English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Uptown

Uptown tradutor Turco

67 parallel translation
C'est un peu spécial, la police l'a retrouvé dans la chambre 14 B de l'hôtel Uptown, où Manny Arnold a été tué.
Biraz dolambaçIı da olsa. Polis şehir dışındaki otelin 14 B numaralı odasında bulmuş. Manny Arnold'un öldürüldüğü yer.
- Spot, assis. "HE LOOKED FOR HER UPTOWN"
Spot, ayaklarını kaldır.
Les gens voient ton graf dans le Queens, Uptown, Downtown, partout.
İnsanlar sizin taglerinizi Queens'te, Uptown'da, Downtown'da--tümünde görürler. ( gülmeler )
tu n'as pas la classe d'un portier des quartiers uptown
- Ait olduğun yere, Greenwich köyüne dön. Sen şehirde kapıcı olacak sınıfta bir adam değilsin!
donc, je marche vers uptown ça donne l'impression de marcher?
Eve gidemiyordum. Yürümeye başladım. En azından gidebiliyorsun değil mi?
avec ces photos monstrueuses qui dépassaient de mes poches t'es allé vers uptown ces derniers temps, jake?
Çektiğim o canavar görünüşlü resimler cebimden aşağı şeritler halinde sarkıyordu. Son zamanlarda şehir merkezinin dışına çıktın mı Jake? Gördün mü?
Mais ce soir, on est les BarryJive et les Uptown Five.
Ama bu gecelik adımız Geveze Barry ve Beş Varoş.
Reçu, Downtown 3 lci Uptown 1.
- Anlaşıldı, Merkez 3. - Merkez 1 beklemede kalın. Burası Uç 1.
Uptown 1, ici Downtown 1
Uç 1, burası Merkez 1.
Downtown 1, ici Uptown 1
Merkez 1, burası Uç 1.
Uptown 1, 2 pions à la ferme avec colis éventuel et un pion qui redescend par le sentier
Uç 1, kargo'nun bulunduğu çiftlik evinde iki kişi görünüyor. Yukarıdan bir oyunçu patikadan merkeze iniyor.
Uptown 1 prêt pour l'action
Artık hazırız. Uç 1, harekete hazır. Merkez...
lci Uptown 1, on est en sûreté
Merkez 1 konuşuyor. Güvendeyiz.
Hélico ici Uptown 1, évacuation, option 3
Büyük Kuş, burası Merkez 1. Tahliye istiyorum. Üçüncü plan.
lci Uptown 1, j'ai un blessé
... burası Uç 1. Bir adamım vuruldu.
Uptown 2 charge mon colis
Uç 2 kargomu kuşa bindirdi.
Taxi! J'emmerde les frères de l'Uptown.
Banliyödeki zencilerin canı cehenneme.
Non, je veux dire... tu es de l'Uptown? U.F.A.? Tu as une bourse?
Yani, banliyöde mi oturuyorsun?
Uptown Girl m'a bien aidé, au lycée.
"Uptown Girls" lisede beni vurmuştu, uzun hikaye başka zamana kalsın.
En centre-ville, à Harlem, à Brooklyn.
Uptown, Downtown, Harlem, Brooklyn.
- Uptown Girl? Always a Woman?
- "Uptown Girl", "Always A Woman"...
Je dois traverser le tunnel, prenez uptown de traverser le pont 59th Street dans le Queens, afin que je puisse traverser un autre pont maudit pour se rendre à l'île.
Tünel boyu sürmeliyim, 59. köprüden Queens'e geçmeliyim. Yani adaya gitmek için başka bir kahrolası köprü geçebilirim.
Elle était Uptown pendant le meurtre et son sac a été arraché.
Jordan'ın saldırı sırasında orda olmadığını biliyoruz, çanta ise zorla çekip alınmış gibi görünüyor.
Billy Joel, qui nous as apporté de tels hits comme "uptown girl"
Billy Joel ; bize "Yukarı Mahalle Kızları" ve "Güven Meselesi" gibi şarkıları tanıtan adam.
