Translate.vc / Português → Turco / Alfredo
Alfredo tradutor Turco
738 parallel translation
- Mas o que se passa aí em baixo?
- Alfredo! Ne oldu?
- Alfredo, vem cá!
Buraya gel. - Bırak beni!
Tirem-mo de cima de mim!
Seni kim tanıyor ki? Alfredo!
Alfredo!
Alfredo!
Meu filho!
Alfredo, oğlum!
Alfredo Catel.
- Alfredo Catelli.
E bem-vindos, mais uma vez, ao livro de histórias do tio Alfredo.
Ve Alfred Amca'nın masal kitabına bir kez daha hoş geldiniz.
Alfredo, estás à espera de quê para te casares?
Baksana Alfredo evlenmek için sen ne bekliyorsun? Ben mi?
Alfredo, pára! Temos algumas contas a acertar.
Alfredo bekle konuşmamız gereken bazı şeyler var!
Vá buscar o meu pai, o senhor Don Alfredo Carido.
Babamı getirmesi için birini göndermek istiyorum, Bay Alfredo Carido.
Senhor Don Alfredo Carido.
Bay Alfredo Carido.
Não imagino onde teria ido o Don Alfredo.
Bay Alfredo'nun nereye gitmesi gerektiğini bilmiyorum.
Divino Alfredo, o Júlio César do futebol, passa para Del Sol, Del Sol para Puskas, Puskas para Del Sol.
Divine Alfredo, Futbolun sezarı. Del Sol'a ortaladı, Del Sol'dan Puskas'a Puskas'dan Del Sol'a
O quarto dos rapazes agora deve-se chamar-se o "quarto da TV". O tio Alfredo e eu costumávamos dormir aqui.
Bahse girerim çocuk odasına şimdi televizyon odası diyorlardır.
Ele era mais velho mas mandava-me sempre à frente para acender a luz.
Kuzenim Alfredo ile burada uyurduk.
- Fomos todos ouvi-lo... Que está o Bruno a tramar agora?
Alfredo'nun bir keresinde Viterbo'da danışmalık yaptığını biliyor musun?
Exactamente. O primo Alfredo é um homem do povo.
O zaman daha çok isteyecek bir şeyleri olmaz.
Lembras-te Luisita, em Montalto di Castro, quando fiz lá um comício?
Aynen. Alfredo kuzenim gerçek bir demokrat. Hatırlıyor musun, Montalto di Castro'da orada bir toplantı düzenlemiştim.
O primo Alfredo não é filho da tia Michele.
Alfredo hiç de Michele dayının oğlu değil kâhya'nın oğlu. Görüyor musun?
Se for bom... terei um Fiat 1500 como ele... e uma óptima mulher que diz sempre "sim" e fala pouco... porque as palavras são do marido. Lamento interromper esta bela reunião de família mas está a ficar tarde.
Alfredo kendisini dinlersem, her yere bir Fiat 1500 ile gidermişim sadece evet diyen ve hep kocası konuşup kendisi dinleyen "uslu" bir eşle.
- Vou acompanhá-los. - Não é necessário.
Bekle Alfredo kuzenim!
O transporte pago eu. Adeus Alfredo, cuidado com os camponeses!
O saat için birini gönderirim.
- Robertinho, não te despediste de mim! - Adeus, tia Enrica.
Alfredo, çiftçilere dikkat et, tamam mı?
Em poucas semanas vou ter exames... e já devia estar em casa a estudar Direito Administrativo... para ser como o meu primo Alfredo.
Aslında sınavıma çalışmam için evde olmam gerekiyor, idare hukuku. Tıpkı kuzenim Alfredo gibi olmam için.
O seu primo Alfredo manda cumprimentos de Cincinnati.
Cincinnati'deki kuzeniniz Alfredo selamlarını yolladı.
Elena, o seu primo Alfredo manda cumprimentos de Cincinnati.
Elena, Cincinnati'deki kuzenin Alfredo selamlarını yolladı.
O seu primo Alfredo manda cumprimentos de Cincinnati.
Cincinnati'deki kuzenin Alfredo selamlarını yolladı.
Senhoras e senhores, meus compatriotas, tenho a honra de apresentar Señor Gustavo Alfredo Fortuna, o Presidente do nosso país.
Bayanlar ve baylar, vatandaşlarım ülkemizin Başbakan'ı Sinyor Gustavo Alfredo Fortuna'yı sunmaktan onur duyuyorum.
Alfredo Bertolon.
Alfredo Bertolon.
Alfredo Garcia!
Alfredo Garcia!
Pago um milhão de dólares a quem me trazer a cabeça de Alfredo Garcia.
Alfredo Garcia'nın kellesine bir milyon dolar vereceğim.
Tragam-me a cabeça de Alfredo Garcia.
Bana Alfredo Garcia'nın kellesini getirin.
Procuramos um velho amigo nosso, um compadre chamado Alfredo Garcia.
Eski bir dostumuzu arıyoruz. Adı Alfredo Garcia.
Chama-se Alfredo Garcia.
Adı, Alfredo Garcia.
Se nos der a informação que queremos, qual é o paradeiro do Alfredo Garcia, te daremos 1000 dólares.
Eğer istediğimiz bilgiyi, yani Alfredo Garcia'yı nerede bulacağımızı söylersen biz de sana bin dolar veririz.
Com a ajuda do Alfredo, poderemos fazer qualquer coisa.
Alfredo'nun yardımıyla her şeyi yapabiliriz, tatlım.
- Direi tudo à polícia.
Polise her şeyi anlatacağım. Alfredo'yu bulmama yardım edeceksin ve o, buradan gidiş biletimiz olacak. Polisi unut.
Alfredo é o santo da nossa grana e vou pedir emprestado uma parte dele.
Paramızın azizi! Ve ondan küçük...
Ninguém vai sentir falta dele, afinal. Alfredo passava a vida tentando se virar.
Alfredo, hayatı boyunca ayakta kalma mücadelesi verdi.
Vieram alguns americanos aqui perguntando por Alfredo Garcia?
Alfredo Garcia'yı soran Amerikalılar oldu mu?
- Alfredo, senhor.
- Alfredo'yu bana verin, bayım.
Para quê? Basta dizer que o Alfredo Garcia está aqui.
- Ona, Alfredo Garcia'nın burada olduğunu söyle.
Chama-se Alfredo.
Adı, Alfredo.
A primeira vez que vi Alfredo ele estava morto.
Onu bulduğumda zaten ölmüştü.
Alfredo! Alfredo!
Alfredo!
Sem cruzes, primo Alfredo!
Hoşça kalın.
Ei, eu vi aqueles caras que estavam procurando pelo Alfredo, ontem.
Hey, dün Alfredo'yu arayan adamlarla görüştüm.
Pelo Alfredo, não é?
- Alfredo'nun şerefine, tamam mı?
Então?
Alfredo da bizim azizimiz.
E me diz quanto vale a cabeça dele!
Söyle Alfredo Garcia'nın kellesi ne kadar ediyor? Ve onu kim istiyor? Anladın mı?
O Alfredo nasceu! Vai-se chamar como eu!
Alfredo doğdu!