Translate.vc / Português → Turco / Admire
Admire tradutor Turco
85 parallel translation
Não se admire, se vir um animal estranho dentro de instantes.
Birkaç dakika sonra alışılmadık bir hayvan görürsen sakın şaşırma.
Isso faz com que admire ainda mais... a sua enorme coragem. Agora, ela é a sua mulher.
Şimdi ise senin kızın.
Não admire que a empresa do Hendrix esteja a prosperar.
Hendrix girişkenliğinin başarılı olduğuna şaşmamalı.
Receio que o principe Selim admire mais o presente do que quem o ofereceu.
Korkarım Prens Selim hediyeye, onu verenden çok daha fazla hayran.
Não. Mas vejo que muito boa gente que o não é, gente que o despreza e deplora e protesta a sua própria inocência, é cúmplice, e se admire que exista.
Ama anti-semitizmi kınamayan, yapılanlara üzülmeyen ve kendilerinin suçsuz olduğunu düşünen, sonra da bunun artış nedenini merak eden pek çok iyi insan tanıyorum.
Talvez o admire... ... mas se o que ouvi é verdade, duvido que venha a gostar.
Takdir edebilirim ama duyduklarım doğruysa, keyif alacağım kuşkulu.
A verdade é que existem poucos homens na Terra que eu admire mais que o senhor.
Doğruyu söylemek gerekirse, bu dünyada sizden daha fazla hayranlık duyduğum çok az insan vardır.
Admire enquanto pode.
Elindekinin kıymetini bil.
Não admire que chumba na carta.
Ehliyet alamamasına şaşmamak lazım.
Mas estava a pensar que por muito que os admire e adorava ter um par igual não queria tê-los calçados neste momento.
Düşünüyordum da onlara bayılıyorum, tam onlar gibi bir çift almayı öyle istiyorum ki. Ama tam şu an ve yerde onları giyiyor olmak istemezdim.
Embora eu admire a sua coragem como homens... preocupo-me muito com a sua segurança.
Cesaretlerini takdir ediyorum ama güvenlikleri için de endişeleniyorum.
Mefisto, Leva-me a corte de Portugal para que su Majestade admire minhas aptidões,
Mephisto, beni Portekiz diyarına götür de Majestelerine edindiğim hünerleri sergileyeyim.
Admire-me.
Takdir etmeni bekliyorum.
Um homem que admire.
Beğendiğim bir adam.
Ou esta incomodado que um velho caquético como lhe admire deste modo?
Benim gibi yaşlı birinin taktirini kazanmak seni rahatsız ediyor mu?
E não há ninguém que eu admire mais... do que o Bill Guarnere e o Joe Toye.
Bill Guarnere ve Joe Toye'dan daha fazla saygı duyduğum kimse olmadı.
A marca do meu produto, caso outro cavaleiro admire a minha armadura.
Başka bir şövalye zırhı beğenirse diye ticari sembolüm.
Embora entenda o teu desejo de fazeres uma coisa tua e o admire de alguma forma se quiseres ficar com os Steel Dragon terás de aceitar fazer o que define os Steel Dragon.
Bu nedenle senin kendi müziğini yapma isteğini anlıyor ve biraz takdir de ediyorum. Eğer Steel Dragon'da kalmak istiyorsan o zaman kendini Steel Dragon tarzına uydurman gerekecek.
Senhor, ainda que respeite a sua autoridade aqui no "Submarino Supremo"... e admire a sua posição de poder... devo retirar-me, uma vez mais, da industria de sanduíches de queijo.
- Bana oğlum deme. Beyefendi, Submarine Supreme " deki yetkinize saygı duyuyorum, güçlü konumunuzu takdir ediyorum, ama üzülerek sandviç sektöründen yine ayrılmak zorunda kalacağım, çünkü ben aslında bir çizgi filmciyim.
- Não admire que continues tenso.
- Hâlâ gergin olmana şaşmamalı.
Com esta entrada, não se admire que lhe chamem viciado em adrenalina.
O girişten sonra, gösterişçi bir adrenalin bağımlısı olduğunuzu inkar etmeyin.
Pois eu não quero que ninguém me admire.
Ben kollanmak istemiyorum.
Não admire que ficasse mais verde.
Beni yemyeşil etmelerine şaşırmamalı.
Embora admire a paixão dela, é pouco rigorosa no que escreve.
Şevkine hayranım, ama haberleri kesin bilgilere dayanmıyor.
