Translate.vc / Francês → Turco / Tuán
Tuán tradutor Turco
55 parallel translation
Tuân. Dis-le.
"Tuán" Söyle.
Tuân.
Tuán.
Le prince Tuan l'a ordonnée.
Fakat bu Prens Tuan'ın emridir.
Si les Boxers échouent, je donnerai aux étrangers la tête du prince Tuan.
Boxerlar yenilirse Tuan'ın kellesini yabancılara veririm.
Soyez le bienvenu prince Tuan.
Ekselansları, Avusturya-Macaristan bakanı ve Barones Von Riedel.
Son Altesse Impériale le prince Tuan.
Emperyal Majesteleri, Prince Tuan.
C'est le prince Tuan.
Prens Tuan'dı. Bu hikayeye inanıyor musunuz?
Oui Majesté. Et vous venez demander des sanctions contre le prince Tuan.
Prens Tuan'a karşı harekete geçmeyi mi öneriyorsunuz?
Le prince Tuan est notre plus proche conseiller.
Sizin gerçeğinizi reddediyoruz ve sizi protesto ediyoruz.
Nous venons de lui confier les Affaires Etrangères.
Prens Tuan'ın en yakın danışmanımız olduğunu bildirmek isteriz.
Il vaut mieux partir.
Prens Tuan.
Je ne veux pas laisser croire que j'ai peur des Boxers, ni donner une victoire au prince Tuan.
Bu sürede Boxerların Prens Tuan'a karşı zafer kazanmasından endişelenmiyorum. İngilizler kalırsa, Almanlar da kalır.
Le prince Tuan conseille l'aventure.
Prens Tuan umursamaz macera peşinde.
Le prince Tuan compte sur une victoire rapide.
Prens Tuan ordularının başına geçmesi için Kraliçeyi ikna etti ve böylelikle kolay bir zafer umuyorlar.
Mais si nous nous montrons forts, si nous attaquons, l'influence de Tuan peut être annihilée.
Şimdi, başarısız olmak yerine beklenmedik bir güç göstermeli sadece ayakta kalmayıp saldırmalıyız da. Tuan'ın hükümdar üzerindeki etkisini bozmalı onu gerçekle yüzleşmeye zorlamalıyız.
Tuan prépare une fête pour l'impératrice. Elle aura lieu ce soir.
Tuan'ın bu gece Kraliyet bahçesinde bir zafer kutlaması hazırladığını duydum.
Il faut tenir pour que Tuan perde la face.
Teslim olmaktansa Tuan'a itibarını kaybettirmeliyiz.
Et on ferait sauter l'arsenal pendant la fête.
Tuan kraliçeye yenildiğimizi anlatırken tam o sırada havaya uçururuz.
Le prince Tuan vient-il annoncer la destruction des légations? Ce sera la dixième fois.
Son ayda onuncu defa elçiliklerin zararını rapor etmeye... geldiğini umuyorum.
Dieu soit avec vous, Tuan Jim.
Tanrı seninle olsun Tuan Jim.
Cela signifie?
Ne demek "Tuan Jim"?
Un Tuan est un homme courageux, qui mérite le respect. Un lord.
Tuan cesur bir adamdır saygı duyulacak biri.
Attaquez... Tuan, attaquez!
Tuan, saldır!
Tuan... les copains.
Bu, Tuan.
Salut, Tuan.
Merhaba, Tuan.
Qui est Tuan?
Tuan kim?
Tuan, alias Phan Duc Tho.
Tuan'ın asıl adı Phan Duc Tho.
Le nom de votre unité!
İçinde ne var? Tuan! Gel buraya!
Tuan, traduis à ces empaffès!
Konuş şu lanet heriflerle!
Il s'appelait Tuân.
Onun adı Tuan'dı.
Je suis Tuan, enfant prodige.
Ben harika çocuk Tuan.
Zi Tuan, tu commanderas les archers.
Zi Tuan, sen okçulara komuta edeceksin.
Zi Tuan n'est pas qualifié.
Zi Tuan yeterli biri değil!
L'archer Zi Tuan m'a impressionné à mon arrivée.
Zi Tuan'ın okçuları beni Liang'a geldiğim gün kendilerine hayran bırakmışlardı.
Tuan.
Tuan.
Inspecteur Huang Haolong de la police de Shanghai.
Ben Tuan Phu'dan Hoang Ngo.
L'inspecteur Tuan.
Dedektif Tuan.
Comme le dit le Seigneur Tuan : "On ne connaît jamais les vraies intentions d'une personne."
Tanrı Tuan'ın dediği gibi "Kimse kimsenin asıl niyetini bilemez."
Amis disent Pasha. Moi, c'est Tuan.
- Arkadaşlar Pasha der.
Je m'inquiétais vraiment pour Tuan.
Tuan için çok endişelenmiştim.
Tuan.
Tuan iyi çocuk.
Il s'améliorera en parlant avec Tuan.
Tuan'la konuşması iyi egzersiz olur.
Tuan parle anglais avant?
Tuan, önceden İngilizce konuşur mu?
Je sais. Ça a été très dur pour Tuan, au début, mais il faut être patiente.
Tuan da başlarda çok zorlandı ama sabırlı olman lazım.
Tuan a failli tuer ce gamin.
Tuan az kalsın öldürecekti o çocuğu.
Tuan est dur, mais c'est encore un enfant.
Tamam, Tuan dayanıklı ama daha çocuk.
Tuan, nous allons bientôt envoyer notre rapport.
Bak Tuan yakında seninle ilgili raporumuzu göndereceğiz.
- Ce n'est pas ce pourquoi...
- Tuan, sebebi bu değildi...
Nous avions peur que Pasha meure.
Pasha'nın ölmesinden korktuk Tuan.
Ce que tu as écrit dans ton rapport n'est en aucun cas un problème.
Yani raporuna yazdığın şeyler bizim için bir sıkıntı yaratmayacak Tuan.
Tu as besoin d'un partenaire.
Sana biri lazım Tuan. Bir partner.