English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Adem

Adem tradutor Turco

491 parallel translation
Conversei com ele e dancei com ele.
Bırak şu Adem'i.
Mas se começas a interferir nos meus assuntos pessoais, volto para a América e vivo da pensão.
Bak, Dale hayatım, özür dilerim. İşine karışmak istemedim. Durma git, şu Adem'e aşık ol.
Querida Dale, não era minha intenção interferir.
Onunla evlen. Ama, bayan Adem olarak, nasıl örtüneceksin?
Como pôde ele fazer amor comigo quando é casado?
Bu sinsi düşman, bu Adem elmayı çoktan yemiş desene!
Esse jardineiro do Éden deixou-te triste?
Ne var? Adem mi yine?
Se é a maçä de Adäo dele, tem febre amarela.
Bu Adem elmasiysa, sarihumma olmus.
Adão e Eva?
Adem ile Havva mı yoksa?
No início da História O velho Adão não se ralava
Çok eskiden Adem'in umurunda değildi
Acho que foi uma palavra inventada por Adão quando ele viu a Eva...
Sanırım Adem gözlerini açıp Havva'yı görünce böyle demiş.
- Eu não tenho a maçã de Adão assim.
Adem elmam bu kadar büyük değil.
Mas não com a minha maçã de Adão.
Benim adem elmam konusunda yok.
- Eu deixo isso a qualquer um. Eu não tenho uma maçã de Adão assim.
Benim adem elmamın böyle büyük olup olmadığını başkalarına soracağım.
Vês a carne de Eva que o homem tem profanado desde Adão.
Erkeğin, Adem'den beri saygısızlık ettiği eti görüyorsun.
Sinto-me velho, Starbuck e curvado,... cambaleando sob o peso dos séculos desde a saída do Paraíso.
Yaşlandığımı hissediyorum Starbuck, ve belimin büküldüğünü. Cennetten çıkarıldıktan sonra geçen yüzyılların ağırlığı altında yalpalayan Adem Baba gibiyim.
Às vezes pergunto-me se a maçã que ficou presa na garganta de Adão não era uma nota de 50 dólares enrolada.
Bazan merak ediyorum, acaba Adem'in boğazına duran şu elma bir tomar 50 dolarlık banknot olmasın.
Sentirá uma onda de calor e a maçã de Adão esmagada.
Boynun yanar. Adem elman ezilir.
Pergunte ao Adão.
Adem Baba'ya sorun.
Se no principio só havia : Caim, Abel, Adão e Eva de onde pode ter vindo essa outra mulher?
Başlangıçta sadece Kabil, Habil, Adem ve Havva varsa eğer bu fazladan kadın nerden geldi?
Eu näo o conheco do Adam. Ç
Sizi "Adem" den bu yana tanımıyorum ki?
Näo me casaria com ele nem se fosse o único homem da Terra!
O Adem, ben de Havva olsam bile onunla evlenmem.
"Quando fiquei desnudo..." Desnudo!
"Adem gibi çıplak dururken öylece..."
Estou contigo, no Jardim do Éden, Adão e Eva.
Seninle birlikteyim. Cennet bahçesinde, Adem ve Havva olarak.
Masculino, feminino, Adão e Eva...
- Erkeksi, kadınsı. Adem ve Havva.
Um sátiro jovial, na verdade, o demónio... no acto de tentar um Adão intoxicado... também conhecido como "O Baco", um trabalho encomendado por um banqueiro de Roma.
Coşkun kır tanrısı. Kendinden geçmiş Adem'i baştan çıkarmaya uğraşan Şeytan'ın ta kendisi. Baküs olarak da bilinen bu heykel,..
A... a criação de Adão...
Adem'in yaratılışı...
Este será Adão?
Adem mi bu?
A Criação de Adão, é o coração do fresco.
Adem'in yaratılışı, freskin en can alıcı yeri olacak.
O novo Adão.
Bu da yaratılış anında Adem.
Estendi-lhe a mão, como Deus a Adão... e obriguei-o a aceitar a vida.
Tanrı'nın Adem'e elini uzatması gibi elimi uzattım ben sana. Ve yaşamayı kabul etmeye zorladım seni.
Concedo-lhe isso... mas Adão não era tão teimoso... nem tão renitente como você.
Hakkın var. Ama Adem de senin kadar inatçı,.. ... yaşamaya senin kadar isteksiz değildi.
Desde quando Adão delatou Eva.
Hem de Adem'in Havva'yı ispiyonlamasından beri öyle.
Adão, depois de delatar Eva.
Adem... ispiyonladıktan sonraki hali.
Somos como o Adão e a Eva.
Adem ile Havva gibiyiz.
Descendência e ele é o Adão.
Adem'in çocukları gibi.
Deve ter sido muito triste para Adão e Eva partirem.
Adem ve Havva terk etmek zorunda kaldıkları için üzülmüş olmalılar.
Sim, como Adão e Eva experimentaram a maçã.
- Adem ve Havva elmanın tadına baktı.
Aqui estamos nós, Joseph Lee, no Jardim do Éden. Assim como Adão e Eva.
Burada, Joseph Lee, Adem ve Havva gibi cennet bahçesindeyiz.
Aqui estamos no jardim do Éden. Assim como Adão e Eva.
Burada Adem ve Havva gibi cennet bahçesindeyiz.
Adão e Eva.
Adem ile Havva.
Imagino que Adão pensava que uma mulher era uma boa peça de maquinaria quando conheceu a Eva.
Adem, Havva ile tanıştığında... kadının oldukça komik bir ekipman parçası olduğunu düşündüğünü hayal ediyorum.
Talvez os vossos Adão e Eva tenham sido dois viajantes nossos.
Belki de sizin Adem ve Havva bizim gezginlerimizden biriydi.
Se alguém disser que Deus sente ódio pelo bebé que acabou de nascer, e que o castiga por ter cometido o pecado de Adão,
Her kim derse ki, Tanrı bebeklerden nefret ediyor ve Adem'in günahları yüzünden onları cezalandırıyor ;..
- Maçã-de-adão.
- Adem elması.
Adem, rapazes.
Hızlanın, çocuklar.
Adem.
Hızlanın.
Como se começássemos tudo de novo, no Jardim do Éden!
Adem ile Havva'nın yaptığı gibi aynen!
Por que razão?
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Alberto, eu vi-o.
Adı, Adem.
Tipo de árvore sob a qual Adão e Eva se encontraram.
Sanki, Adem ve Havva'nın altında buluştuğu ağaç.
Vão partir daqui às 06.00 horas e aterram em Ádem para reabastecer.
Saat 06 : 00 da ayrılacaksınız ve yakıt için Aden'e ineceksiniz.
Sim, tiveram.
Adem ile Havva'nın çöpçatanı var mıydı? Ah, evet, vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]