English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Éligible

Éligible tradutor Turco

71 parallel translation
- N'êtes-vous pas éligible à la conscription?
- Aren't you eligible for the draft?
Je vous ai déjà dit, M. Paluso, pourquoi vous n'êtes pas éligible.
Bay Paluso, neden uygun olmadığınızı size anlatmıştım.
Parce que ça me rend moins éligible.
Mağazaya gel sende bir bak kanepeye.
Tu es moins éligible.
- Cidden başarılısın. - Ne?
Un sénateur marié est un sénateur éligible.
Tek seçilebilir senatör, evli bir senatördür.
S'il est éligible, nous l'éduquerons et lui trouverons un travail, une mission.
Gerçekten yetenekliyse, ona eğitim, iş ve bir amaç vereceğiz.
Je leur ai donné Nester Parks. On l'a épinglé il y a quatre ans, il est éligible pour la conditionnelle. Il sait qui sera en sa faveur au comité d'évaluation
Parks'ı dört yıl önce tutuklamıştık, şimdi şartlı tahliyede, doğruyu söylerse tahliyede işe yarayacağını bilir.
J'suis éligible pour la liberté conditionnelle.
Şimdi şartlı tahliyeye gireceğim.
Ils témoigneront de votre tempérament pour vous rendre éligible au travail.
Böylece çalışma programına katılabilirsin ve maliyet düşer.
condamnation : 7 ans ; éligible pour la liberté conditionnelle dans 3 ans.
Hüküm : 7 yıl, şartlı tahliye 3. yılda.
- Tu seras bientôt éligible pour être canonisé.
- Her an aziz ilan edilebilirsin.
Il va se déclarer éligible au recrutement.
Bana kendisini çekim için elverişli hale getireceğini söyledi.
Chaque personne ayant un diplôme de 4e année sera éligible.
4 yıllık üniversite eğitimi olan kişiler- - Merhaba.
Tu viens juste de nous rejoindre, tu n'es pas éligible.
Öylesine katılmışsınız, nitelikli bile değilsiniz.
Bravo! Cela vous rend éligible pour joindre le...
Bu sizin şeye katılmaya uygun olduğunuzu gösterir.
Voir si je suis éligible.
Bakalım hazır mıyım?
Si je suis exclue, je ne serais pas éligible pour... la bourse d'étude des Kane.
- Eğer beni şüpheli gösterirsen aday olamam. - Kane bursu için mi?
J'en ai besoin de 100 pour être éligible.
100 tane uygun kişi lazım.
Les derniers événements vous ont rendu éligible.
Bu yaşanan olaydan sonra siz de listede gözükebilirsiniz Ekselansları.
Tu me crois toujours éligible?
Hâlâ seçilebileceğimi düşünüyor musun?
Des membres du conseil pensent que t'es pas digne d'être éligible.
Belediye meclisinden bazı üyelerin seçime uygunluğunla ilgili şüpheleri var.
La commission suit Bremer, vous n'êtes - plus éligible.
Seçim komisyonu son kararını verdi.
"Tout danseur est éligible."
"Dans edebilen herkes seçilebilir."
Vérifie qu'il est bien éligible.
Şunu kontrol et.
Je ne suis pas éligible.
Benim sözüm geçersiz.
Beaucoup pensent que vous devriez être retiré de votre poste de Grand Electeur pour être éligible...
Pek çok kişi, ayin sorumlusu olarak görevinizden ayrılmayı talep etmenizi öneriyor.
Le juge Hasty sera éligible à la libération conditionnelle dans 10 ans.
Yargıç Hasty, şartlı tahliyeye 10 yıl sonra uygun olacak.
Et il faut jouer sa pièce au moins 8 fois pour être éligible.
Ve yeterlilik alabilmek için şovunu en az sekiz kez sahnelemen gerektiğini biliyorum.
Antony est éligible aux Beaux-arts.
Antony güzel sanatlarla ilgileniyormuş.
- Tu n'es pas éligible.
- Uygun değilsin.
D'accord, la chanson de Puck est éligible, mais je crois qu'on y est pas encore.
Pekâlâ, çocuklar, Puck'ın şarkısına yüksek ihtimal diyelim ama bence daha tam olarak istediğimiz yere gelemedik.
- Si elle est éligible. - L'éligibilité dépend de l'inscription.
- öyle eğer seçilebilir nitelikte ise - seçilme şartları öğrenci kaydına dayanıyor
Je serai éligible pour Astraeus.
Yani Astraeus'a katılabileceğim.
Tu n'es même pas éligible pour la mission.
Sen görev için bile yeterli değilsin.
Grand-mère juste l'a présentée à un très éligible gars.
Büyükanne onu oldukça uygun bir çocukla tanıştırdı.
À ce moment précis, il est juste un autre blanc fantastiquement riche avec une confiance en lui sans limites et une tête éligible avec des implants de cheveux.
Şimdilik sadece Tanrı kompleksi ve saç ektirilmiş bir kafa taşıyan bir başka aşırı zengin beyaz bir adam.
Maintenant, est-ce que mon intérêt pour les hispaniques me rend plus éligible?
Benim Hispaniklere kucak açmam, beni daha'seçilebilir'yapar mı?
Mais quand tu en sors, tu n'es pas éligible à la fonction de juré.
Ama çıkınca, sen Jüri görevi için uygun olmayacaksın.
D'une certaine façon, vous l'avez rendu éligible et éloigner de moi.
Bir şekilde, onu seçilebilir yaptın ve yolumdan çektin.
En vérité il va être bien plus éligible que moi
Hatta benden daha uygun bir aday.
Tu as l'air de quelqu'un d'éligible.
Oy vermeye değer biri gibi görünmeni sağlıyor.
Ton programme familial est éligible pour une mise à jour sur téléphone.
Aile paketin telefon yükseltmeye uygundur.
Oui, j'en aurai un tout neuf ce soir, ce qui signifie que tu es éligible pour mon vieux téléphone. Oui! J'adore les smartphones d'occase.
Bu akşam yeni bir telefon alacağım, ki bu senin eski telefonum için...
On dirait que tu es éligible pour pas une mais cinq mises à jour.
Görünüşe göre bir değil beş telefon alma hakkınız var.
- Salut cousine, qui est éligible à ma remise d'employé.
- Merhaba indirimden yararlanacak kuzenim.
Et tu sais que t'es probablement éligible avec ça.
Sen muhtemelen Seçilmeye lâyıksın.
Je suis éligible et je m'en fous.
Seçilmeye lâyık biriyim ve umursamıyorum.
En plus des tests déjà réalisés pour être éligible, nous chercherons aussi la stabilité psychologique et émotionnelle.
Testler seçilme işlemine uygun olarak yürütülüyor. Ayrıca fiziksel ve duygusal dengeyi de test edeceğiz.
Qui sont-ils pour donner des notes?... mais sur la qualité constante de la nourriture à chaque fois qu'elle est consommée. alors il est éligible pour une évaluation.
Kim oluyorlar da başka birinin yemeğinin yanına yıldız koyuyorlar? Değil mi? Ama sadece yemeklerin lezzetini değerlendirmiyorlar.
Je serai éligible pour Astraeus.
Yani Astraeus için uygun olacağım.
Éligible, certainement.
Münasip mi, kesinlikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]