Translate.vc / Português → Turco / Alexis
Alexis tradutor Turco
1,022 parallel translation
Tem que ser Alexis?
Ona Aleksis adını koyalım mı?
Alexis foi um nobre czar.
Aleksis nazik bir çar adı.
Vamos chamá-lo Alexis.
Gel ona Aleksis diyelim.
Então, Alexis não poderá se cortar.
O halde Alexis'in hiçbir yerini kesmemesi için ona göz kulak olacağız.
Se Alexis cortar a mão, é só amarrar com força que o sangramento logo pára.
Dediler ki, eğer Aleksis elini keserse, orayı çok sıkı bağlayıp bir süre sonra kanamayı durdurabilecekler.
Botkin não acha que Alexis vai... Morrer.
Botkin, Aleksis'in öleceğini düşünmüyor.
Botkin nos avisou que Alexis agiria assim.
Alexis'in bu tür şeyler yapabileceği hakkında Botkin bizi uyarmıştı.
Enquanto estivermos aqui, ninguém saberá sobre Alexis.
Burada olduğumuz müddetçe, hiç kimse Aleksis'in durumunu bilmemeli.
Faz diferença se Alexis ficar sozinho?
Aleksis yalnız bırakılırsa, herhangi bir sorun olur mu?
Alexis gosta que eu use rubis.
Aleksey beni en çok yakutlarla seviyor.
Adeus, Alexis.
Elveda Aleksis.
Todas as manhãs ponha o suporte no Alexis.
Öncelikle her sabah Aleksis'in dizine destek yapın.
Alexis.
Alexis.
- Passe, Alexis.
- Önce sen Alexis.
Querem que te pareças como a Alexis ou a Krystle.
Alexis veya Krystle'a benzemek istersiniz.
Alexis?
Alexis?
Oh, não pode ser a minha Alexis!
Oh, bu benim Alexis'im olamaz!
- Alexis Machine.
- Alexis Machine.
É isso que o Alexis Machine faria.
Alexis Machine böyle yapardı.
Disse que se eu fosse o Alexis Machine seria isso mesmo o que eu faria.
Eğer Alexis Machine olsaydım aynen böyle yapacağımı söyledim.
Alexis Machine.
Alexis Machine.
- Diz "Olá". Alexis.
- Merhaba de, Alexis.
O meu irmão, Alexei, era nobre, altruísta, detestava a violência e escreveu muitas cartas para tentar dissuadir-nos de tomar aquele rumo.
Kardeşim, Alexis, asildi, bencil değildi. Şiddetten nefret ederdi, böyle bir süreçten bizi vazgeçirmek için çok mektup yazdı.
Mas tu roubaste-mas e escondeste-as para que Alexei fosse mandado para a Sibéria, onde está até hoje!
Bu yüzden Alexis Sibirya'ya gönderildi, hala da orada.
Alexis!
Alexis!
No início do ano, levei Alexis e Katya a velejar, em Ullswater.
Bu senenin başlarında Alexis ve Katya'yı Ullswater'da tekne gezisine götürmüştüm.
Alexis tinha várias nódoas negras nas costas.
Alexis'in sırtında aşırı derecede morluklar vardı.
Disse-me que as nódoas negras no corpo do Alexis eram o resultado das sovas que o pai lhe dava.
Bana söylediğine göre Alexis'in sırtındaki morlukların sebebi Jacob'ın attığı dayakmış.
Entra para o carro, Alexis.
Arabaya bin, Alexis.
À la Alexis Carrington.
Tıpkı Alexis Carrington gibi.
Em 1831, Alexis do Tocqueville... veio ao pais para estudar o sistema penitenciário.
1831'de, Alexis de Tocqueville... ceza sistemimizi çalışmak üzere bu ülkeyi ziyaret etti.
Estou farta de ficar em segundo para aquela horrivel Alexis Radcliffe.
Berbat Alexis Radcliffe'i ikinci kez görmekten sıkıldım.
Olá, Alexis.
Selam, Alexis.
- Tudo bem, já está, Alexis.
- Tamam, sen en iyisin Alexis.
- Alexis.
- Alexis.
Alexis Clairaut, Jean d'Alembert e Pierre LaPlace.
19. yüzyıl bilim adamı Alexis Clerol, John Delonver'i çalışabilirsiniz.
Leopold Alexis Elija
Leopold. Alexis Elijah...
Eu sou agente imobiliária.
Ben emlak işiyle uğraşıyorum. Adım Alexis.
Bob Sterling. Petróleos Alexas.
Bob Sterling, Alexis Oil'den.
Se ao menos o Alexis pudesse correr assim...
Keşke Alexis koşabilseydi...
Mas onde está o Alexis?
Alexis nerede?
Só podemos chegar ao Drazen se o Alexis nos levar lá.
Drazen'ı bulmanın tek yolu Alexis'in bizi oraya götürmesi.
Temos de nos empenhar em encontrar o Alexis.
Yani bütün kaynaklarımızı Alexis'i bulmaya harcamalıyız.
Agora o Alexis.
Şimdi de Alexis.
- Não me posso demorar, Alexis.
- Fazla kalamayacağım Alexis.
- Pois, um tal Alexis Drazen.
- Eee, evet, Alexis Drazen diye biri var.
Chama-se Alexis Drazen.
Adı Alexis Drazen.
É o filho do Victor Drazen, o Alexis.
Victor Drazen'ın oğlu, Alexis.
Com qual deles andava ela?
Hangisiyle görüşüyormuş? Alexis Drazen.
Alexis Drazen. Tem encontro marcado com ele no hotel dentro de uma hora.
Bir saate kadar otel odasında buluşacaklarmış.
Alexis.
Aa, Ray.