Translate.vc / Francês → Turco / Whew
Whew tradutor Turco
61 parallel translation
"ll vaut mieux tenir que courir" disait ma grand-mère.
Whew. "Eldeki bir kuş" Büyükannem söylerdi.
C'est votre coeur et je crois qu'il n'en a plus pour longtemps.
Bu kalbin. Sanırım son atışları. Whew!
Fin.
- Whew!
Un million de dollars.
Bir milyon dolar kazandım! Whew! Ow!
Bébé!
Whew! Whew, bebek!
Ah, Gordon, vous êtes sur la ligne, et la ligne n'est pas une place tu doit être a ta place.
Whew. Ah, Gordon, sen listemdesin, ve bu liste hiç de olmak istemeyeceğin bir yer.
Ouah, cette piscine alors trop cool, Jenny.
Whew. Bu havuz çok hoş görünüyor, Jenny.
Whew!
Whew!
Whew!
Oyş!
Whew, qu'est-ce que t'as fait, braqué un maquereau?
Kadın satıcısını mı soydun? Evet.
Whew, quel soulagement de savoir que je suis la seule copine avec laquelle ta mère ne veut pas que tu aies des enfants.
O kadar rahatladım ki ; annenin, bugüne kadarki kız arkadaşların arasından çocuk yapmanı istemediği tek kızın ben olduğumu öğrendim.
On pense club de strip-tease total, ou devrait-on louer une salle et avoir une représentation privée... whew.
Strip kulüp mı düşünüyoruz, yoksa bir oda kiralayıp özel bir oyuncak gösterisi mi?
Oh, whew... on a eu chaud.
Çok yakındı.
Whew.
Ayyy.
Whew!
Iyyy!
Whew, c'était fun. Whew.
Eğlenceliydi.
Bon Dieu, qu'elle est belle!
Ooh, Tanrım, güzellik abidesi. Whew. Tanrım.
Mm. Tout le monde... whew.
Pekâlâ...
On l'a échappé belle.
Whew! Bu çok yakındı.
Whew. Je pensais que c'était un problème d'inventaire.
Ben de gerçekten mallarla ilgili sorun var zannetmiştim.
Whew - Il n'y a pas de mots
Bu parti sözün bittiği yerdeyiz.
Whew! Plutôt génial, hein?
- Güzel oldu, değil mi?
Whew.
Offf.
Il est, uh - - whew! C'est un gangster.
O bildiğin gangster yani.
Ah! Whew!
Anasını satayım!
Non, mais la ligne était là. Whew.
Hayır, ama hattı oradaydı.
Whew! Ce n'est vraiment pas un sentiment marrant de concourir contre Charlie mais c'est tout de même Une compétition. Et je veux être dans Glee plus que tout.
Charlie'yle karşı karşıya olmak hiç hoş değil ama sonuçta bu bir yarışma ve Glee'de oynamayı her şeyden çok istiyorum.
Nous y voila, c'est mieux. Whew!
İşte, böyle daha iyi.
Whew! J'avais tellement peur que j'allais encore être dans les 3 derniers, surtout, vous savez, quand ils appellent le nom de tout le monde avant le mien
Yine son üçe kalacağımdan çok endişeleniyordum, özellikle de, bilirsiniz, en son çağrıIan olduğum için.
Whew, tu l'es certainement...
Eh, eminim öylesin...
Whew. Tu m'as retournée, Georges.
Canımı çıkardın, George.
Il est intelligent, il est doux et, ooh dans le lit, whew, laisse moi te dire, qu'il essaye vrai-ment!
Akıllı, çok tatlı ve inan bana yatağa girince de gerçekten elinden geleni yapıyor.
Whew! On dirait que quelqu'un a besoin qu'on lui change sa couche.
- Birinin bezini değiştirme vakti gelmiş.
Allons t'emmener prendre une douche.
Whew! Hadi sana bir duş aldıralım.
Whew! Tout d'un coup, je suis nerveuse.
Birden gerildim.
Bon, j'ai lu toutes les parties que tu as surligné - whew!
Tamam, altını çizdiğin her satırı okudum.
Whew, cette table va avoir besoin d'autres serviettes.
O masaya peçete koysan iyi olur.
- Whew! - Ok, cette division est d'environ haut-bas.
Şimdi sıra hedefini belirlemeye geldi.
- Whew, ok, alors quand est ce qu'on fait ça?
Tamam, ne zaman yapiyoruz su isi?
Whew... non, je ne sais rien à propos de ça.
- Yok, hayır, ondan hiç anlamam.
J'ai parié des malfaiteurs détestés vous avoir avec votre grande montagne sur leur âne. Whew.
Eminim suçlular peşlerinde sizin gibi bir atlı olmasından nefret etmişlerdir.
- Il y a un tas de photographes dehors.
- Whew, Dışarda bir sürü fotoğrafçı var.
Whew! Alors c'est les p tit poissons à severide?
Severide'ın spermlerini alacaksın, öyle mi?
Whew. Les détenus.
Genel nüfus.
Whew!
Huu!
Je suis crevée.
Whew, Ben yendim.
Whew. Y'a t'il une chance? Non.
- Bir şey buldunuz mu?
Ah, tu pues l'alcool.
Whew, leş gibi kokuyorsun...
Whew!
Üf!
♪ discount mattress mart ♪ - C'est bon. - Whew.
Güzel oldu.
Quoi de neuf?
Whew! N'aber?