Translate.vc / Francês → Turco / Állez
Állez tradutor Turco
244,893 parallel translation
- Vous n'allez même pas la lui montrer?
- Ona göstermeyecek misiniz?
Allez.
Hadi.
- Allez Ben, on peut le faire. - On a déjà eu la seule chose qu'on voulait de toute cette connerie.
Bu boktan şovdan kazanacağımız tek şey elimize verilen kıçlarımız olur.
Marche un peu avec nous. Allez!
Bizimle bir yürüyüşe çık.
Vous n'allez pas mourir.
Ölmeyeceksin.
Ça va? Allez, Frisette, debout.
İyi misin?
Vous allez toutes être tuées!
Hepiniz öldürülmek üzeresiniz!
- Allez!
Hadi!
Allez!
Hadi!
Mlle Velders, comment... allez-vous?
Bayan Velders nasılsın?
Vous allez me tuer d'abord.
Önce beni öldüreceksin.
Allez boire un café.
Hadi bir kahve al kendinize.
Les gars, quand allez-vous sortir?
Çocuklar, ne zaman geliyorsunuz?
Enfin, je crois que... Ce que j'essaye de vous dire c'est que... Vous allez devoir prendre le bon avec le mauvais.
Sanırım... söylemek istediğim şey... bana gelen iyi ya da kötü her şeye birlikte göğüs gereceğiz.
Allez, Randall.
Hadi, Randall.
Allez, regardez, d'accord?
Hayır, hadi izleyelim.
Les filles, allez ranger les courses.
Kızlar, babanıza market poşetlerini boşaltmasına yardım edin.
Allez-y mollo.
Evet ağırdan al.
Allez!
- Hadi.
Allez, aide ton père. Fais-moi voguer.
Hadi ama, babana yardım et de o da öğrensin.
Allez, trouvez le rythme.
İşte böyle çocuklar. Ritme ayak uydurun.
Allez-y!
İşt böyle!
Allez!
İşte böyle!
- Allez.
- Hadi ama, olur. Hayır, ben tam ışıklar söndüğü anda, - Hayır, olmaz.
Allez, c'est parti!
Hadi başlayalım artık!
- Allez on se sert.
- Ne istersen onu al.
Allez, viens.
Bırakın gelsin, hadi.
Allez tout le monde!
Haydi millet!
Oh allez, Jack, je te vois tous les jours.
Hadi ama, Jack, seni her gün görüyorum.
Allez tout le monde, mettez vos chapeaux.
Hadi, herkes şapkasını alsın.
Vous allez me faire pleurer.
Gençler beni ağlatacaksınız.
Qu'allez-vous faire?
Ne yapacaksın?
On dit, "Allez dans votre paradis," et c'est ce à quoi je pense.
İnsanlar "Mutlu bir yer düşün." dediğinde ben orayı düşünüyorum.
- Est-ce ce que vous allez faire?
- Böyle mi yapacaksın?
♪ How I wonder what you are ♪ - Allez David.
- Hadi David, devam et!
Allez.
Hadi ama.
Allez. Reste tranquille, mon pote.
Hadi ama, siz de rahat olun biraz dostlar.
Non! Allez, mec.
Hadi ama dostum.
- Allez-y. Comment vous n'avez pas son dossier?
Onun kaydı nasıl sizde olmaz?
Je crois que vous allez le découvrir.
Öğrenmek üzeresiniz sanırım.
Allez!
Koşun, koşun, koşun!
Allez.
Gel!
Allez, fiston.
Hadi evlât.
- Vous allez partir?
- Gidecek misiniz? - Evet, gideceğiz.
Allez, Holly, donne donc un paquet de pièces à ta mère, qu'on voie si elle est aussi futée qu'elle en a l'air.
Hadi bakalım Holls. Annene de biraz parça ver de bakalım düşündüğüm kadar akıllı mıymış.
Allez, sortez.
- Yürüyün hadi, inin.
Allez-y, calmement.
- Önce kadınları yerleştirin. Rahat durun, yürüyün hadi.
Allez, embarquez-le!
Götürün şunları! Hadi!
Allez, raconte.
Anlat sen.
Allez, on y va.
Yürüyün hadi.
Vous allez où?
- Ne yapıyorsun?