Translate.vc / Francês → Turco / Typés
Typés tradutor Turco
9,009 parallel translation
Il ne s'est même pas défendu quand ces types l'ont enlevé sur la route.
Yani, bu adamlar onu yolda kaçırdı.. engellemek için hiç çaba göstermedi.
Capone est de sortie toute la nuit à faire visiter les environs à des types d'hollywood
Capone bütün gece Hollywood tiplerine etrafı gezdiriyor olacak.
Tu utilises des types de Résultats Contrôlés.
Controlled Outcomes'ı kullanıyorsunuz.
3 types, sic opérateurs.
- 3 düşman, 6 asker.
Les types comme nous faisons du mal aux gens qui nous entourent.
Bizim gibi adamlar etrafındakilere zarar verir.
Quand j'ai rejoins la Marine, j'ai été envoyé en mission de combat en Somalie avec une bande de types que je ne connaissais pas, alors...
Donanmaya ilk katıldığımda Somali'ye birkaç tanımadığım insanla göreve gönderilmiştim.
En fait, ces types sont comme des mulots.
Aslına bakarsan Mike, bu adamlar saha faresi gibi.
Je vais d'abord régler un truc avec Glenda et Glitterish, ça va être un peu remuant, tu prends ces types à part, et... on parlera des détails plus tard, d'accord?
Aslına bakarsak, bir dakika için Glitterish ile... Glenda... Glenda münakaşı yaptım sadece biraz hareketli ve gerçek hızlı sallama ve bu adamlarla seni yükselteceğim....... um, sonra ayrıntılar hakkında konuşuruz, tamam mı?
Je déteste ces types.
O adamlardan nefret ediyorum.
Ces types étaient prêt.
Adamlar buraya bizi avlamaya gelmiş resmen.
C'était qui ces types?
Bu adamlar kimdi?
J'ai des types qui font ça.
- Bunu yapacak elemanlarım var.
Libre service, différents types de garnitures.
Kendin alıyorsun, bir sürü farklı malzeme olur.
Euh, les deux types sont très possessifs et si quelque chose leur appartenant est pris, ils peuvent réagir violemment.
Uh, her iki taraf da aşırı sahiplenicidir, ve onlara ait birşeyi aldığınızda, çok sert tepki gösterirler.
Les mauvais types... ils ne changent pas.
Kötü adamlar... değişmezler.
Les types comme Sidney... Ils aiment croire qu'on a gagné quelque chose ce jour-là. Moi, je...
Sidney gibi adamlar o gün bir şeyler kazandığımızı düşünmek ister.
Selon la grande confrérie, il existe trois types de sorcières.
Büyük cadı meclisine göre dünyada bilinen üç tür cadı vardır.
La plupart des gens en ont 3 types...
Çoğu insanda üç tür vardır :
Ces types sont des pros.
- Kameranın depolama cihazı çalınmış. Adamlar profesyonel.
C'est un camion avec 4 types.
Bu kesinlikle dört kişilik bir kamyon.
Que croyez-vous que vont dire les types d'Updike quand ils verront ça?
- Updike'dakiler bunu görünce ne diyecekler?
Tu es 19 types de problèmes mais... génial.
Tam bir kuyruklu belasın ama inanılmazsın.
19 types. Il est tard.
Kuyruklu bela.
Parfois, porter d'autres types de vêtements signifie que vous explorez des parts différentes de vous-même.
Bazen farklı şeyler giymek kendinin farklı yanlarını keşfetmek demektir.
Mais je dois aussi une leçon dans les différents types de sucre.
Ama bunun yanında şekerin farklı türleri ile ilgili bir derse de ihtiyacım var.
Il a exacerbé de nombreux types différents des troubles neurologiques, mais nous ne nommons pas réellement ce que la cause est, qui est le sucre qui est dans le régime alimentaire.
Çoğu nörolojik hastalığın farklı türlerine etki ediyor ancak aslında nedeni tam olarak isimlendirmiyoruz, bu neden beslenme biçimindeki şekerdir.
Si Gemma peut l'identifier comme un des types qu'elle a vu quitter la maison, je passerai un accord.
Evden çıkan adamlardan biri olduğunu Gemma'ya teşhis ettirebilirsek istediğini yapmak zorundayım Wayne.
Apparemment il s'est épris d'une femme, une junkie liée aux types pour qui il bosse.
