English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Yola

Yola tradutor Turco

14,230 parallel translation
Maintenant, en se basant sur leurs noms, vous pourrez tracer leur ancêtres jusqu'au Pakistan... cette partie était, hum... là où se trouve la tribu Sayyid, ok?
Soyadlarından yola çıkarak, köklerini Pakistan'a kadar takip edebilirsin. Sayyid tarikatının olduğu bu bölgeye kadar.
C'est le seul vol direct pour le Venezuela aujourd'hui, Et, comme tu peux le voir, il est déjà en route.
Bugün Venezuela'ya yapılan tek direkt uçuş bu ve görebildiğin üzere çoktan yola çıkmış bile.
À cause de la marque de griffe, on pense que les gens impliqués dans l'attaque sont wesen aussi.
Pençe izinden yola çıkarak bu saldırıya dahil olan kişilerin de........ wesen olduklarını düşünüyoruz.
- Tu regardes même pas la route.
- Yola bakmıyorsun bile.
T'inquiète pas. Je suis pas du genre à gaspiller.
Merak etme ben her yola gelen bir adamım.
El Malo Grande dirigeait le cartel Mejia au Guatemala.
El Malo Grande, Guatemala'dan Mejia karteline doğru yola çıktı.
Je suis en route.
Tamam, yola çıkıyorum.
On l'écoute depuis qu'on est partis.
Yola çıktığımızdan beri çalıyoruz.
Si tout va bien, vous devriez atterrir sur une ligne droite sur plusieurs Kilomètres.
Ama sağa giderse bir kaç km'lik düz bir yola çıkacaksınız.
Je suis déjà en chemin.
Ben yola çıktım bile.
Il faut qu'on trouve un moyen d'empêcher ça, et vite.
Bütün bunları yola koyacak bir çözüm bulmalıyız, çabucak.
Mes amis, je dois vous dire au revoir, je pars pour Washington, avec ma directrice de campagne!
Pekâlâ arkadaşlarım, şimdi sizlere elveda demeliyim. Çünkü yol arkadaşımla birlikte, Washington'a doğru yola çıkıyorum.
Je te soumettrai à notre volonté ou je te briserai.
Ya yola gelirsin ya da paramparça olursun.
Allez on y va l'équipe.
Pekâlâ, yola koyulalım ekip.
Candace veut prendre la route.
Candace yola çıkmak istiyor.
Il a dit au mécanicien qu'il planifiait un voyage.
Tamirciye uzun yola gitmeyi planladığını söylemiş.
J'arrive.
Yola çıkıyorum.
Allons-y.
Yola koyulalım.
Départ à 13 h.
Saat 13 : 00'da yola çıkıyor.
On part à 13 h 15.
13 : 15'de yola çıkıyoruz.
La pom-pom girl est venu à travers, donc Excuses acceptées.
Amigo kız yola gelmiş işte. Özrün kabul edildi.
Le Peña a pris la mer 48 minutes après la fin du siège au diner en direction du port espagnol de Valence, mais après 70 miles, ils ont fait demi-tour vers les USA, en affirmant avoir des pb de moteur.
DMC Pena, restoran baskını bittikten 48 dakika sonra Valencia İspanyol limanına doğru yola çıkmış ama yolculuklarının 70. milinde ABD'ye geri dönmüşler, motor sorunundan bahsetmişler.
( rire maladroit ) Je vais aller nettoyer, prendre la route.
Temizlenip yola çikiyorum.
Ils sont en route.
Çoktan yola çıktılar.
À partir de ça, j'ai pu découvrir où vous habitiez et où vous travaillez.
Bundan yola çıkarak evinin ve işinin yerini öğrendim.
Mais ne soyez pas étonné si le film vous remet sur le droit chemin.
Bu film seni doğru yola sokarsa şaşırma sakın.
Maggie a été retenue au travail.
Maggie'nin ufak bir işi çıkmış. Yola çıktığını söyledi.
Nous ne nous reposerons pas avant que l'Amérique soit liberée de toute honte.
Amerika tamamen utanmaz olana kadar durmak yok, yola devam!
Vous mettrez les voiles vers l'Angleterre dans quelques heures.
Birkaç saat içinde İngiltere'ye doğru yola çıkacaksın.
Au moins, comme, sur la voie de ce que je voulais, mais je te dis que ce n'ai pas ce que je veux.
En azından yola çıkana kadar öyleydi. Ama aslında beklediğim gibi değilmiş.
La bactérie arrive vers vous.
Bakteri yola çıkıyor!
Ils vont venir autour.
Yola geleceklerdir.
Ça dit que le bâtiment est trop proche du trottoir.
Binanın yola çok yakın olduğunu yazıyor.
On doit continuer d'avancer. Non, attends, attends.
- Yola devam etmeliyiz.
Réfléchie à ce que tu as fait, éprouve des remords, et souhaite changer pour un meilleur chemin.
Ne yaptığını düşün, pişmanlık hisset ve doğru yola geleceğine yemin et.
Il va s'habituer.
Yola gelecektir.
On va faire un tour.
- Yola çıkmamız gerek.
Parfait! Direction l'immeuble de Grisbi!
Öyleyse Zeniru'nun evine doğru yola koyulalım!
Je me suis fait littéralement à devenir un zombie talonneur.
Evet. Tam anlamıyla zombilikte kötü yola düştüm.
Disons frappé la route.
Yola koyulalım.
Parce que j'ai dû y retourner.
Çünkü o yola tekrar dönecektim.
Bref, j'allais sortir.
Her neyse, ben de yola koyuluyordum.
J'y vais de ce pas.
Yola çıktım bile.
Tu veux qu'on répète encore une fois? Avant qu'on parte?
Yola çıkmadan önce bir kez daha çakışalım mı?
Il s'est précipité vers la route.
Aniden yola doğru fırladı.
Je l'ai vue arriver, j'ai conduit jusqu'à elle en m'arrêtant juste à côté.
İleriden onun geldiğini görünce ben de yola indim ve arabayla önüne çıktım.
Le but de la plainte, du point de vue de Steven, et ceci est basé... AVOCAT DE STEVEN... sur ce qu'il a dit à Penny Beerntsen à l'audience face à son groupe de travail, est d'empêcher ce qui lui est arrivé de se reproduire.
Steven'ın dava açmaktaki amacı, ki bunu Avery Çalışma Grubunun toplantısında Penny Beerntsen'e söylediklerinden yola çıkarak söylüyorum onun başına gelenlerin başkasının da başına gelmesini önlemekti.
J'aurai nettoyé le pont et le capitaine pourra retourner à bord du bateau et se tenir à la poupe.
Kaptan gemiye geri dönecek ve kaldığı yerden yola devam edecek.
Ah... quoi? Continuez juste à marcher.
Yola koyul hadi.
Je suis en route.
Yola çıktım.
Sur la route.
Yola bakın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]