Translate.vc / Francês → Turco / Turtle
Turtle tradutor Turco
847 parallel translation
Bonsoir, M. Tortue.
İyi akşamlar, Bay Turtle.
Je me souviens de vous parce que vous êtes le seul du bâtiment à pouvoir dire mon nom sans que ça ait l'air d'une blague.
Bu binada soyadımla dalga geçmeyen tek kişi sizsiniz. ( Turtle-Kaplumbağa ).
Tortue.
Turtle.
- Joe Tortue.
- Joe Turtle.
L'homme là-bas. Il s'appelle Joe Tortue.
Şuradaki adamın ismi Joe Turtle.
Pendant que je m'enrichis, allez donc trouver Joe... Tortue, quel que soit son nom.
Ben zenginleşirken, şu Joe ~ Turtle mıdır, nedir.
Shela, connais-tu un homme du nom de Joe Tortue?
Shela, Joe Turtle adında birini tanıyor musun?
Aide-moi à trouver Joe Tortue.
Joe Turtle'ı bulalım.
M. Tortue?
Bay Turtle?
Où est Joe Tortue?
Joe Turtle nerede?
- Que vient faire Tortue...
- Turtle bu işle ilgili ~
- Vous avez trouvé votre ami Tortue?
Arkadaşınız Turtle'ı buldunuz mu?
Les seuls "pour toujours" qu'il offre sont du type de ce qu'a reçu Joe Tortue.
Verdiği tek sonsuzluk, Joe Turtle'ın almış olduğu gibidir.
Tortue croyait peut-être aussi à la survie.
Belki Turtle da hayatta kalmaya inanıyordu.
Tortue et moi, nous sommes vieux jeu.
Turtle ve ben eski kafalıyız.
Je suis au courant du lien entre Unidyne et la fondation, j'en sais bien plus que Joe Tortue ou Caselle!
Unidyne ile Vakıf arasındaki bağla ilgili her şeyi biliyorum. Joe Turtle ve Caselle'in bildikleri bunun yanında solda sıfırdı!
Là il fait le "baby" et la "turtle" ( "tortue" )
O bebek veya kaplumbağa hareketi yapıyordu.
Salut, Turtle.
Selam Turtle.
- 45100, Turtle.
45.100, Turtle.
Je suis touché de ton inquiétude, mais Turtle peut me guider.
Endişeni anlıyorum Joyce, ama eminim Turtle, bana etrafı gösterebilir.
Turtle, viens ici.
Tekrar deneyeceğiz.
Daryl, Turtle.
Daryl.
Turtle m'a dit.
- Hayır, fakat Turtle bana bunu anlattı.
Turtle! - Quoi?
Oh, Tanrı'm, Turtle.
- Tu me dois 7,50 $ pour l'alcool!
- Bana içki için 7,5 dolar borçlusun Turtle.
- Turtle dit qu'il a la plus grosse...
Fakat Turtle diyor ki, onun çok büyük bir şeyi olduğu için - Daryl.
- Howie, c'est moi ou...?
- Turtle. Beni bekle. - Howie, ben mi yoksa o mu?
Ça suffit. Il est presque minuit.
Kapat artık Turtle Neredeyse geceyarısı oldu.
On n'a que dix minutes.
Koş Turtle. Sadece 10 dakikamız var.
- En vitesse, Turtle!
- Kıçını kaldır Turtle, eğer tekrar üzerine oturmak istiyorsan.
C'est ce que Turtle...
Evet, Turtle'ın dediği gibi.
- Turtle, c'est à toi, mon vieux.
- Tamam Turtle. Bu sana bağlı, dostum. - Haydi Turtle!
- Allez, Turtle!
Haydi Turtle.
Allez, Turtle.
Haydi Turtle.
Tu peux nous apporter la course de la victoire, Turtle!
Turtle, kazanma vuruşunu yap, Turtle. Kazanma vuruşu.
Allez, Turtle!
Haydi Turtle!
- Allez, Turtle!
Evin önünü tıka!
- Turtle, vas-y!
- Turtle, haydi!
Jusqu'au bout, Turtle!
- Yere vur Turtle!
Bravo, Turtle! Ouais!
Tamam Turtle!
- Turtle ne vient pas?
Turtle, gelmiyor mu?
Je peux aller dire au revoir à Turtle?
Turtle'a veda edebilirim, değil mi?
Turtle?
Turtle?
Turtle?
Turtle.
Qu'est-ce qui t'a fait changer ta façon de jouer, ce jour-là?
O gün Turtle seninle konuştuktan sonra senin oynama şeklini ne değiştirdi?
Turtle aime la framboise.
Sadece öyle yaptım. Turtle ahududuludan hoşlanıyor.
- Et ton ami? - Turtle.
- Ve arkadaşın...
Oui, ça me ferait plaisir.
- Turtle. Evet, gerçekten isterdim.
Il est plus que ça, Turtle.
Bundan daha fazlası, Turtle.
- Turtle, tu vas te taire, oui?
Turtle, çeneni kapatacak mısın?
Turtle, c'est normal d'être triste de perdre un ami.
Turtle.