yüzden tanıdık yüzlerin rahatlatması gerekiyor.
Sans l'amélioration des nanites, il s'épuisera trop vite.
Nanit güncellemesi olmadan çok çabuk yıpranır.
Il est trop ignorant.
O çok bilgisiz.
Il est trop sentimental.
O çok duygusal.
Trop de boulot et pas assez de détente vont rendre Raven barjot.
Hiç oynamadan hep çalışmak Raven'ı sıkıcı bir kız yapıyor.
Viens, si t'es pas trop occupé à regarder deux vieux baiser.
Eğer yaşlıları izlemekle çok meşgul değilsen... bizimle gelebilirsin.
Trop serré.
- 234.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]