Translate.vc / Francês → Turco / Yap
Yap tradutor Turco
316,951 parallel translation
J'ai décidé que nous négocierions.
Müzakere yapılmasına karar verdim.
- Faites une offre.
- Teklifinizi yapın.
C'est faisable, oui.
Yapılabilir, evet.
Que se passe-t-il?
- Ne yapıyorsunuz?
Pourquoi n'avons-nous pas l'intention de se battre d'une manière différente, Et les surprendre?
Niye başka bir şekilde savaş planı yapıp onları şaşırtmayalım?
Que font-ils?
Ne yapıyor bunlar?
Je suis tombé de balançoire.
Tekerlekten yapılmış bir salıncaktan düştüm.
- Tu le fais à l'hôtel.
Otelde yapıyorsun.
Il plaisante.
Şaka yapıyor.
Qu'est-ce que tu fais?
Ne yapıyorsun?
C'est toi le producteur qui les a programmés.
Evet, sen. Onları ayarlayan yapımcı sensin.
Il produit l'émission. C'est mon patron.
Program yapımcılarından biri.
Vous faites quoi, maintenant?
Ne yapıyorsunuz?
Tu charries?
Şaka mı yapıyorsun?
Que fais-tu vendredi?
Hatta cuma ne yapıyorsun, buralarda mısın?
Ils me font le coup à chaque fois.
Bunu hep yapıyorlar.
Tu auras le visage tout collant.
Suratın yapışkan sos içinde kalacak.
Rendez-moi un service.
Bana bir iyilik yapın.
Vous faites de la muscu?
Egzersiz yapıyor musunuz?
Je plaisante.
Şaka yapıyorum.
On dirait qu'il fait du yoga.
Yoga yapıyor sanki.
Quand je suis en colère, je dis : "Pourquoi t'es comme ça?"
Ben sinirlendiğimde "Neden böyle yapıyorsun ama?" diyorum.
Lisa, la maquilleuse.
Lisa. Makyajımı yapıyor.
Tu veux rire?
Şaka mı yapıyorsun?
Elle cuisine très bien.
Lezzetli yemekler yapıyor.
Ça résume bien mon boulot.
Aşağı yukarı bunu yapıyorum.
Comment il fait ça?
Bunu nasıl yapıyor?
Votre producteur l'a dit.
Yapımcın öyle söyledi.
Kenny, que se passe-t-il?
Kenny. Ne yapıyorsun?
Je vous ai vu en coulisse faire des tours.
Sahne arkasında numara yapıyordun.
- Que faisiez-vous là-haut?
- Denise, yukarıda ne yapıyordunuz?
Qu'est-ce que vous fabriquez?
Burada ne yapıyorsunuz?
- Vous faites quoi?
- Ne yapıyorsunuz?
- Je n'ai pas fait ça.
- Öyle yapmıyordum. - Yapıyordun.
Je suis ce qui est écrit sur la bouteille.
Şişenin arkasında yazanı yapıyorum.
On parle boulot à la fête.
Partide iş muhabbeti yapıyoruz.
Que fais-tu, ce soir?
Bu akşam ne yapıyorsun?
On fait des pâtes et on regarde un film chez toi?
Sende makarna yapıp filmi izleyelim mi?
Fais comme ça.
Böyle yap.
- C'est bon, là?
- Doğru yapıyor muyum?
Fais ça.
Böyle yap.
Elle était dans ton lit avec toi.
Ne yapıyorsun? Seninle aynı yataktaydı.
Mon pote est DJ.
Arkadaşım DJ'lik yapıyor.
Tu mixes!
Sen DJ'lik yapıyorsun!
Que fais-tu?
Ne yapıyorsun?
J'entends tout ce que vous dites, et on dirait que vous avez une conversation plutôt intime.
Haberiniz olsun millet, söylediğiniz her şeyi duyabiliyorum ve özel bir konuşma yapıyorsunuz gibi geldi.
J'ai mes journées. Je fais plein de puzzles et je regarde la télé un max.
Boş günlerim oluyor, sürekli puzzle yapıyorum, televizyon izliyorum.
- Tu bosses sur quoi?
- Sen neler yapıyorsun?
- C'est faisable?
- Peki yapılamaz mı?
Que faisaient-ils?
Ne yapıyordu bunlar?
Il fait quoi, le type là-bas, à ton avis?
Baksana, sence oradaki adam ne yapıyor?