Translate.vc / Francês → Turco / Villas
Villas tradutor Turco
238 parallel translation
Dans la villa du Baron Regnard, à Paris, Paul Beaumont, un scientifique inconnu, travaille dur pour démontrer ses surprenantes théories sur l'origine de l'homme.
Baron Regnard'ın Paris'teki villasında, tanınmamış bir bilim adamı insanoğlunun kökenine dair ürkütücü teorilerini yoğun bir çabayla kanıtlama derdine düşmüştü.
je me souviens me tenant sur la rambarde à regarder les villas en haut des collines au dessus du port.
Trabzana yaslandığımı hatırlıyorum limanın ardında yükselen yamacın üzerindeki bir villaya bakıyordum.
C'est samedi, les gens sont dans leurs villas.
- Haftasonu herkes kulübelerine gider.
II doit y avoir 300 villas, sur Sunset!
Sunset ve Highland'da yaklaşık 300 bungalov var Bay Maine.
Devant la villa d'Arkadin... je fis du stop pour l'espagne.
Gün doğarken, Arkadin'in villasının ön tarafında... İspanya yolculuğu için bekliyordum.
L'infidèle, Micah, est en route pour sa villa.
Kafir, Micah, villasına dönmek üzeredir.
Que sa maison serait brûlée et laissée en ruines?
Villası yandı, artık değersiz?
Je visite des villas à louer.
Bir emlakçi bana villa listesi verdi.
Beaucoup de ces villas sont en mauvais état.
Villaların bazıları tamirat istiyor.
Qu'est-ce que tu fichais chez les Sanford?
Sanford'ların villasında ne işin vardı?
Voilà 3 nuits que je surveille une des villas.
- Villayı gözetliyordum. - Hangisini?
"Ne t'approche pas de chez les Silva". "Ce soir, c'est moi qui miaule"!
"Silvas villasından uzak dur, benim."
C'est Libertéville, ici.
Burası özgürlük villası dostum.
Après le 8 septembre, mon mari n'a pas quitté la villa de sa mère!
8 Eylül'den sonra babasının villasından hiç ayrılmadı.
On les a pincés alors qu'ils cambriolaient des villas.
Paris'e geri dönmüsler ve soygun yaparken yakalanmislar.
Tu sais, Wada... on a mis les lubrifiants de l'usine dans la remorque et on les a revendus aux villas sur la côte.
Wada, süslü villalara endüstriyel yağ satmada kullanırdık, O saniyede sulara gömüldü.
Ce n'est pas le moment de brûler vos villas.
Efendim, arkanızdan villanızı yakmanızın zamanı değil.
Tu dis que tu ne m'aimes pas, tu passes deux nuits chez un homme, et à ton retour, tu es arrêtée.
Önce beni sevmediğini söylüyorsun, sonra bir adamın villasında iki gece geçiriyorsun. - Döndüğünde de tutuklanıyorsun. - İyi ama...
C'est la nouvelle maîtresse de la villa.
Dolores villasının yeni hanımı.
La police? Venez tout de suite à la villa de Pedro Zurita...
Dolores villasına birilerini gönderin.
Il a un travail urgent à la villa du commandant
Karargâh komutanın villasında acil iş vardı.
Décimus, tu conduiras César au Sénat tôt demain.
Decimus, Senato'ya giderken Sezar'a eşlik etmek için yarın erkenden villasına git.
- Au pire, il est dans sa villa de Rome.
- Burada değilse, Roma'daki villasındadır.
Mais il a, par ailleurs, une maîtresse qu'il entretient.
Ama villasında bir kadın barındırıyor.
Ils ont fait un de ces chantiers l'année dernière.
Geçen yıl bunların villasında bir olay oldu.
Ses parents ont une villa dans la baie.
Ailesinin, koyun öbür yanında bir villası var.
Si tu veux des villas, des voitures de luxe, des domestiques...
Bak, eğer gerçekten büyük evler, hızlı arabalar, durmadan koşuşturan hizmetçiler istiyorsan...
Je sais ce que tu veux : Des villas...
Neler istediğini biliyorum Büyük evler, hızlı arabalar istiyorsun.
On m'a dit... Il possède l'hôtel mais vit dans sa villa.
Otelin sahibidir, Fakat kendi villasında yaşar.
J'avais le choix entre deux villas, celle-ci et une sur l'autre rive.
İki ev arasında kaldım. Bu ev ile karşı kıyıdaki ev.
Allons à la villa de Baumer.
Şimdi Baumer'in villasına gideceğiz.
C'est la villa de Kurt Baumer? C'était.
- Bu Kurt Baumer'in villası mı?
- Une fusillade chez l'Américain.
Amerikalı'nın villasını kurşunlamışlar.
Des villas.
Yazlık villalar.
On organisait de si belles fêtes... dans les villas et les palais... avec tous ces cardinaux en rouge se promenant dans toute la maison.
Süper güçler... villalarda ve plazalarda yaşıyorlar... bütün kardinaller kırmızıları giyerek bu evleri terk ettiler.
Les façades presque ordonnées des villas palladiennes...
Palladio'nun villalarının ön cephelerinin görünümü...
"dans l'atelier ensoleillé d'une villa de 60 000 livres à Ibiza..."
- "60,000 pound değerindeki villasındaki stüdyosunda... - Bu fevkalade. " bir akdeniz adası olan Ibiza'da... "
Il parle de ce jour où on est venu le prendre pour le jeter en prison!
Şimdi onu - sahibi olmadığı - villasından çıkarıp... hapse attıkları zamandan bahsediyor.
Rassurez-vous. Bien que les rebelles aient préparé une grande offensive à Las Villas, mon cabinet est formel :
Temin ederim ki, isyancılar Las Villas'da kampanya başlatmış olsalar da, personelim yeni yıldan önce onları Santa Clara'dan süreceğimizi belirtti.
Villos m'attend dans 20 mn! Je viens?
20 dakika içinde Villas'la buluşmam lazım.
Merci, M. Villos.
Teşekkür ederim, Bay Villas.
Ne vous inquiétez pas.
Merak etmeyin, Bay Villas.
Ils l'ont conduite dans la villa de Mutaguchi à Izu.
Mutaguchi'nin Izu'daki villasına götürdüler
Chez Nicolas Garate.
Nicolas Garate'nin villasında.
Dès que je pouvais, je le rejoignais dans sa villa de Naples.
Fırsat buldukça Napoli yakınlarındaki villasında onu görmeye gittim.
Nous vivions dans la villa des Browning et ne le savions pas!
Brownings'lerin villasında oturuyorduk ve bunu bilmiyorduk!
Vous n'avez jamais vécu dans la villa des Browning, hein?
Browning'lerin villasında hiç oturmadın, değil mi?
Dans une vieille villa hollandaise.
Eski bir Flemenk villası. Kaplan Lily bir arkadaştır.
José, le directeur, n'avait pas de chambres disponibles... alors on a dû se contenter de la villa du propriétaire.
Müdür José bize hiç oda ayarlayamadı. Biz de şirketin villasına yerleşmek zorunda kaldık.
Ce sera un piment de plus. Cette villa lui appartient.
Burası onun villası.
Et voilà.
Bu onun villası.