English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Zelig

Zelig tradutor Turco

141 parallel translation
Qu'en dis-tu?
Ne düşünüyorsun, Zelig?
Secoue-toi, Zelig!
kımıldan, Zelig!
Viens, Zelig, on a du pain sur la planche.
Gel, Zelig, yapacak çok işimiz var.
C'est la première petite remarque... qu'on avait fait de Leonard Zelig.
Bu Leonard Zelig hakkındaki ilk kayıt.
Il est inscrit sur la liste, comme Lou Zelig. Mais il n'est connu d'aucun membre de l'équipe.
Listeye göre adı Lou Zelig'dir... ama takımda adını daha önce duyan kimse yoktur.
On fait appel aux gardes de sécurités... qui l'escortent hors du terrain.
Güvenlik elemanları çağrılır... ve Zelig alanın dışına çıkarılır.
La police enquête sur la disparition d'un vendeur... nommé Leonard Zelig.
Polis, Leonard Zelig isimli bir işçinin ortadan... kayboluşunu soruşturuyor.
Deux indices sont trouvés dans l'appartement de Zelig... au Greenwich Village.
Zelig'in Greenwich Village dairesinde sadece iki ipucu bulunur.
Un, une photo de Zelig avec Eugene O'Neil... et une autre de lui, en Pagliacci.
İlki Zelig'in Eugene O'Neill ile çektirmiş olduğu bir fotoğraf... öbürü de Pagliacci gibi olduğu başka bir fotoğraf.
D'après un tuyau... ils ont retracé ses activités à Chinatown... où, derrière un établissement chinois... un oriental bizarre... qui correspond à la description de Leonard Zelig est repéré.
Bir bilgi üzerine, onu Chinatown civarlarında aramaya başlarlar... Çinlilerce işletilen bir şirketin arka tarafında... Leonard Zelig'in tanımına uyan... garip görünümlü bir Asyalı bulunur.
On l'emmène de force... à l'hôpital Manhattan.
Zelig zor kullanılarak alınır ve Manhattan Hastanesi'ne götürülür.
Des internes ahuris, l'emmènent au service d'urgence... pour être observé.
Kafaları iyice karışan stajyerler Zelig'i - gözlem yapmak üzere -... acile yatırırlar.
En tant que jeune psychiatre...
Leonard Zelig genç bir psikiyatrist olan...
Eudora Fletcher est fascinée par Leonard Zelig.
Eudora Fletcher'ı büyüler.
Qui était ce Leonard Zelig qui paraissait créer... un tel tumulte partout?
Her yerde böylesine değişik bir intiba bırakan Leonard Zelig... kimdi?
Tout ce qu'on savait sur lui... c'est qu'il était le fils... d'un acteur Yiddish, nommé Morris Zelig... dont sa performance, comme Puck... dans une version orthodoxe de Le Songe d'une Nuit d'Eté... était froidement acclamée.
Onun hakkında tüm bilinen... 'Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın... Ortodoks uyarlamasında Puck rolünde oynayan Avrupa Yahudi'si... bir aktör olan Morris Zelig'in oğlu olduğuydu.
Le deuxième mariage de Zelig père... est marqué par de constantes querelles violentes... tellement... que quoique la famille vit au dessus d'un bowling... c'est le bowling qui se plaint des bruits.
Baba Zelig'in ikinci evliliği... mütemadi bir şiddet döngüsüyle meşhurdur ; öyle ki... aile bir bowling salonunun üst katında yaşamasına rağmen... gürültüden şikayetçi olan bowling salonundakilerdir.
Sur son lit de mort, Morris Zelig dit a son fils... que la vie n'est qu'un cauchemar de souffrances... et lui donne un conseil... celui de conserver les ficelles.
Ölüm döşeğinde, Morris Zelig oğluna... hayatın manasız bir azap kâbusu olduğunu söyler ve tek nasihati... "telli çalgıları elinde tut" tur.
Leonard Zelig paraissait s'être ajusté à la vie.
Leonard Zelig hayata ayak uydurmuş gibidir.
Fasciné par le phénomène Zelig... le Dr Fletcher organise une série d'expériences... et invite le personnel sceptique pour observer.
Zelig fenomenince büyülenmiş olan Dr. Fletcher... bir dizi deney düzenler ve gözlemlemeleri için... bazı kuşkucuları davet eder.
Sous le regard des médecins... Zelig devient le parfait psychiatre.
Doktorların gözü önünde, Zelig mükemmel bir psikiyatra dönüşür.
Zelig adopte leur personnalités et s'exprime quasiment bien... en français.
Zelig karakterlerine uyum sağlar ve gayet düzgün Fransızca konuşur.
Les journaux publient des histoires... concernant Zelig est sa condition déconcertante
Her gün basında Zelig ve onun bilmecemsi durumu hakkında... yeni hikayeler yayınlanmaktadır.
Leonard Zelig se porte bien.
Leonard Zelig fena değil.
C'est le maquillage instable de Zelig, dit-elle... qui produit ses métamorphoses.
Tahminince Zelig'in değişken makyajı... metamorfozlarının fiziksel dışavurumudur.
Ils déduisent que la maladie de Zelig... pourrait provenir du mauvais alignement des vertèbres
Heyet Zelig'in rahatsızlığının iskelet yapısındaki... bir farklılıktan kaynaklanabileceğinde hemfikirdir.
Pendant que les hommes parlaient de leur obésité... un Zelig, réticent au début, participe à la conversation... se gonflant miraculeusement à 113 kilos.
Adamlar obeziteleri hakkında konuşurken... Zelig mucizevi bir şekilde bir anda kendini... 115 kiloya çıkararak onlara katılıyor.
