English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Vérifie

Vérifie tradutor Turco

12,696 parallel translation
Je vérifie si je... je suis toujours endormi, et je vais me réveiller de ce cauchemar.
- Etrafa bakınıyorum. Hala uykuda mıyım, bu kabustan uyanabilir miyim diye anlamaya çalışıyorum.
Vérifie les caméras des rues, et tous les arrêts qu'elle a fait, magasins, feux rouges, auto-stoppeurs.
Trafik kameralarını kontrol et. Mağazalarda, trafik ışıklarında durup durmadığını öğren.
Vérifie ces boîtes restantes.
Tamam. Diğer dosyalara bakın hadi.
Prend Hovic. Vérifie le lieu de l'accident, vois si tu trouves quelque chose.
Olay yerini gözden geçir, ne bulabileceğine bak.
Je vérifie.
Bakınıyorum Mike.
Hanna et Caleb vérifie les vestiaires. Aria vérifiait dans les toilettes.
Hanna'yla Caleb vestiyeri, Aria tuvaletleri kontrol ediyor.
Vérifie l'information.
Bilgiyi kontrol et.
Tu ne veux pas que je vérifie?
- Kontrol etmemi ister misin?
Je vérifie juste.
- Kapa çeneni be.
Et vérifie les placards.
Dolaplara da bakmayı unutma.
Vérifie l'arrière de la maison.
- Evin arka tarafını kontrol et.
Je vérifie cette dernière pièce.
Son oda kaldı, ona bakacağım.
Il veut juste que je vérifie.
Bir kontrol ettirmek istiyor işte.
Je vérifie.
Sadece kontrol etmek istedim.
Vérifie les résultats du lit 4 et fais une analyse sanguine en 9.
Yatak dördün laboratuvar sonuçlarını kontrol edip dokuzdan tam kan sayımı alalım.
Vérifie s'il y a quelqu'un d'autre.
Sen burada aşağıda kimse var mı bak.
Je vérifie la pureté de chaque pilule que je touche.
Aldığım her hapın saflığını kontrol ediyorum.
Vérifie la cave
Bodruma bakın.
Il a même pas vérifié si j'étais blessé, il a juste continué.
Ne durumdayım diye dönüp bakmadı bile. Koşmaya devam etti.
J'ai vérifié avec chaque agence- - CIA, Sécurité Intérieure, FBI.
Bütün teşkilatları araştırdım. CIA, Ulusal Güvenlik, FBI.
Tu as vérifié sous le canapé?
Koltuğun altına baktın mı?
La dernière fois que j'ai vérifié, c'était encore ma maison.
- Burası benim evimdi sanırım.
Vous avez vérifié dans vos poches?
Ceplerinizi kontrol ettiniz mi?
Je pensais avoir tout vérifié.
Herşeyi kontrol ettiğimi sanıyorum.
- As-tu vérifié tes mails?
- E-postalarına baktın mı?
Nous avons vérifié le labo deux fois et il est propre.
Laboratuvarı iki kere taradık, burası temiz.
La conversation a été enregistrée hier soir, alors on a vérifié toutes les factures et trouvé un diner pour deux payé par Leo Andropov.
Konuşma dün gece kaydedilmişti, biz de tüm makbuzlara baktık ve Leo Andropov diye birinin iki kişilik geç yemek için ödeme yaptığını bulduk.
La justice a vérifié ses références.
Adalet Bakanlığı, söylediklerini doğruladı.
Nous avons vérifié toutes les urgences de la ville.
Şehirdeki tüm acil servisleri kontrol ettik.
Nous avons vérifié avec le NCIC.
Ulusal Suç Bilgilendirme Merkezi'ni kontrol ettik.
J'ai vérifié 3 fois les coordonées GPS d'Arkady c'est en plein milieu du Sahara.
Arkady'nin GPS koordinatlarını üç kez kontrol ettim. Sahra çölünün ortası.
Sauf qu'on a vérifié.
Ama kontrol ettik.
3e bataillon, compagnie B. J'ai vérifié avec mon pote du pentagone, et il n'y a qu'une poignée de gars avec ce passif minitaire qui correspond à ce que tu as dit avoir vu. Les voila.
Pentagon'daki arkadaşlarımla konuştum ve senin gördüğün adama benzer böyle bir askeri hizmet geçmişi olan sadece bir avuç insan varmış.
La dernière fois que j'ai vérifié, nous n'étions pas autorisé à retourner dans le pays.
Bildiğim kadarıyla bizim o ülkeye girmemiz yasak.
- mais j'ai vérifié.
- Kontrol ettim ama.
Tu as vérifié ce masque?
Maskene baktırdın mı?
Le médecin légiste a vérifié ses empreintes dentaires.
Tabip diş kayıtlarını inceledi.
Mais le dentiste a vérifié son dossier dentaire.
Ama doktor diş kayıtlarına baktı.
Merci d'avoir vérifié.
Baktığınız için teşekkürler, beyler.
J'ai vérifié, il y a des groupes de soutien, et j'ai pensé y aller avec vous.
Biraz araştırma yaptım. Yas grupları için toplantılar yapılıyor. Beraber gidebiliriz diye düşündüm.
J'ai vérifié la cargaison. Pour m'assurer que c'était sûr.
Yükün güvende olduğundan emin olmak için kontrol ettim.
Ils y étaient presque. Julio, tu as vérifié qu'il n'y avait rien là-dedans de relié au procès Slider?
Julio, orada Slider'ın davasıyla ilgili bir şey yok değil mi?
Mais après votre appel de ce matin, j'ai vérifié les rapports de personnes disparues au cours des dernières 24 heures, et il y a deux hommes noirs dont l'âge et la description physique correspondent à votre tueur...
Ama sabahki telefonunuzdan sonra son 24 saatin kayıp ihbarlarına baktım. Sizin katilin yaşına ve tarifine uyan iki siyah erkek vardı.
Tu as vérifié ses SMS?
Mesajlarını mı kontrol ettin?
- Nous avons vérifié avec la sécurité, et j'ai appris que la plupart des entrées et sorties des employés se font par la porte principale, mais apparemment il y a aussi
- Güvenlik kayıtlarını inceledik ve anladığım kadarıyla birçok çalışan binaya ön kapıdan giriş-çıkış yapıyor... -... ama görüşüne bakılırsa bir de VIP girişi varmış.
On a vérifié le téléphone de Sid et apparemment ils vous a appelé à 21h03 hier soir.
Sid'in telefon kayıtlarını inceledik ve 9 : 03'te sizi aradığını gördük. Bize neden aradığını söyler misiniz?
Je me posais la même question, donc j'ai vérifié avec le poste du 87ème District.
Ben de aynı şeyi merak edip 87. karakolu kontrol ettim.
Donc, on a vérifié la femme de Sid, sa famille, ses amis et là son travail. Personne ne manque.
Sid'in karısını, ailesini, arkadaşlarını ve işini araştırdık.
On n'a vérifié aucun d'entre eux.
- Hiçbirini doğrulayamadık.
As-tu vérifié son histoire?
- Geçmişine baktın mı hiç?
Non, je n'ai pas vérifié son histoire. Je le prends au mot.
- Bakmadım çünkü sözüne güveniyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]