Et ils m'envoient Uptown Girls, qui est aussi excellent.
Ama onlar da beni Uptown Girls'e yolladılar.
Dans l'uptown.
Uptown'da.
Je vais vers Uptown, je peux vous déposer?
Merkezin dışına gidiyorum. Seni de bırakmamı ister misin?
Paul Chambers, Chris Braxton, Walter Upton...
Paul Chambers, Chris Braxton, Walter Uptown.
Vous savez, je ne me rappelle jamais si c'est le Bronx qui est uptown et Battery downtown, ou si c'est Battery qui est uptown et le Bronx downtown.
Hep unuttuğum bir şey var. Batarya mı Bronx'un merkezindeydi, yoksa Bronx mu merkez bataryasındaydı?
On est les "Uptown Girl".
Biz Uptown Girl.
Uptown Girl.
Uptown Girl.
Billy Joel, Uptown Girl.
Billy Joel, Uptown Girl.
Uptown Girl!
Uptown Girl!
Durant notre premier match, à Boleyn Ground, également appelé Uptown Park, on a foutu la honte à Millwall.
İlk maçımız Boleyn Sahasındaydı. Upton Park olarak da bilinir. O maçta Millwall'u perişan ettik!
Ils parlent ainsi dans les concerts Uptown?
Vay be! Varoşlardaki ekstralarda böyle mi konuşuyorlar?
Je suis d'Uptown, M. McAlary.
- Ben banliyödenim, Bay McAlary.
Basse-9e, Central City, Uptown...
Aşağı 9, Central City, kuzeyi...
Basse-9e, Central City, Uptown À chanter Jockamo fee na nay
Aşağı 9, Central City, kuzeyi Söylüyor "Jockamo fee nane"...
Je pensais le tenir grâce aux caméras, mais il a trouvé une faille. Pour y arriver, il me faut 80 000 $ pour les droits de Uptown Girl.
Adam gibi davranmasını sağlamak için Angie'nin kameralarını kullanabileceğimi sanmıştım, ancak bir açığını buldu,... ve şimdi de kapatmak için $ 80,000'a Uptown Girl'in yayın haklarını almalıyım.
Uptown, Lakefront, Beauvoir, Gretna, Westbank...
Uptown, Leykfrant, Beauvoir, Greta, Vestbank...
♪'Cause I got no place to keep'em uptown ♪
* Çünkü yerleri yok artık hayatımda *
♪ let a nigga fuck you with that uptown voodoo... ♪
# Bırak da nigga seni evire çevire sikiversin
Jimmy dit qu'ils peuvent m'avoir un photographe si je vais dans l'uptown.
Dinle, Jimmy şehrin dışına ulaşabilirsem bana bir fotoğrafçı bulabileceklerini söyledi.
Tu vas vers le haut de la ville?
Uptown'a mı gidiyorsun?
Uptown! Et mettez les gaz!
Şehrin yukarısına!
Lorsque le train s'est arrêté, Nos trois suspect se sont éclipsés, Ils ont emprunté l'Uptown tunnel.
Tren durduğunda, 3 şüphelide raylara atlamış, tünel yolundaki yangın çıkışını kullanarak kaçmışlar, bu yüzden görgü tanığımız yok.
On les a repéré sur West Broadway. Ils se dirigeaient vers UpTown.
Doğu Broadway'den çıkarkan görüntülerini bulduk.
Uptown 1, ici Downtown 2
Merkez 1, burası Merkez 2.
Et disons que je viens de renvoyer Love Actually, qui est super, et qu'ils m'envoient Uptown Girls, qui est aussi super.
Kıssadan hisse. Beni Love Actually filmine geri döndüm. Hani süper olan.
Le quartier uptown.
Gösterinin zevkini çıkarın.
J'ai pris un taxi pour l'uptown.
Dönüşte bir taksiye bindim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]