Translate.vc / Português → Turco / 45
45 tradutor Turco
6,243 parallel translation
- Ainda tenho 45 segundos.
- hâlâ 45 saniyem var.
45 MSM entre eles, nas duas últimas semanas.
O adam ve kadın arasında bir hafta içinde 45 mesajlaşma olmuş.
O Whitaker chega ao trabalho às 8 : 45...
Whitaker sabah 8 : 45'te geliyor.
Portanto, quem tiver menos de 45 anos desloque-se por favor para a parte de trás do celeiro.
Bu yüzden 45 yaşının altında olanlar lütfen ahırın arka tarafına doğru geçin.
Quem tem menos de 45 anos... para a parte de trás do celeiro.
45 yaşın altında olanlar ahırın arka tarafına. Geri kalanlar lütfen burada kalın.
45 no total, mas 33 já atracaram e foram inspeccionados.
Toplamda 45 ama 33 tanesine bakıldı ve araştırıldı.
Estamos atrasados 45 minutos!
45 dakika gerideyiz!
O concerto que perdemos na outra noite... eles vão dar outro daqui a 45 minutos.
Geçen gece kaçırdığımız şov var ya 45 dakika içinde başka bir yerde sahneye çıkacaklar.
O voo 407 para Washington, iniciará o embarque dentro de 45 minutos.
407 numaralı Washington uçağı 45 dakika gecikmeli kalkacaktır.
Aram isto é um Colt.451911.
Aram bu bir Colt 45, 1911.
Há 45 minutos, esse cartão foi usado para pagar um hotel em Manhattan.
45 dakika önce, aynı kart Manhattan'daki bir otel odası için kullanılmış.
Ele é um cidadão russo, era das Forças Especiais, foi treinado na Divisão 45 da KGB.
Rus vatandaşı. Eski bir Sovyet Komandosu. Sovyet teşkilatının 45.
Procura por alta de taxa de dados de uns 45Mb.
En az 45 megabitlik yüksek bir aktarım hızını arıyorsun.
Quando comecei a tomá-los, pesava 45 kg.
- Ben kullanırken 50 kiloydum.
Na forma líquida, costumam ser 45 % álcool.
Sıvı haldeyken, alkol derecesi 90'a kadar çıkmaktadır.
Pulsação : 32, pressão arterial : 83-45.
Kalp atışı : 32, kan basıncı : 83-45. Hayatta kalma olasılığı % 65.
Mas mais do que isso, descobri que criar animais para a alimentação consome um terço de toda a água do planeta, ocupa até 45 % da superfície terrestre, é responsável por 91 % da destruição da Amazónia, é a causa principal da extinção das espécies, das "zonas mortas" nos oceanos, e da destruição de habitats.
Ama sadece bu değil, ben öğrendim yiyecek için hayvanları yetiştirme tüketir Tüm üçte Gezegenin tatlı su Yüzde 45 kadar kaplar Dünya'nın arazi Kadar yüzde 91 sorumludur Amazon imha Önde gelen nedenidir türlerin yok olma Okyanus "ölü bölgeler" Ve habitat tahribi.
Passei 45 anos da minha vida no ramo da pecuária.
Hayatımın Solspent45 yıl Hayvan tarımda.
Mas só as 1,5 biliões de vacas do mundo, bebem 170 biliões de litros de água por dia e comem 60 biliões de quilos de comida.
Ama Dünyanın en Tek başına 1,5 milyar inek 45 milyar galon içecek Her gün su Ve gıda 135 milyar lira yemek.
- Eu diria que 45 kg, no mínimo.
- Ben en azından least.At az 100 için itmek istiyorsunuz.
Depois de somar tudo, percebi que tinha a opção, de poupar mais de 4158 litros de água, 20 kg de grãos, 3 m ² de florestas, o equivalente a 9 kg de CO ² e a vida de um animal, todos os dias.