Zelig, rapidement, en devient un.
Zelig de derhal bir zenci oluveriyor.
J'aurais aimé être Zelig, et pouvoir changer.
Keşke şu değişen adam Lenny Zelig ben olsaydım.
Leonard Zelig est un gentleman des plus raffinés... aux Etats Unis d'Amérique.
Leonard Zelig Amerika Birleşik Devletleri'ndeki... en iyi insanlardan biridir.
En hypnotisant Zelig... Dr Fletcher, graduellement rassemble les pièces... du puzzle du comportement de Zelig.
Dr. Fletcher, Zelig'in bilinçaltını sorgulayarak... onun davranışlarındaki yap-boz'un parçalarını... teker teker yerine koyar.
Dans une réunion à huis clos, les docteurs écoutent... le Dr Fletcher décrire Zelig en homme caméléon.
Doktorlar, kapalı bir toplantıda Dr. Fletcher'ın Zelig'i... bir insan-bukalemun olarak tanımladığı konuşmasını dinlerler.
Zelig aussi, se protège... en devenant la personne avec qui il est.
Zelig de kendisini etrafındaki her kimse ona... dönüştürerek korumaktadır.
Ce type, Zelig, a grandi humblement.
Bu Zelig denen arkadaş, fakir bir aileden geliyormuş.
D'un jour à l'autre, Leonard Zelig devenait... devenait le sujet de toutes les conversations. On en parlait avec amusement est émerveillement.
Birdenbire, Leonard Zelig konuşmaların... bir numaraları konusu oldu ilgi ve merakla tartışıldı.
Il n'y avait pas une réunion mondaine... sans une blague sur Zelig. Et, durant cette décennie de danses populaires... une nouvelle est adoptée par la nation entière.
Her toplantıda muhakkak bir Zelig şakası yapılır... pop dansın hakim olduğu onyılda... yeni bir tür ulusu çalkalar.
Leonard Zelig fait partie de la Société des Nations.
Milletler Cemiyeti'ndeki Leonard Zelig.
Pour le Ku Klux Klan, Zelig... un Juif qui pouvait se transformer... en Nègre ou en Indien, était une triple menace.
Ku Klux Klan için, Zelig... zenciye ya da Kızılderili'ye dönüşebilen bir Yahudi olarak... üçlü hedef demekti.
Nous croyons que ses idées sont des projets chimériques... et que tout changement dans l'état de Zelig... sera effectué à partir... de certains médicaments au stade expérimental... ce qui est toujours risqué... mais paraît-il, a fait des miracles.
Bütün bunların hayal ürünü olduğuna inanıyoruz. Zelig'in durumunu ancak deney aşamasındaki... ilaçların değiştirebileceğine inanıyoruz... Bu yöntem hernekadar... riskli olsa da, mucizeler yarattığı da bilinen bir gerçektir.
Zelig est soigné avec des drogues expérimentales. Somadril Hydrate.
Zelig'e deney aşamasındaki bir ilaç verilir... somadril hidrat.
Puis, tout à coup... alors que le Dr Fletcher faisait des progrès... la question sur le sort de Zelig prit d'autres tournures... quand sa demi-soeur, Ruth l'enlève de l'hôpital.
Sonra birden... tam da Dr. Fletcher biraz aşama kaydetmişken... Zelig'in istikbali sorununda yeni bir ihtimal doğar... ve üvey kardeşi Ruth onu taburcu ettirir.
Seule le Dr Fletcher considère Zelig comme un être humain.
Sadece Dr. Fletcher Zelig'i bir insan olarak umursamaktadır.
Elle insiste qu'il a désespérément besoin de soins. Mais ses démarches sont vaines.
Zelig'in özel bakıma ihtiyacı olduğunda ısrar eder... ama bunun bir yararı olmaz.
Personne ne questionnait... les droits légaux de Zelig.
Kimse onun yasal olarak Zelig üzerindeki haklarını sorgulamıyordu.
C'est une scène à voir, pour les touristes et les enfants.
Zelig, çocukların ve turistlerin gözleyeceği bir manzaradır.
Vendre des souvenir pendant que son frère... se donne en spectacle... n'est qu'un début pour Ruth Zelig et Martin Geist.
Kardeşini sergilerken... hatıra eşyaları satmak Ruth Zelig ve Martin Geist için... sadece bir başlangıçtır.
Ce film de 1935, sur la vie de Zelig... nommé, L'homme qui Change... l'atmosphère est brillamment captée.
1935 yapımı, Zelig'in hayatına dayanan film'Değişen Adam'da... atmosfer çok iyi bir... şekilde aktarılmış.
Regardez. Ils vendent une poupée Leonard Zelig.
Bu Leonard Zelig bebeklerinden satıyorlar.
Il n'y avait pas que des stylos et des pendentifs Zelig... mais horloges, jouets, montres et livres... et la fameuse poupée Leonard Zelig.
Sadece Leonard Zelig kalemleri ve nazar boncukları değil,... saatler, oyuncaklar, kol saatleri, kitaplar... ve ünlü bir Leonard Zelig bebeği vardı.
UN HOMME ORDINAIRE MONTRE DES TRAITS REMARQUABLES.
Leonard Zelig New York'un Manhattan Hastanesindeki... bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor.
Leonard Zelig continue à étonner les scientifiques... à l'hôpital New York Manhattan... où un nombre de tests ont échoué... à dévoiler la nature de cette manifestation incroyable.
Sayısız testler yapıldı ancak hiçbiri bu şaşırtıcı... davranışı açıklamaya yardımcı olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]