Translate.vc / Francês → Turco / Vért
Vért tradutor Turco
6,346 parallel translation
Ouais, dès que j'ai le feu vert de Julio.
Tamam. Julio'dan "her şey yolunda" raporu gelsin hallederiz.
Avant-Courrier, feu vert.
Harbinger, yeşil ışık yakıldı.
Bon boulot, Deadshot. Feu vert pour l'extraction.
Tahliyeye hazırsın.
Un beret vert qui finissait juste une mission en Irak lorsque c'est arrivé.
Irak'taki tatil turunu tamamladığında bir yeşil bereliymiş.
Tant que vos androïdes sont au vert ils peuvent travailler.
Android'leriniz yeşil seviyede olduğu sürece görev yapabilirler demektir.
Vert, John.
Yeşil, John!
J'ai dit ne touche pas le vert.
Yeşil olanına sakın dokunma.
Je peux avoir un thé vert?
Bir yeşil çay alabilir miyim?
Vous penserez vert, mais j'ai déjà fait cet erreur.
Yeşil diye düşünüyorsun ama o hatayı bir daha yapmam.
- C'est quoi, ce truc vert?
- Bu yeşil meret ne?
Votre scientifique m'a donné le feu vert pour nettoyer, alors...
Sizinkiler odayı temizlememi söyledi.
Je t'écoutes jusqu'à ce que le feu passe au vert.
Işık yeşil olana kadar vaktin var.
C'est le cas. C'est ce à quoi sert l'écran vert.
Öyle zaten, yeşil perde bunun için.
Du thé vert au miel et au citron et je t'ai pris ta nouvelle clef de mon appartement.
Yeşil çay, bal ve limon. Ayrıca dairemin anahtarları.
Le docteur m'a donné le feu vert.
Doktor bana sağlam raporu verdi.
Je vais chercher un peu de poivron vert de chez Wilson farm.
Ben sadece biraz yeşil biber getiriyordum Wilson'ın çiftliğinden
Au feu rouge ou vert?
- Lambayla beraber mi yoksa lamba değiştikten sonra mı?
Vert.
- Lambayla beraber.
Du vert ( dollar ) serait agréable.
Biraz yeşillik görmeye ihtiyacı var.
En vert... les infractions mineures, en rouge... les crimes.
Yeşil... kabahatler, Kırmızı... ağır suçlar.
C'est du thé vert.
Organik bir bitki.
Vert veut dire pas de contact radio disponible mais tout va bien.
Yeşil, "telsiz irtibatı yok ama her şey yolunda" demek.
Je crois que le vert signifie que tout va bien.
Bence yeşil her şey yolunda demek.
Vert c'est bien.
Yeşil iyiye işaret. Güven bana.
Moi, je viens du pays vert, la Libye.
Ben yeşil ülkeden geldim, Libya'dan.
C'est entièrement vert.
Tamamen yeşil.
C'est horrible pour l'environnement, mais c'est peint en vert.
Çevre için çok zararlı ama rengi yeşil.
Devenir un badge vert?
Sözleşmeli eleman mı olayım?
Ensemble nous serions vert!
Birlikte yeşili oluşturacağız.
Et nous ferions du vert!
Yeşili oluşturacağız!
le pantalon vert, où celui en cuir noir avec la ceinture dragon?
Yoksa ejderha kemeriyle siyah deri olan mi?
Mon bras entier a tourné au vert.
Bütün kolum yeşile dönmüştü.
Le chou vert est toujours une valeur sûre.
Yeşil lahana asla yanıltmaz.
T'a le feu vert mon pote.
- Pekala, sana yeşil ışık dostum.
C'est passé au vert.
Yeşil yandı.
C'est si vert.
Ne kadar da yeşil.
T'as mis où mon haut vert rayé?
Yeşil, çizgili kazağımı nereye koydun?
Vérifions si les témoins sont au vert.
Yeşil ibreleri kontrol et.
Pourquoi tu n'es pas resté au vert?
Niye çıktın ortaya sanki?
Réellement, seulement nettoyer mes vert. - Oh!
Aslında sadece paralarımı aklamak için.
Tu tournes au vert, chérie.
Yeşile dönüyorsun, tatlım.
Dès que le truc passe du rouge au vert, regardez l'enfant...
Tam şu ışığın kırmızıdan yeşile döndüğü yere. Çocuğu bakın.
Feu vert, terminé.
Tehlike yok, tamam.
Compris. Feu vert pour la plage.
Limanda her şey yolunda.
Eh bien, je - je dois mieux me protéger, donc... quand Simmons donnera le feu vert, on recommencera à s'entrainer?
Kendimi daha iyi koruyabilmeliydim Simmons onay verirse çalışmaya hemen başlar mıyız?
Tout est vert et orange.
Her şey yeşil ve turuncu.
Vert veut dire c'est parti.
Yeşil geç demek.
Feu vert.
Yeşil ışık verilmiştir.
Tu veux que je lève le feu vert sur lui?
Onu ortadan kaldırmak için bana izin veriyor musun?
- Lève le feu vert.
- Yeşil ışığı kaldırın.
J'attends juste le feu vert.
Ben önden başlayayım dedim.