English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Çan

Çan tradutor Turco

79,457 parallel translation
Maudits soient les infidèles.
Siz kâfirlerin canı cehenneme!
- Va au diable.
- Canın cehenneme.
Je vais vite me lasser de cette écharpe.
Bu tek el kullanma olayı şimdiden canımı sıkmaya başladı.
Jean, je sais que c'est frustrant. On doit laisser le temps faire son œuvre.
Jean, bu canımızı sıkabilir ama zamanla işler rayına oturacaktır.
Chéri, tu t'es décidé, pour l'hôtel?
Otelle ilgili karar verdin mi canım?
T'en as bavé, on dirait.
Vay canına. Canını fena yakmış olmalılar.
Bonjour, chérie.
Merhaba canım.
Mon chéri, je ne veux pas te harceler, mais dis-moi que les billets sont réservés avant que les prix flambent.
Bak canım, başını şişirmek istemiyorum ama son ana kalmadan biletleri ve uçuşları ayarladın mı, öğrenmeliyim.
Pas facile à annoncer comme nouvelle.
Bu haberi vermenin kolay bir yolu yok, canım.
Va te faire foutre
Canın cehenneme.
Il était... honnête et blessé, et j'ai tout gobé.
Samimiydi, canı yanmıştı ve ben de yedim.
J'ai une idée... mais ça va faire mal.
Bir fikrim var ama canımız çok yanacak.
Mon cher.
Canım.
Grand Dieu, non.
Yok canım.
Surtout des gens amicaux, mais il y en a qui sont énervés, - agressifs.
Büyük kısmı da iyi insanlar, yardımseverler ama bazen canı sıkılmış olanlar da geliyor agresifler.
On a blessé cette chose, c'est sûr.
Kesinlikle o şeyin canını acıtıyorduk.
Désolée de t'avoir blessé.
Canını yaktığım için özür dilerim.
- Coucou, mon cœur.
- Merhaba canım. - Merhaba.
Je suis en train de cuisiner, chéri.
Canım, yemek yapıyorum şu anda.
Ça a l'air dur!
Vay canına. Kulağa zor gibi geliyor.
T'en fais pas, tu as le temps.
Vay canına. Neyse, boş ver, daha vaktin var.
Ma chère Clarissa.
Canımın içi Clarissa.
- Ma chérie!
- Canım kızım!
Je te rappelle qu'hier, tu comptais mourir pour sauver le Monde Obscur.
Aşağı Dünya için canını vermeye hazır olan kız konuştu.
Madzie a annulé toutes les barrières, asphyxié tout le monde.
Madzie kalkanları indirdi, herkesin canına okudu.
Pourquoi risquerait-il sa vie pour nous?
Niye bizim için canını tehlikeye atsın?
Eva est morte dans mes bras.
Eva kollarımda can verdi.
Salut, ma puce.
Merhaba canım.
Je m'ennuyais, j'avais besoin de changer.
Canım sıkıldı, değişiklik istedim.
Il a donné sa vie pour nous.
Bizim için kendi canını verdi.
Aucun film ne mérite de perdre la vie!
Hiçbir film canını vermeye değmez.
T'es entreprenante, ce soir!
Vay canına. Bu akşam kararlılığın üstünde.
Super.
Vay canına.
Combien de victimes?
Kaç can kaybı var?
Les armes sauvent des vies, point barre.
Silahlar can kurtarır, nokta.
Les gens sont en colère, et nous sommes blessés, et nous devenons violents.
Evet. İnsanlar çok öfkeli ve can yakıyoruz, dışa vurmaya çalışıyoruz.
Quoi que mon fils soit en train de faire, c'est parce qu'il est blessé et qu'il a peur, et je ne vous aiderai pas à détruire sa vie.
Oğlum her ne yapıyorsa, bunu canı yandığı ve korktuğu için yapıyor ve ben onun hayatını mahvetmenize izin vermeyeceğim.
Je veux dire, on ne t'a pas invitée pour que tu puisses les rayer de ta liste de choses à faire.
Canın istediği gibi işlerini yapman için seni buraya çağırmadık.
C'est le temps durant lequel mon père a lutté sous l'eau avant de mourir.
Babam ölmeden önce suyun altında bu kadar can çekişmiş.
Qui et quoi que tu aimes se flétrit et meurt à ton contact.
Sevdiğin her şey ve herkes onlara dokunduğun an ıstırap içerisinde can verecek.
Si vous le lui dites, il vous fera du mal. D'accord?
Beni gördüğünü söylersen canını yakar.
Je dis juste qu'en entendre parler toute la journée tue l'ambiance.
Ama tüm gün bunu dinlemek insanın canına okuyor.
Oh, Rene, à une époque j'aurais adoré t'entendre me poser cette question mais, non, je ne te vire pas.
Rene, bunu sorman için can attığım bir zaman vardı ama hayır, seni kovmuyorum.
J'y crois pas.
Hadi canım?
Je ne sais pas, ma chérie.
Bilemiyorum canım.
Je sais qu'il t'a blessée lorsqu'il ne t'a pas parlé de son fils mais...
- Bak, oğlundan bahsetmeyerek canını yaktığını biliyorum ama...
- Ne dis rien.
- Hadi canım.
Fais-moi plaisir.
- Hadi canım.
C'est...
Yok canım- -
Ma dernière volonté pour toi après avoir donné ma vie pour toi.
Senin için canımı verirken son dileğim buydu.
- Tu vas te coucher vieille fille?
- İhtiyar hatun canını mı sıktı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]