Embora respeite e admire o seu método e a forma como ele subordinava tudo ao enredo, tenho consciência que a minha reacção e memória visceral é a pedaços individuais.
Onun öykü anlatışına ve her şeyi öyküyü geliştirmek adına yapışına ne kadar hayran olsam da en derin tepkim hep belli sahnelere olmuştur.
Admire a espectacular paisagem do cimo do Rochedo da Suicida, que recebeu esse nome quando uma princesa índia se atirou de lá.
"İntihar Kayası" nın üstünden manzarayı izleyin. Kaya adını, Kızılderili bir prenses, sevgilisinden ayrılmaktansa ölümü seçip kendini atmasıyla aldı. "
Muito embora admire a sua coragem, Menina Smith... esta é uma escola baseada na tradição.
Sizin bu cesaretinize hayranım, Bayan Smith, fakat bu okulun adetleri var.
Ouve... por mais que admire a dedicação deles à causa dos descontos, podes explicar-lhes que existe uma altura e um lugar para tudo?
Dinle, onların indirim anlayışına ne kadar hayran olsam da... onlara her şeyin bir yeri ve zamanı olduğunu açıklar mısın?
- Não se admire.
- Bıraksana.
- Admire em Paris, Londres.
- Git Paris'te veya Londra'da tapın.
Não se admire com o título, disse coisas fascinantes.
Başlığına aldırma. Söyleyecek çok etkileyici lafları var.
Ninguém espera que um pôr-do-sol nos admire de volta!
Uzun hikaye.
Sabes por que motivo te admiro eu?
You know what I admire you for?
Mas não se admire que o Parkin se ofenda.
Ama Parkin alınabilir.
Que vou até ao fim do mundo por uma pessoa que admire?
Takdir ettiğim birisi için her şeyi yapabileceğimi mi?
E quanto a literatura moderna, há algum escritor ou poeta contemporâneos que admire particularmente?
Peki ya modern edebiyat? Özellikle hayran olduğun çağdaş şiir yazarları var mı?
Vês, Saunders? Precisas de alguém que te admire.
Aynı buradaki Steve gibi.
Quero que o meu filho me admire. Que se orgulhe do pai.
Mitchell'ın bana baktığında babasıyla gurur duymasını istiyorum.
Infelizmente, por mais que admire a tua genica, isso não muda nada.
Ne yazık ki, ruhuna duyduğum saygıya rağmen bunu yapmalıyım.
Major, por mais que eu admire o que você está tentando fazer... eles nos cortaram.
Binbaşı, yaptığınız şeye saygı duymakla beraber... bizi yayından kestiler.
Querem quem vos admire.
Sadece, sana hayran olacak birini istiyorsun.
Embora admire a tua preparação, Dra. Yang, há uma coisa acerca da paciente que te escapou.
Hazırlığınıza hayran olsam da Dr. Yang, hastanızda fark etmeyi başaramadığını birşey var.
He failed to admire the shade of long tresses.
- Güneşte çürüyor... - Oh, Yüce Tanrım! - Çok garip davranıyor.
Ultimamente, não creio que ela admire muito em mim.
Son zamanlarda bana pek hayran olduğunu söyleyemeyeceğim.
Embora eu admire isso e até goste do estilo dele... estarias a fazer um favor ao mundo.
Stiline hayran olsam da.. dünyaya iyilik yapmış olursun.
Tiras uma "bela" fotografia de um falhado como este, que mata crianças e vende droga e queres que eu admire isso?
Çocukları öldürüp uyuşturucu satan bir herifin güzel bir fotoğrafını çekip hayranlık duymamı mı istyorsun?
Não há um agricultor em Devon que não o admire, inclusive eu, deixar aquela fazenda linda para os teus irmãos, e se enterrar nesta terra rochosa e duvidosa.
Ben de dahil Devon'da sana hayran olmayan çiftçi var mıydı? O güzel çiftliği kardeşlerine bırakıp kendini bu çorak, taşlı toprağa mahkum ettin.
Agora estão com medo que ele admire um homem bondoso, maravilhoso como o Stephen Simon?
Şimdi de ona örnek olabilecek mükemmel bir adam olan Stephen Simon'dan mı korkuyorsunuz?
Admire os acabamentos e os detalhes.
Şu gövdenin ve aksesuarların güzelliğine baksanıza.
Não admire demais
Beni çok övme.
He failed to admire the shade of long tresses.
Uzun saçların gölgesinde, onlara hayran olmayı başaramamış. - Güneşte çürüyor. - Oh, Yüce Tanrım!