Anlaşılan bir kadına aşık olmuş. Çalıştığı insanlarla bağlantısı olan bir esrarkeşe.
Je ne porte pas plainte contre ces types.
Bu adamlara karşı baskı yapmayacağım.
" Mon entraineur disait qu'il y avait trois types de sauteurs :
Hocam, atlayışın üç şeklinin olduğunu söylerdi...
Les rêves c'est pour les types comme lui, pas pour les gars comme nous.
Hayaller onun gibiler için, bizim için değil.
J'ai tué quelques types, il y a des années... et ma conscience me ronge, me mange à l'intérieur
Ben de birkaç yıl önce birkaç adam öldürdüm ve bu, vicdanımı rahatsız etti. Beni içten içe yiyip bitirdi.
Il y a seulement deux types de personnes qui voyagent beaucoup...
Çok gezen iki türlü insan vardır.
Et vous n'avez aucun espoir de retrouver ces types?
Onları takip etmenin hiçbir yolu yok mu?
Les types qui ont piraté le... Ils ne font pas s'ennuyer à parcourir tous vos emails pour chercher des trucs sur vous.
Bu adamlar e-posta üzerinden senin bilgilerine ulaşmakla uğraşmazlar bile.
On est censé s'habituer à travailler au dessus d'une prison de fortune abritant des sales types avec des supers-pouvoirs.
Süper güçleri olan kötü insanlarla dolu geçici bir hapishanenin üzerinde çalışmaya mı alışacağız?
Je pense que je me suis juste un peu pris au jeu de pouvoir aider les gens, de virer les sales types.
Ama işte insanlara yardım ederken biraz oyalandım galiba. Kötü adamları yakaladım.
Plutôt mourir que de finir entre les mains de types comme Garrett ou devenir un de ces pauvres enfants retenus prisonniers loin de la lumière du jour et de tout contact humain dans une cave pour le restant de leurs jours.
Ian Garrett gibi bir adamın eline düşmesinden veya tüm hayatı boyunca birinin bodrumunda, insanlardan ve günışığından uzakta, hapis tutulan zavallı çocuklar gibi olmasındansa hayatını kaybetti.
Il suivait un traitement pour les types comme lui, et il s'est suicidé.
Hastalığı yüzünden bir tür tedavi programındaymış, ve kendini öldürmüş.
Je suis un de ces moutons que ces types détestent.
Bu manyakların nefret ettiği koyunlardan biriyim resmen.
J'essaie juste d'arrêter de sortir avec des types colériques
Öfke sorunları olan insanlarla çıkmaktan vazgeçmeye çalışıyorum.
Il doit y avoir plus de téléphones de la même série qui sont utilisés en ce moment par les associés des types sur lesquels je les ai récupérés.
Bu telefonu aldığım adamların ortakları şu anda aynı seriden bir sürü telefonu kullanıyor olmalılar.
Mettre ces types hors d'état de nuire était énorme.
O adamları işten uzak tutmak büyük bir şeydi.
J'ai simplement aidé des types seuls en fournissant un service.
Bir dakikada bin yıla ayarlıyorum onu.
Même les grands types comme moi ont peur.
Benim gibi koca adamlar bile korkar.
- Que ces types soient fiers de toi?
- Evet. - Hayır değil. Hayır öyle.
Vous libérez ces cinq types, il contrôlera tout d'ici à Kaboul.
Bu 5'ini ona verirsen, buradan Kabil'e kadar kontrol onlara geçer. Hadi.
J'en ai pas fait grand cas, parce qu'avec Daycia, tous les types la regardaient, vous savez?
Çok da fazla düşünmedim, çünkü... Daycia'yla geziyorsanız bütün erkekler onu izler.
Au moment de la mort de Daycia, la star du football, Zach, avait bu, et il avait deux différents types de médicaments en lui, donc, il était vraiment à l'ouest.
Daycia'nın ölümü sırasında, futbol yıldızımız Zach sarhoştu ve vücudunda iki reçeteli ilaç vardı. Yani, kendisinden baya geçmişti.
Donc si ça signifie quelque chose on ne peut pas avoir deux types de règles, une pour les méchants et une pour nous.
Yani bunun bir anlamı varsa, iki farklı kuralımız olamaz. Biri kötü adamlar, biri bizim için.
Dans le sud, des types se faisaient encore pendre.
Güney'de hala insanları asıyorlardı.