Translate.vc / Francês → Turco / Tubé
Tubé tradutor Turco
2,396 parallel translation
Non, merci, Furber, j'ai envie de surprendre mon tube digestif.
Hayır, Furber, teşekkürler. Sanırım beslenme borumu şaşırtacağım.
J'ai inséré un tube pour évacuer les gaz.
Gazının birazını almak için bir tüp taktım.
Le tube ne passe pas.
Tüp takamıyorum.
Vous savez, j'ai branché la patiente au mauvais tube.
Biliyorum bu bir saçmalık, bir fantezi.
Tu peux allez m'acheter un tube de Bengay?
Gidip bana Bengay alabilir misin?
J'ai besoin d'un gros tube comme ceux que vendent Luger.
59. karayolundaki Luger'in dükkanında satılan büyük boydan istiyorum.
AVEC LE TUBE "UN BON JOUR POUR MOURIR",
İÇİNDE HİT ŞARKISI "ÖLMEK İÇİN İYİ BİR GÜN"
Il va me mettre sur You Tube.
Bizi YouTube'a koymasın?
- Je n'arrive pas à la lever, j'ai un tube dans le nez et la bouche sèche.
Ayağa bile kalkamıyorum. Burnumda bir hortum var ve ağzım çok kuru. Sen?
En grand tube.
En büyük pakette.
- Ne jamais couper le tube à excréments.
- İstersen makatına hiç bulaşma, evlat.
C'est pas le tube.
Tüpünde sorun yok.
Mettez-moi cet oiseau dans le tube.
O kuşu tüpe sok.
Touchez encore à un des miens, ne serait-ce qu'un oeil au beurre noir, je balance Saul Tigh par le tube de lancement.
Adamlarımdan birine zarar verirsen, hatta sadece birinin gözünü morartırsan Saul Tigh'ı fırlatma tüpünden dışarı atarım.
Ton tube, et voilà le mien.
İşte senin tüpün, burada da benimki.
- Euh, Only the Lonely. Son grand tube.
Aah, en bilindik şarkısı "Only the Lonely".
Leur pomper leur patrimoine par le biais de ce tube à oxygène?
O lanet oksijen tüpünden onların miraslarını soluduğunu?
Mollo, j'écoute un nouveau tube du Grateful Dead.
Sakin ol. Sadece Grateful Dead'in yeni şarkısını dinliyordum.
tube. 3 fois peut-être.
Üç kez falan.
Un fluide noir dans un tube en verre?
Cam bir kabın içinde siyah bir sıvı mıydı?
Vérifie toute boîte pouvant contenir un tube.
Bir tübün girebileceği kutulara bak.
Oh allez. Ne me dis pas que ce ptit tube t'as pas rendu heureux.
Hadi ama elindeki tanrıça kadehinin seni mutlu etmediğini söyleme bana.
Mademoiselle, vous allez devoir souffler dans ce tube.
Sizden elimdeki boruya üflemenizi rica edeceğim.
Mademoiselle, je parle de ce tube-ci.
O değil, bu boruyu kastettim.
Tu sais, quand on roule un tube de dentifrice?
Hani diş macununu rulo yaparsın ya...
C'est pour cela que vous ne pouvez pas remettre le dentifrice dans le tube.
Diş macununu bir kere sıktığın zaman bir daha tüpün içine geri koyamazsın.
Remets-ça dans le tube.
Bunu tüpe geri sok, bakalım.
Qui élèverait un enfant dans un tube de métal?
Kim çocuğunu metal bir tüpte büyütmek ister ki?
Mais, six mois dans un tube de métal peut changer l'ordre des priorités.
Ancak... Şey, bir metal tüpün içinde altı ay insana önceliklerini unutturabiliyor.
Quel que soit le diamètre du tube le flux est le même.
Borunun çapı ne olursa olsun akan miktar sabittir.
Régime bananes et chewing-gums pendant 2 mois. Ils l'ont envoyée à St Marks, avec un tube dans l'estomac.
İki aydır boğazından geçen muzla sakız olunca St Marks'a kaldırılıp, midesine hortum takıldı.
C'est un truc en tube, couleur œuf, appelé Eggular.
Eggular adında, yumurta renginde bir madde olan bir tüp.
- Ça pourrait presque être drôle, sauf que tu auras un tube de drainage dans la poitrine, sans parler des contusions impressionnantes.
- Eğlenceli bile olabilir. Tabii göğsünde bir iltihap çekme tüpü olacağını ve göz alıcı morluklarını hesaba katmazsak.
Et ce petit film dans lequel tu joues avec ton pote... si tu parles à Ryan, on le diffusera sur BlueTube.
Küçük dostunla rol aldığın bu kısa filme gelince... Ryan'dan tek laf gelirse Yuh Tube'a koyarız.
Ca sonne comme un tube.
Hit olacak gibi
Le tube à essai, prenez-le!
Deney tüpü var ya! Onu al!
C'est "99 red balloons", le célèbre tube anti-ballons de Nena.
Biliyordum! Bu "Doksan Dokuz Kırmız Balon", ninemin ünlü balon karşıtı protesto şarkısı.
Jenna, c'est un tube de colle.
Jenna, o pritt.
Très bien, mets-le dans le tube. Et puis, on va reculer tous les deux.
Pekala, onu da tüpe koy ve şimdi geri çekileceğiz.
- Le tube ne passe pas.
- Tüp geçmiyor.
- Pourquoi a-t-elle le tube?
- O tüpe neden ihtiyacı var?
Anémique avec fièvre. Tube gastrique déplacé pour vieille fille de Lakeshore, et bébé de 3 semaines avec léthargie et cardiomégalie, admise pour écho.
Lakeshore'dan gelen ve beslenme tüpü çıkan yaşlı bir hanım, ve letarji ve kalp büyümesi sorunu olan 3 haftalık bir bebek var.
Alors il a pris un tube de mastic, le genre qu'on met autour de la baignoire,
O da şu küvetin etrafında kullanılan paspas iplerinden birini almış
- Préparez pour un tube thoracique!
- Göğüs tüpü için hazırlayın!
Le diamètre du tube est insuffisant.
Boruların kalınlığı yetersiz.
Des cristaux d'iode, du carbonate de calcium et un... Un tube à oxygène et de la gaze.
İyot kristalleri, kalsiyum karbonat, solunum borusu ve gazlı bez.
Donnez-moi un tube.
Tüp verin!
Mon tube.
En beğenilen parçam.
Il a avalé un tube de comprimés.
Bir kutu ilaç yuttu.
C'est oncogène, ça flingue le tube digestif.
Radyasyon verirsek kanser ilerler ve sindirim sistemini mahveder.
Il faut donc retirer le tube.
Ama bunun için boruyu çıkarmanız gerek.