Bu kadar tüm ekledikten sonra, ben fark etti seçim her gün Su üzerinde 100 galon kaydetmek için tahıl 45 lira Ormanlık arazi 30 feet kare, lira ofCO2 of20 eşdeğer Ve bir hayvanın hayatı her gün.
- Não estás zangado...
- Beş... 232 00 : 11 : 45,605 - - 00 : 11 : 47,038
Ainda temos 45 minutos antes dos meus pais...
- Olur. Daha bizimkilerin gelmesine 45 dakika falan...
São 45 homens que foram às duas feiras.
Her iki konferansa da katılan 45 kişi tespit ettim.
- 180, 60, 45.
- 180, 60, 45.
Cerca de 180, por 60, por 45.
Yaklaşık 180-60-45 cm.
- São 19h45.
- 7 : 45.
- Isso são 45 dólares em uísque.
- 45 dolarlık viski vardı orada.
A mesa 45 estava a beber sakê "Wataribune".
45 numaralı masa Wataribune Sake içiyordu.
É um carro com 45 cavalos e ABS. E é o carro oficial de Mr. Atchim 3D.
45 beygir gücünde, ABS'li ve Bay Hapşırık 3D'nin resmi arabası.
O drone foi carregado com 45 kg de explosivos.
Hava aracı binlerce kiloluk C-4 patlayıcıyla yüklü.
Aterrou aqui às 22h45 hoje à noite.
10 : 45 Bu gece burada indi.
O veículo ia a 80 km por hora.
Araç yaklaşık 45 mil saatte geziyordu.
Então, empurrou-a para fora da carrinha a 80 km por hora e continuou a conduzir.
Yani bir minibüsten onu itti 45 mil saatte gidiyor. Eğer olsaydı, Jefferson, Eğer üzerinde çekti olurdu. Ve sürüş tuttu.
Era suposto encontrar-me com um dos vossos agentes há 45 minutos.
45 dakika önce, ateşelerinizden biriyle buluşmam gerekiyordu.
- Tenho uma FN.45 e uma Walther.
Üstümde FN 45'lik ve bir Walther var.
Já completei as primeiras entrevistas, e já ilibamos 45 oficiais.
İlk görüşmeleri tamamladım ve 45 memur daha temize çıktı.
A chamada para o 112 foi feita às 5h45 da manhã.
911 çağrısı sabah 5 : 45'de gelmiş.
Estás 45 metros fora do caminho certo.
Rotanın 50 yarda sancak tarafındayız.
Bem, levantámo-nos às 5h45, tomamos o pequeno almoço às 6h30, tarefas.
5 : 45'te kalkıp 6 : 30'da kahvaltı ediyoruz, ev işleri de var.
"Estou a dormir aqui dentro com 45 quilos de prata " e duas armas de raios ultravioletas ".
50 kg gümüş ve iki tane UV silahla içeride uyuyorum. "
Consigo montar uma.45 de ponta cabeça, no escuro.
Karanlıkta bir 45'liği söküp takabilirim Finch.
Têm 45 segundos até que os alarmes reiniciem.
Alarm sıfırlanana kadar 45 saniyeniz var.
Tens 45 segundos... Até morrer.
Ölümle aranda 45 saniye var.
Amanhã de manhã, às 05h45, garantirei que a casa esteja vazia.
Sabah saat 5 : 45'te, evin boş olduğundan emin olacağım.
AEROPORTO JFK PLATAFORMA DE ESTACIONAMENTO
JFK SERVİS HANGAARI SAAT 21 : 45
Fica a... 45 minutos a norte daqui.
Buradan 45 dakika uzaklıkta kuzeyde.
- 45 kg.
- Bir yüz lira.
180, 60, 45.
180, 60, 45.
Sábado, das 14h às 14h45.
4 : 00-4 : 45 arası yer var. Cumartesi. 2 : 00-2 : 45 arası.
Lá fora, estão - 45ºC.
Dışarıda hava - 45 derece.