Translate.vc / Português → Turco / Anchor
Anchor tradutor Turco
86 parallel translation
E não voltava, enquanto o bando do Anchor não saísse da cidade.
Anchor çetesi kasabadayken ortalıkta durmazdım.
Foi a primeira vez que vi um homem dar um tiro nas costas de outro, só para se defender.
Mahoney saf dışı kaldı, Şerif öldü... ve iş konuşmak için Anchor'a davet edildim.
Depois todos os pequenos rancheiros são forçados a vender. A gente do Anchor a destruir as cercas, a espantar o gado, a dar tiros.
Birkaç dönüm toprakla başlayıp şimdi vadinin neredeyse tamamının... sahibi olan biriyle tartışamazsın.
Promete-me que vais ao Anchor.
Anchor'a gideceğine söz ver. Bana söz ver.
Mas não fujo aos vaqueiros do Anchor que procurem sarilhos.
Ama Anchor'daki adamlar kavga etmek için gelirse, kaçmaya niyetim yok.
- Sela o meu cavalo.
- Atımı eyerleyin. Anchor'a gidiyorum.
Vou ao Anchor. - Espero que tenha sorte.
- Umarım şansınız yaver gider.
Vim saber se é verdade que vai vender o rancho àqueles abutres do Anchor.
Çiftliğinizi Anchor'daki akbabalara sattığınız haberi gerçek mi öğrenmeye geldim.
Há doze anos, gente do Anchor matou o meu filho mais velho.
Anchor'daki adamlar, on iki yıl önce en büyük oğlumu öldürdü.
Não vou ao Anchor à procura de sarilhos.
Anchor'a bela aramaya gitmiyorum.
Não nos dava proteção extra, que um rancho grande como o Anchor teria por direito.
Anchor gibi büyük bir mülkün hakettiği... yasal korumayı sağlamaya yanaşmadı.
Aqui no Anchor, não damos muita atenção... a esse disparate dos mansos que herdarão a terra.
İncil'de, toprağa sahip olmak için sabretmek gerekir, der. Anchor'da biz bu saçmalığa kulak asmayız.
O Anchor precisa de pasto.
Anchor'ın, alabileceği her çayıra ihtiyacı var.
Apesar de não ter hipóteses, se lutar contra o Anchor.
Anchor'a uzun zaman dayanamayacağından değil.
Vou pôr um muro do Anchor à volta de todo o vale.
Vadinin etrafına Anchor için duvar öreceğim.
- O quê, no Anchor?
- Ne, Anchor'ı sevmiyor mu?
Um dia serás o dono do Anchor.
Anchor'ı yakında sen yöneteceksin.
Claro, porque precisavas de mim para gerir o Anchor por ti.
Tabii, Anchor'ı senin adına yönetmem için bana ihtiyacın vardı.
Vimos um bando do Anchor a dirigir-se para as colinas.
Anchor'dan bir grup atlı gördük, tepelere doğru gidiyorlar.
- Pessoal do Anchor?
- Anchor'ın adamları mı?
Estás na terra do Anchor.
Anchor topraklarına girdin.
Eu disse que estás na terra do Anchor.
Anchor topraklarına girdin dedim.
- Deste lado da colina, não.
- Tepenin bu tarafı Anchor'a ait değil.
- Em qualquer lado.
- Her tarafı Anchor'ın.
O problema é que há o dobro de cavaleiros do Anchor prontos a jurar... que o Wade não saíu daquela taberna.
Sorun şu ki, Anchor'da, neredeyse iki kat fazla adam... Wade'in bardan dışarı adım atmadığına yemin etmeye hazır.
- A lei trabalha para o Anchor.
- Yasa Anchor'a çalışıyor.
Levar-vos a agir, para o Anchor vos matar legalmente.
Sizi kışkırtıp öldürülmenizi meşru kılacaklar.
Sou dono do rancho ao lado do Anchor.
Anchor'ın yanındaki toprakların sahibiyim.
Todos gozam com o Anchor, e prender-te só piorava as coisas.
Anchor ve tutuklanman hakkındaki şakalar her şeyi daha zorlaştırıyor.
Os homens do Anchor vêm a caminho.
Anchor'ın adamları yolda.
É capaz de administrar o Anchor sózinho.
Anchor'ı kendin yönetebilirsin.
Fiz o que era melhor para o Anchor e para a família.
Anchor ve aile için en iyisini yapmaya çalıştım.
Não construíste o Anchor a depender dos outros.
Anchor'u başkalarına güvenerek kurmadın.
Não tem de lutar contra o Anchor, não há motivo.
Anchor'la çatışmak zorunda değilsiniz, buna gerek yok.
Chamaste-me para gerir o Anchor e é o Lew quem o está a gerir.
Beni Anchor'ı yönetmem için getirdin, ama hala Lew yönetiyor.
O De Rosa está à nossa espera para tirar o pessoal do Anchor de lá.
Anchor'un adamlarını oradan çıkarmak için De Rosa bizi bekliyor.
- O Parrish pegou fogo ao Anchor.
- Parrish, Anchor'ı ateşe verdi.
- Pelo Anchor.
- Anchor için uygulamalısınız.
O Cole e eu reconstruiremos o Anchor maior do que nunca.
Cole ve ben, eskisinden çok daha büyük bir Anchor'ı yeniden kuracağız.
Deve ter gostado de ver o Anchor a arder.
Anchor'ı yanarken seyretmek hoşunuza gitmiştir.
Sempre receei que alguém de fora derrubasse os muros do Anchor.
Anchor'ın duvarlarını dışarıdan yıkabilecek olanları gözledim durdum.
Bem-vinda ao Anchor, ao que resta dele.
Anchor'dan geri kalana hoş geldiniz.
Se o Anchor é meu, também é teu.
Anchor benim olursa senin de olur.
Para fazer do Anchor o maior cemitério do país!
Anchor'ı ülkenin en büyük mezarlığı yapmak için!
Disse que lutaria ao lado de qualquer homem que não fugisse do Anchor.
Anchor'dan kaçmayan herkesle çatışabilirim.
Gostava que o senhor fosse o administrador do Anchor.
Anchor'a gelip onun adına yönetmenizi istiyor.
Tenho Southern Comfort. Ou Michelob, Kirin, Becks, Dos Equis, Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown...
Elimde Southern Comfort var, Michelob var, sonra Kirin, Becks, Dos Equis...
Só diz respeito ao Anchor.
Bu Anchor'ın meselesi.
Primeiro, o irmão do Wilkinson, o Cole, volta do Texas para o ajudar a gerir o Anchor.
Bunun, Caroline ile mutluluğunuzu engellemesine izin veremezsin.
Não venda ao Anchor.
O zaman Anchor'a satmayın.
- E uma fotocopiadora?
Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown... Ya fotokopi makinesi?