Translate.vc / Francês → Turco / Urge
Urge tradutor Turco
124 parallel translation
- Attendez. - Quoi? Ça urge, mais remettez votre pantalon.
Beni hiçbir şey için durdurma dediniz ama... pantolonunuzu giyseniz iyi olur.
Toubib! Ça urge!
Acil hasta var.
Allons, qu'est-ce qui urge?
Hadi ama, neden bu kadar acele ediyorsun?
Qu'est-ce qui urge comme ça?
Bu acelen ne?
Vous me déposez en jeep? Ca urge.
Beni jiple götürebilirler mi acaba?
Ça urge, et quand je pisse, ça n'en finit pas.
Torbam doldu. Ve işemeye başladığımda, durmak bilmez.
Une dernière et j'y vais! Ca urge!
Hemen bir tane ver ve daha sonra uçmam gerekiyor.
Ça urge.
Zamanımız yok.
Elle a besoin d'un homme. Ça urge.
Bir erkeğe ihtiyacı var, hemen.
Appelez-moi Andruitti, ça urge sur l'affaire Henry Lamb.
Bana Andruitti'yi bul. "Çok acil ve Lamb'le ilgili" de.
Je t'appuierai Fais un souhait illico!
I got a powerful urge to help you out So what you wish I really want to know
Si ça urge, foncez aux chiottes, O.K.?
Ve tuvalette orada, tamam mı? Hadi.
Autant chercher un flic quand ça urge.
- Sana kopyasını vericem, dostum.
C'est que ça urge.
- Çok tuvaletim var. - Sifonu iki kez çek.
Je veux parler au Dr Bart Simpson, ça urge.
Ve hemen Dr. Bart Simpson'la konuşmak istiyorum.
Ça urge vraiment.
Şimdi gitmem gerekli.
Ça urge.
Çaresiz kaldık.
- Le film va commencer. Ca urge.
- Film baslamak uzere.
Uzi, ça urge!
Uzi! Acil durum!
Quand ça urge, faut y aller, point.
Gitmen gerektiği zaman, gideceksin.
- Ça urge.
- Vakit yok.
Ça urge!
Biri halletse iyi olur.
Le mec est déjà là, ça urge.
Adamım oradan alır.
Ça urge.
Bekleyebilir.
Désolée, ça urge.
Üzgünüm, yağmur kontrolüm var.
Maintenant! Pourquoi a-t-il dit "ça urge"?
Ducky neden acil der?
C'est un médecin, et "ça urge", ça ressemble à...
Doktor olduğu için. Acil, tıbbi açıdan önemli bir şey var demektir.
Dépêchez-vous, ça urge.
Lütfen acele edin, bu acil bir durum.
Ici aussi, ça urge.
Bu da bir acil durum, şekerim.
D'ordinaire, j'interroge calmement, mais ça urge!
Normalde seni sakince sorgulardım ama acelem var.
On t'ennuie? Ça urge...
- Tuvalete gitmem gerek.
C'est bien gentil, mais ici ça urge, y a des malades, on manque de tout
Ne zaman geliyorsunuz? Burada çok hasta var, her şeye ihtiyaç var.
Ça urge, demain matin.
En yakın zamanda. Yarın sabah?
Magne-toi, ça urge.
Hadi dostum işemem gerek
Et ça urge dur.
Zordan da beter.
C'est peut-être pas le meilleur moment mais il se passe des tas de choses. J'ai un truc à te dire, ça urge.
Biliyorum bu tür şeyleri söylemek için tam zamanı değil, ama sana acilen söylemem gerekenler var.
Julia, tu as quelque chose pour le mal de ventre? Ça urge! - Pour Conor?
Julia, mide için asit giderici ilacın var mı?
Ça urge pas.
En azından şimdilik.
- Ça urge.
Bizim hesap bitiyor.
Ryan! Vous pouvez venir? Ça urge!
Ryan, çabuk buraya gel.
- Désolée, chérie, ça urge.
- Üzgünüm, tatlım, bekleyemez.
Qu'est-ce qui urge?
Ne diye bu acele? Bu uzun bir şavaş.
Ça urge.
Acil bir durum var da.
- Ça urge.
Ama bu arada fazla ortalarda gözükme.
ça urge!
Doktor, gitmeliyim!
Ca urge.
Acilmiş.
Ca urge.
Acil bir durum.
Trop épais. ça urge, Wesley! Je ne sais plus quoi essayer. il faut un objet solide pour enclencher le mécanisme... et assez souple pour s'y introduire.
Çok kalın. Tiktak, Wesley! Başka ne denesem bilmiyorum.
Et ça urge.
Bu biraz acele bir sipariş.
- Ça urge.
Nabzını normal düzeye indirmeliyiz.
Ça urge.
Zaman azalıyor.