Translate.vc / Francês → Turco / Valiant
Valiant tradutor Turco
160 parallel translation
Le vaillant prince.
Prens Valiant.
L'objet intercepté est un enregistreur de vol éjecté du S.S. Valiant il a deux siècles.
Bulunan obje, 200 sene önce S.S. Valiant'tan bırakılan gemi felaket kayıt cihazı.
Nous espérons en apprendre plus sur sa mission et sur ce qui l'a détruit.
Valiant'ın burada ne yaptığını ve ona neyin zarar verdiğini bulmayı umuyoruz.
Le Valiant a rencontré une tempête et s'est fait emporter.
Valiant fırtınaya yakalandı ve bu tarafa sürüklendi.
- Le seul fait certain est que le S.S. Valiant a été détruit.
- Emin olduğumuz tek gerçek, S.S. Valiant'ın tahrip edildiği.
Il s'agit maintenant de savoir ce qui a détruit le Valiant.
Öncelikli olan soru, Valiant'ı ne tahrip etti?
- Avant la destruction du Valiant, le capitaine a consulté les archives du personnel.
- Valiant tahrip olmadan önce, geminin kaptanı mürettebatın EDS oranlarını araştırmış.
Le capitaine du Valiant a dû ressentir la même chose et il n'a pas pris sa décision à temps.
Valiant'ın kaptanı da büyük ihtimal böyle hissetti, ve karar vermek için fazla bekledi.
L'U.S.S. Valiant.
USS Valiant gemisi.
M.Maroon, monsieur Valiant voudrait...
Bay Maroon, Bay Valiant geldi. Sizinle birazdan görüşecek.
- Nerveux?
Biraz gerginsin galiba Valiant.
- Eddie Valiant!
Eddie Vailant.
- N'est-ce pas M.Valiant? - Bien sûr.
- Öyle değil mi Bay Valiant?
VALIANT VALIANT RÉSOLVENT LE KIDNAPPING DES NEVEUX
Valiant ve Valiant, Kaçırılan Çocuğu Buldu.
C'était pas vous Eddie Valiant?
Sen Eddie Valiant değil misin?
Monsieur Valiant?
Bay Valiant.
Valiant les ramassait pour vous.
Sadece toplamaya yardım ediyor.
Vous ne sauriez pas où ce lapin peut être, M.Valiant?
Tavşanın nerede olabileceği hakkında bir fikriniz var mı Bay Valiant?
Je m'étonne que vous ne coopériez pas :
İşbirliği yapmamanıza şaşırdım Bay Valiant. Bir çizgi, bir insanı öldürdü.
Je trouverai ce lapin.
Tavşanı yakalayacağım Bay Valiant.
Ce n'est pas pour les enfants.
Çocuk eldiveni değil Bay Valiant.
C'est toi Valiant?
- Vailant sen misin?
Le lapin n'a pas tué Acme.
- Bak Valiant. Acme'yi Tavşan öldürmedi.
On sait tous qu'en cas de problème, il faut aller voir Valiant Valiant.
Bütün çizgi filmler başı belaya girdiğinde tek bir yere gidebileceğini bilir.
- Eddie Valiant?
Eddie Valiant.
- Valiant le planque quelque part.
- Valiant buralarda bir yerde olmalı.
Quant à toi, Valiant, un pas de travers et on te pend : Tu sècheras avec tes dessous.
Çizgiyi geçersen... seni de çamaşırlarını da asarız.
Vous vous trompez sur moi.
Beni yanlış anladınız Bay Valiant.
Surprise n'est pas le mot.
Beni yakalamadınız Bay Valiant.
Je ferais n'importe quoi pour mon mari.
Kocam için her şeyi yaparım Bay Valiant. - Her şeyi.
- J'ai tellement besoin de vous!
Çaresiz durumdayım Bay Valiant. Size ne kadar ihtiyacım olduğunu... - görmüyor musunuz?
- J'ai failli avoir une attaque!
- Valiant, kalbimi durduracaktın.
- Qu'allez-vous me faire, Valiant?
Haydi. Bana ne yapacaksın Valiant?
Valiant!
Valiant.
Valiant, tu as appelé un taxi?
Taksi mi çağırdın Valiant?
On a fouillé Valiant, il n'a pas le testament.
Valiant'ı aradık patron. Üzerinde değil.
Demort a attrapé ta femme et Valiant et les a emmenés à l'usine Acme!
- Ölüm, karını ve Valiant'ı kaçırdı. - Acme fabrikasına götürdü.
La conclusion de cette affaire met un terme à ma carrière de juge à Toonville.
Gördünüz mü Bay Valiant? Bu olayın sonunda Çizgişehir'in patronluğuna terfi ettim.
C'est fini, M.Valiant.
Artık bitti Bay Valiant.
- T'as un problème, Valiant?
- Bir sakıncası mı var Valiant?
Je suis Prince Vaillant!
Prens Valiant!
A 11 h, je roulais sur Elm St.
Saat yaklaşık 11.00'di. Kiralık bir arabayla Elm Sokağında alt geçide doğru gidiyordum. Açık mavi bir Valiant.
Une Valiant.
Bir Valiant.
Vous avez déjà vu une Valiant? Non.
- Bir Valiant'a hiç bindiniz mi?
Ma sœur a une Valiant verte.
Kız kardeşimin yeşil bir Valiant'ı var.
Oui, M. le proviseur Vaillant!
Evet efendim, Müdür Valiant!
Et soudain, sortie de nulle part, une vieille guimbarde verte surgit dans le chemin.
Derken, birdenbire kötü görünüşlü yeşil bir Dodge Valiant... tam kameranın önünde peydah oluyor.
Asseyez-vous, Valiant.
Otur Valiant.
Plus maintenant.
Valiant Valiant. Artık değil.
Ne nous oblige pas à nous fâcher, Valiant, on veut juste le lapin!
Bize zor kullandırma.
- Nom d'un chien... - Eddie?
Eddie Valiant.