Translate.vc / Português → Turco / Albany
Albany tradutor Turco
347 parallel translation
Aonde é que vão viver?
- Nerede yaşayacaksınız? - Albany.
- Em Albany. Em Albany, eh?
- Ailen mi orada?
Sim, um lar com a sua mãe, e para além do mais, em Albany!
Evet, anneyle aynı evde, hem de Albany'de.
Albany é uma cidade bonita e pequena, mas é a capital do estado, já sabe.
Güzel bir kasaba. Eyalet başkenti. Biliyorum.
Andam bem? Albany é uma boa cidade para os seguros.
Albany, sigorta için iyi.
Saímos esta tarde às quatro, vamos para Albany.
Bugün 4 : 00'te yataklı trenle Albany'ye gidiyoruz.
Ouve, há alguma forma de impedir que o comboio das quatro saia para Albany?
Duffy, dinle. 4 : 00 Albany trenini durdurabilir miyiz?
Três bilhetes para Albany no comboio desta tarde às seis.
Akşam 6 : 00 Albany trenine üç bilet. Üç mü?
Não estou a falar consigo. Tive que pedir cem dólares por telegrama a Albany, para pagar a fiança.
Kefaletle çıkmak için Albany'den 100 dolar istedim.
Que haja um milhão de mortos? Não sei o que poderão agora pensar em Albany.
Albany'de ne düşünecekler?
Manda-lhe um telegrama, estará à tua espera na estação quando chegues a Albany.
Albany'ye vardığında garda seni karşılar.
Fiz pouco do Bruce, de Albany e de tudo isso.
Bruce ve Albany'yle dalga geçtim.
Bruce? Pensei que estavas em Albany!
Albany'ye gittiğini sanıyordum.
Mandar o Louie com dólares bons e que vá para Albany quanto antes.
Louie'yi hakiki parayla yolla, Bruce'u Albany'ye gönder.
Em Albany?
Albany mi?
- Está bem. Ficaremos em Albany.
- Peki, Albany'de yaparız.
Iremos a Albany. Hospedar-nos-emos em casa do Bruce.
Acaba Bruce bizi konuk eder mi?
Ela ficou doente quando fomos à noite de barco para Albany.
Onu gemiyle Albany'ye gittiğimiz gece görmeliydiniz.
Ele é da Albânia.
Albany'den gelen biri.
Não é surpreendente como os albaneses procuram a tumba de Grant?
Sırf, başkan Grant'in mezarını görmek için, onca adamın Albany'den gelmesi şaşırtıcı değil mi?
Às vezes, queria que você fosse da Albânia.
Bazen, senin de Albany'den gelmiş olmanı diliyorum.
"Sr. Ernest Worthing, B.4, O Albanês."
"Bay Ernest Worthing, B4, Albany."
Já tenho a sua morada na Albany.
Albany'deki adresin bende var.
Tem 21 anos, nasceu em Albany e está a estudar Enfermagem.
21 yaşındasın, Albany'de doğdun, hemşirelik okuyorsun.
Costumava passar por aqui a caminho de Albany.
Albany'ye giderken buradan geçerdim.
Cruzaríamos La Grange por Ripley e New Albany, Houston...
Ripley, New Albany, Houston yolunu izleyeceğim.
O canal Erie saía do río Hudson, sobre Albany e dirigia-se directamente para os Grandes Lagos.
Erie Kanalı, Albany'nin yukarılarında Hudson nehrinden ayrılacak ve hiçbir engelle karşılaşmadan Kanada sınırındaki "Beş Göl" e ulaşacaktı.
- O Sr. Albani está aqui para vê-lo.
Bay Albany burada. İçeri gelsin.
O Sr. Albani está aqui para me ver.
Bay Albany burada.
Não me lembro de ter encontros desde o nono ano, lá em Albany.
Albany'de ortaokula gittiğim yıllardan beri hiçbir erkek beni ekmemişti.
Avisa também o Eugene, o Albany e o Salem.
Eugene, Albany, Salem'e söyleyin.
North Plains aposta 85 dólares no Shack. Aqui Albany.
- North Plains 85 dolar Shack'e, 78 dolar Bir numaraya oynuyor.
177 dólares no Número 1. Portland avisa que é crime federal usar o telegrafo... para fazer apostas. Atenção :
- Burası Albany. 177 dolar Bir numaraya.
- Devia dar-te uma coça.
Kıçını buradan Albany'ye tekmelemek istiyorum!
Pensei que o Rei tinha mais afecto ao Duque de Albany que ao da Cornualha.
Kralın, Albany Dükü'nü, Cornwall'dan daha çok sevdiğini sanıyordum.
Acho que foi o velho New York Central, cidade de Albany que descarrilou em 1920 e matou centenas de pessoas.
Bu herhalde eski Albany hattıydı. 1920'de hattan çıktı, yüzlerce insan öldü.
Nem que tenhamos de lixar toda a gente pelo caminho.
Albany'den Park Avenue'ya her beyaz popolunun anasını bellemek gerekse de başaracağız!
O Dillon disse que precisa de $ 900 mil transferidos para Albany até às 10 horas.
Dillon, 10'a kadar Albany'e 900,000 $ transfer etmeni istedi.
Vamos até Albany.
Albany'ye gideceğiz.
Sim, não vi nada tão surpreendente de Bristol até Albany... como o que acabei de presenciar hoje aqui.
Bristol'dan Albany'ye kadar da bugün burada şahit olduğum türden şaşırtıcı olaylarla karşılaşmamıştım!
Era para me encontrar com elas em Albany e escoltá-las até ao forte, senhor.
Onlarla Albany'de buluşup kaleye kadar refakat edecektim.
- Há quanto tempo está em Albany?
- Ne zamandır Albany'desin? - Günlerdir.
Os feridos deviam voltar para Albany.
Yaralılarınız Albany'ye yürüyerek dönmeye çalışmalı.
Três dias não é suficiente para chegar a Albany e voltar com reforços.
Oraya gidip takviyelerle geri gelmek için üç gün yetmez.
O Webb não está em Albany.
Webb, Albany'de değil ki!
Temo que se os deixar partir, o que tenho que fazer... vou simplesmente acabar a lutar os mesmos homens outra vez... quando me dirigir a Albany.
Onları serbest bırakırsam, ki bırakmak zorundayım tek korkum, Albany yolunda aynı adamlarla yeniden savaşıyor olmak.
Eles estavam a transferi-lo para a Prisão Albany, na Ilha de Wight.
Onu naklederlerken kaçmış.
Vamos para Albany.
Albany'ye gidiyoruz.
- Sim.
B4, Albany?
Tenho um primo em Albany.
Albany'de benim bir kuzenim var.
Albany?
Arnavutluk mu?