English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Vans

Vans tradutor Turco

121 parallel translation
Alors, vous êtes vraiment jardinier?
Demek gerçekten bahçıvansınız.
Et vous êtes vraiment jardinier, n'est-ce pas?
Ve sen gerçekten bir gardenyacı bahçıvansın, değil mi?
Pourquoi ne pas repartir voir ton père et vendre des vans ou des camp...
Babanın yanına dönüp minibüs satsana, ya da kervan...
Vous êtes gaucher, aimez jardiner et étudier l'archéologie.
Sol el kullanan bir bahçıvansınız.
- Ces vans ont un bon kilométrage?
- Bu minibüsler hızlı gidiyor mu?
Faisons un comptage. Tout le monde dans les vans.
Sayım yap ve herkesi minibüse bindir.
Les candidats Truste and Vans s'inclinent devant Ryan Mitchell!
Sonuçlar az önce, bir sonraki vekilin Ryan Mitchell olduğunu açıkladı!
- Les hippies d'aujourd'hui les transforment en vans.
Şu hippiler bu aralar, onları yük arabası yapıyorlar.
Je tiens pas à rencontrer les amateurs de vans d'occasion.
Satarken minibüs kullanan biri olarak insanlarla tanışmak istemiyorum.
Cinquante mini-vans équipés suffiraient pour cette année.
50 tane seyyar sosis arabam var.
Tu es un jardinier merdique.
Sen berbat bir bahçıvansın Matthew.
Vous êtes la meilleure jardinière du monde.
- Grace sen dünyadaki en iyi bahçıvansın.
Matthew... je veux te dire que tu es un épouvantable jardinier,
Matthew... Sana şunu söylemek istiyorum ki, korkarım berbat bir bahçıvansın.
Pour le savoir, il faut déclamper et laisser le rein se perfuser.
Öğrenmenin tek yolu var. Klempi çıkartalım, böbrek sıvansın.
Quelle sorte de jardinier êtes-vous?
Siz ne tür bir bahçıvansınız?
- Vous avez des vans formidables.
Minibüsleriniz çok iyi görünüyor. Evet, efendim.
Je vais voir les plaques des vans.
Ben de plâkaya bakayım.
- Ça commence comme ça. Et puis la moitié du personnel de l'hôpital se perce les parties génitales et fait l'amour dans des vans.
- Sadece bir şarkıyla başlar ama siz daha ne olduğunun farkına bile varamadan, hastane çalışanları cinsel organlarında piercing takmaya ve bir kamyonetin arkasında zina yapmaya başlarlar.
Nous irons acheter des baskets samedi.
Tamam tatlım, bu haftasonu gider sana Vans alırız.
- Les vans blancs.
- Beyaz kamyonetler.
- Vous voyez leurs vans?
- Karavanlarını görüyor musun?
Certains ont des mini-vans assez gros pour transporter ces valises.
Ama bir ya da ikisinin o çantaları taşıyabilecek büyüklükte minivanı var.
Pas de vans?
Demek sizde yok?
Alors vous voulez ces 500 vans à travers Londres?
Demek bunlardan 500 tanesinin Londra'yı dolaşmasını istiyorsun.
Maintenant, si vous voulez continuer à chasser les pêcheurs en mal d'amour, et les vans à plaque fantôme, dites-le, mais ce n'est pas la raison pour laquelle je signe vos chèques.
Eğer kara sevdalı balıkçıların ya da görünmez minibüslerin peşinden koşmak istiyorsan şimdi söyle ama sana bu yüzden para vermiyorum.
2500 vans de ce type ont été enregistré dans la zone de Cardiff.
Cardiff bölgesinde bu tipte 2500 adet kayıtlı.
L'un des vans de tes cousins a l'air d'un camion de fleuriste.
Su anda kuzenlerinden birinin arabası çiçekçi kamyonetine benziyor.
Tout le monde dans les vans. Bouclons cet endroit.
Herkesin derhal götürülüp araçlara bindirilmesini istiyorum.
Vous êtes le jardinier, c'est ça?
sen bahçıvansın, değil mi?
Bien, Henry, les seuls vans que j'utilise ont "Lord Poseidon" peints sur le côté.
İyide Henry, benim süreceğim minibüslerin yanlarında Lord Poseydon'un resimleri olması lazım.
Les vans, c'est pour les nuls.
Minibüsler kaybedenler içinidir.
Bien, Henry, les seuls vans que j'utilise ont "Lord Poseidon" peints sur le côté.
Şey, Henry, benim süreceğim minibüslerin yanlarında Lord Poseidon ( 5 * )'un resimleri olması lazım.
Je m'y connais en vans.
Bak arabamı benden iyi bilemezsin.
Un de ces vans customisés, avec un dessin peint sur le côté.
Üzeri resimli özel bir minibüstü.
La plupart des types qui faisaient de la déco de vans dans les années 70 sont maintenant tatoueurs ou sérigraphistes de T-shirts.
70'lerde ki minibüslü adamların çoğu sanatçıların dövmesini yapar ya da sprey boyayla tişört boyarlarmış.
Nous, on ne faisait pas peindre de navettes spatiales sur nos vans.
Kardeşler kamyonetlerine uzay gemisi boyamazdı.
Vous faisiez des sérigraphies sur des vans dans les années 1970?
70'lerde minibüs üzerine resim yapıyor muydunuz?
Vous faisiez des sérigraphies sur des vans dans les années 1970?
Yetmişlerde minibüslere resim yapıyor muydunuz?
Recherchez tous les vans blancs loués dans les dernières 48 heures.
Ama son 48 saat içinde kiralanmış bütün beyaz minibüslerin bulunması gerekiyor.
Les vans sont devant la banque.
Minibüsler bankanın dışında.
- Ils vont pas aller jusqu'aux vans.
Ne gibi? Bu minibüslere yürümeye hiç niyetleri yok.
Il a bloqué tous ses vans, mais il n'est pas content du tout.
O bütün araçlarını durdurdu, fakat bütün bu olanlardan hiç hoşnut değil.
Si un tel meurtre s'était déroulé dans un de mes vans, je l'aurais vu.
Eğer araçlarımdan her hangi biri korkunç bir cinayette kullanıImış olsaydı, bunu fark ederdim.
J'ai besoin de vans opérationnels.
Araçlarımı tekrar yola çıkarmalıyım.
Une femme a été tuée dans un des vans.
Kamyonlarınızın birinde bir kadın öldürüldü.
On arrêtait pas de le faire, dans les vans, aux WC, dans les buissons.
Sürekli seks yapıyorduk. Minibüslerde tuvaletlerde, çalılıklarda.
Ces vans vont vraiment aider les vétérans et nous tous.
Bu minibüsler, gazilerin ve bizlerin oldukça işine yarayacak.
Tu es un merveilleux jardinier.
Sen harika bir bahçıvansın.
Je suis un homme à vans.
Ben minibüs adamıyım.
Deux vans dans le parking, des hélicoptères..
Otoparkta 2 tane van ve helikopterler..
Les vans sont propres.
Araçlar temiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]