Translate.vc / Francês → Turco / Veil
Veil tradutor Turco
77 parallel translation
Pas voile, comme sur le visage.
Yüze takılan peçe ( veil ) değil, V-A-L-E.
Présence à 85 % certaine d'une planète instable dans la nébuleuse du Voile. Elle risque de quitter son orbite et d'aller percuter une étoile.
Veil nebulasında % 95 ihtimalle dengesiz bir gezegen var, belki de yörüngesine girer gezegeni vururuz.
On met le cap sur la nébuleuse du Voile.
Veil nebulasının seyir haritaları...
Dark Star en vitesse-lumière dans le secteur Teta 990.
Dark Star, dengesiz bir gezegeni yok etmek için, Veil Nebulasına doğru rotayla, Teta 990 sahasına, ışık hızıyla ilerlemekte.
Tu sais, Doolittle, si on va dans la nébuleuse du Voile, tu pourrais bien y découvrir une chose étrange et magnifique :
Biliyor musun Doolittle, eğer Veil Nebulasına gidiyorsak, aslında belki de, tuhaf ve gözalıcı bir şey bulabiliriz :
Tu sais, dans la nébuleuse du Voile.
Veil Nebulasını kastediyorum.
La bombe de la nébuleuse du Voile, la bombe n ° 20... elle est coincée, impossible de la larguer.
Veil Nebulasına atacağımız bomba, 20 numaralı bomba sıkıştı, bomba rampasında sıkıştı.
Venez voir l'étoile Ajustez votre voile
Well, get on out in that square Adjust your veil and prepare
Voile GZ-OV.
GZ-OV Veil.
Je te Le dirai à mon rà © veil.
# Senin parladığın yolu seviyorum #
Oh, quand les rêves voilés se lèvent
Oh, when the veil of dreams has lifted
Oh quand les rêves voilés se lèvent
Oh, when the veil of dreams has lifted
Oh, quand les rêves voilés S'envolent
Oh, when the veil of dreams has lifted
Et quand les rêves voilés s'envolent
And when the veil of dreams has lifted
je suis allé dans un club de strip-tease qui s'appelle "The seventh Veil"
Geçen gece Seventh Veil adındaki bir striptiz kulübüne gittim.
Une cliente, Loretta Cancun, danse au Seventh Veil.
Müşterim Loretta Cancun, Yedinci Peçe'de dans ediyor.
Elle dit que le Seventh Veil a une façon intéressante de conserver sa licence 4, malgré son indulgence sur la clientèle.
Bayan Cancun'un dediğine göre Yedinci Peçe gevşek bir kimlik politikası olmasına rağmen içki ruhsatını kaybetmemenin bir yolunu bulmuş.
Loretta Cancun dit que le Seventh Veil a un moyen intéressant de conserver sa licence 4.
Loretta Cancun, Yedinci Peçe'nin içki ruhsatını enteresan bir şekilde koruduğunu söylüyordu.
Un veil homme de 55 ans qui était tombé dans la rue et qui était déjà inconscient avant que nous arrivions
55 yaşında bir adam yolda bayılıvermiş. Biz ona ulaşana kadar çoktan morarmıştı.
Je t'appellerai... son r ‚ veil, d'accord?
Kendine gelince, seni ararım, Tamam mı? - Tamam.
- Non. ll ‚ tait parti... mon r ‚ veil.
- Hayır, ben uyandığımda o çıkmıştı.
Maintenant, montre-moi les trajets du Liberty Veil.
Şimdi bana Liberty Veil'in geçtiği rotaları göster.
le convoyeur des océans veil au bien-être de la planète entière.
Tüm gezegenin sağlığını bu taşıyıcı sistem kontrol eder.
Alors, pauvre Veil oncle Eddie, hein?
Zavallı, yaşlı Eddie, ha?
La route principale qu'on a nommée Cheetahs, suivie de la route Rhino, la route Crazy Horse et celle qui longe la mosquée centrale est la route Seventh Veil.
Ana yolumuz, "Çita" onu takip eden tali yolumuz "Rhino", ve son olarak da "Çılgın At". Ki, bu da bizi, şehirdeki en sakat yer olan Büyük Cami'ye götüren yol.
Pour tout ce que vous verrez entre la route Seventh Veil et la route Rhino,
Eğer buradaki ana yol, ve "Rhino" yolu arasında..
L'autre jour je suis entré, il y avait ce veil homme chinois de 90 ans, Il a pensé qu'on lui faisait une blague.
Geçen gün yine girdim, 90 yaşında Çinli bir amca vardı ona küçük bir muamele yapacağımı düşünüyordu.
Alors quoi ce veil homme doit être le seul en Amérique à devoir payer ses frais médicaux?
Bu yaşlı adam Amerika'da sağlık giderlerini ödeyen tek insan mı yani?
le Seventh Veil.
The Seventh Veil'de.
- Je devais les arrêter... Pauvre veil homme, je me demande si il est au moins au courant.
- Zavallı adam, o da bilmiyor bence.
Je n'y crois toujours pas, ce doux veil homme est...
Hala o tatlı yaşlı adam nasıl olur da...
Vous devriez leur en toucher un mot à leur rà © veil.
Uyandıklarında ufak bir nutuk çeksen iyi olur.
Va à Cloak et Veil.
Pelerin ve Peçeye git.
Veil, la punition est la mort.
Veil, cezası ölüm.
Tu n'avais pas dit à Veil que tu allais abandonner tout ça?
Veil'e bu işleri bıraktığını söylediğini sanıyordum.
Veil est la meilleure chose qui nous soit arrivée.
Veil başımıza gelen en iyi şeydi.
Veil a été un cadeau du baron pour avoir sauvé la vie de sa femme quand elle a accouché de Ryder.
Veil, Ryder'ı doğururken karısının hayatını kurtardığı için barondan bir armağandı.
Je vais partir, Waldo, avec Veil.
Veil ile buradan gidiyoruz Waldo.
Lydia, voici Veil.
Lydia, bu Veil.
Tu dois être Veil.
Veil olmalısın.
Veil.
Yani Veil için, değil mi?
Je crois savoir ce qui te met en colère.
Sanırım seni kızdıran şeyin ne olduğunu biliyorum Veil.
Toi et Veil... C'est sérieux?
Veil'le ciddi misiniz?
Je ne veux plus que tu la voies.
Artık Veil'le görüşmeni istemiyorum.
Veil pense que ce serait plus facile pour ton estomac.
- Veil bunun midene iyi geleceğini düşündü.
Veil m'a dit qu'elle a été empoisonnée.
Veil'in dediğine göre zehirlenmiş.
Liberty Veil. Ça correspond à l'info de Bob.
Bob'un istihbaratına uyuyor.
Tu veux que je m'excuse veil homme?
Benden özür dilememi mi istiyorsun ihtiyar?
Va chercher Veil.
Veil'i getir.
Veil s'occupe de Quinn.
Quinn'le Veil ilgileniyor.
C'est notre seule chance.
Veil... bu tek şansımız.