Translate.vc / Francês → Turco / Émile
Émile tradutor Turco
484 parallel translation
Émile, du champagne et le meilleur!
Emil, lütfen, en iyi şampanyayı gönder.
- Pas Beauclerc et Émile.
- Beauclere'le Emil kaçtı.
- Émile vous les indiquera.
- Emil size gösterir.
Allons manger des huîtres chez Émile. Ma cape,
Emile'nin yerine gidelim ve istiridye yiyelim.
Montez et rejoignez Emile. Il a besoin d'aide.
Yukarı çık, Emil'in yardıma ihtiyacı var.
Emile Javert.
Emil Javert.
Emile Javert, quatre ans, au District de Landrecy.
Emil Javert, 4 yıl, Landrecy Bölgesi.
Inutile, Emile!
Faydası yok, Emile.
La mère d'Emile.
- Emile'nin annesi.
Pourquoi es-tu au lit?
Emile, neden yataktasın?
Qu'y a-t-il, chérie? Excuse-moi, mais le boucher ne veut plus nous faire crédit.
- Emile, seni bu şekilde rahatsız etmekten nefret ediyorum ama artık kasap bize veresiye yazmak istemiyor.
Comment cela finira-t-il?
- Bunun sonu nereye varacak, Emile?
Un certain Emile Zola.
Emile Zola.
Je vais vous montrer les perles qu'Emile m'a offertes en Italie.
Paul, Emile'nin İtalya'dan benim için aldığı incileri görmeni istiyorum.
Non, Emile!
Hayır, Emile.
Pardonne-moi, Emile! Je devais te le dire.
Üzgünüm, Emile, sadece söylemek zorundaydım.
Je sais! Mais ce n'est pas un chien. Cette foule!
Biliyorum, Emile, yine de, o bir insan, köpek değil ve şu kalabalık, yüzleri, kudurmuş canavar gibiydi.
Elle va t'entendre!
- Bayan duyacak, Emile.
Emile!
- Emile, neler oldu?
Ce monsieur t'a attendu tout l'après-midi.
Bu adam tüm gün seni bekledi, Emile.
Le jury vous a reconnu coupable.
Emile Zola jüri sizi suçlu bulmuştur.
Vous devez quitter la France.
- Emile, Fransa'yı derhal terk etmelisin.
Emile, il faut plus de courage, par moments pour être un lâche.
Emile, bazen korkak olmak için daha fazla cesaret gerekir.
Il est plus de minuit, Emile.
Emile, lütfen. Geç oldu, hayatım.
emile, avez-vous noté Ies réponses du prisonnier?
Emile, tutukluların cevaplarını aldın mı?
- Je suis M. Aubel. Voici Emile, mon fils.
- Ben Bay Aubel ve bu da oğlum Emile.
Emile.
Emile?
Pour vous, Madame. Emile.
Sizin için madam.
- Emile.
- Emile!
- Mais si! Emile m'a dit :
- Yo, gayet iyi gördüm.
- Elle écrit à son Emile.
- Emile'ne yazdı.
Emile Journet est le seul qui a un lien avec la prison.
Hapisle bağlantısı olan tek kişi Emile Journet.
C'est la vie, Emile.
Hayat budur Emile.
- Tu as peur, Emile?
Korkuyorsun Emile.
Emile!
Emile benim.
Tu as peur, Emile.
Dehşete düşmüşsün Emile.
Kurt? C'est vous?
Kurt, Emile, siz misiniz?
Que se passe-t-il?
Kurt. Emile, girin.
Emile, venez ici.
Emile, buraya gel.
- Emile, c'est ton secteur, Passy.
Söylesene Emile, Passy senin mıntıkan.
Moi, j'irais pour les conférences de Flostre.
Paris'e gitsem, Emile Flostre'ın derslerine katılmak için giderim.
Emile Flostre. "
Emile Flostre. "
Croyez-vous que ce serait intéressant si je contactais des philosophes de Detroit pour leur présenter l'emphaticalisme?
- Emile de bana. Acaba Omaha ve Detroit gibi şehirlerde filozoflarla temas kurup onlara empatikalizmi anlatsam yararlı olur mu dersiniz?
- Alors, vos amygdales?
- Emile, bademciklerin ne durumda!
Mlle French, pensez-vous... qu'Emile Zola était immoral?
Emile Zola'nın ahlaksız biri olduğunu mu düşünüyorsunuz Bayan French?
- Oui, Emile?
- Evet, Emil?
Je ne te comprends pas, Emile,
Anlamadım, Emil.
En fait, Emile, j'ai un mari,
Aslında, Emil, bir eşim var.
Je doute que vous soyez Emile Desjardins, chauffeur de taxi.
Taksinizde yazan Emile Desjardins adı size hiç yakışmıyor doğrusu.
Je remplace Emile quand sa femme accouche.
Emile'in taksisini her yıl bir gün ben çalıştırırım... Karısı doğum yaparken.
Lève-toi, Emile.
Hadi oğlum.