Translate.vc / Português → Turco / Antes
Antes tradutor Turco
137,157 parallel translation
A telefonista da Casa Branca disse que o Aaron ligou ao Secretário da Defesa imediatamente antes da avaliação de ameaça ser anulada.
Beyaz Saray santral operatörü, değerlendirme raporu geri çekilmeden hemen önce Aaron'ın Savunma Bakanı'nı aradığını söyledi.
Só preciso de ajustar alguns pormenores antes de darmos a avaliação por concluída.
Dosyayı resmî olarak kapatabilmek için öğrenmem gereken birkaç ayrıntı var.
Vedou o acesso eletrônico do ficheiro de uma lista de oficiais de topo antes que o pudessem estudar.
Bu dosyayı, üst düzey yetkililer göremeden dijital sistemden geri çektirmişsin.
Eu tinha de contar a alguém antes de me apanharem.
Ama bildiklerimi, öldürülmeden önce birine söylemeliydim.
Muitas coisas fazem sentido hoje que antes não faziam.
Önceden saçma gelen birçok şey bugün mantıklı gelmeye başladı.
Soube que foi visitar a equipa SEAL antes de partirem para a missão do Nassar.
Nassar görevinden önce komandoları ziyaret etmişsin diye duydum.
Temos de obter apoio público antes da assembleia municipal, para pressionarmos o Congresso a apoiar a sua agenda.
Forumdan önce halktan destek almalıyız ki Kongre'yi de arkanızda durmaya ikna edebilelim.
Não podemos fingir que está tudo como estava antes de o Capitólio ser atacado.
Meclis saldırısı hiç olmamış gibi davranamayız.
Antes de se ir embora, recolhemos antes perguntas do público, se não se importa.
Sizi kaçırmadan, katılanlardan gelen birkaç sorumuz var, sorun olmazsa tabii.
Sinceramente, isso foi algo que me preocupou profundamente muito antes de eu e o Tom acabarmos na Casa Branca.
Açıkçası bu, Tom'la ben Beyaz Saray'a gelmeden çok önce de beni derinden rahatsız eden bir meseleydi.
Antes de ti, ninguém pensou que podia sair da nossa cidade.
Senden önce herkes, bizim kasabadan çıkmak imkânsız sanırdı.
Sr. Presidente, fui operário fabril durante 27 anos, antes de a fábrica fechar.
Başkanım, çalıştığım fabrika kapatılana dek 27 yıl işçilik yaptım.
Antes que seja o partido dele.
Sertçe. Partiyi ona kaptırmadan önce.
Horas antes da votação, Emily.
Oylamadan birkaç saat önce Emily.
Que ele estava a menos de 90 cm antes de a lançar.
Bomba patladığında en fazla bir metre uzaklıktaymış.
- Ou mataram-no antes de a poder lançar.
- Ya da atamadan vurulmuş.
No início, pensámos que o tinham matado antes de a poder lançar, mas o relatório da autópsia foi inconclusivo.
Evet. Önce atamadan vuruldu sandık ama adli tıptan kesin bir rapor gelmedi.
Antes disso, era da infantaria do exército.
Ondan önce orduda piyadeymiş.
A sério que eu pensaria duas vezes antes de se tornar na cabeça de cartaz do obstrucionismo.
Gerçekten bir daha düşün bence... engelleyici siyasetin sembolü hâline gelmeden önce.
Antes de recusar, diga-me que vai ao menos pensar nisso.
Hayır demeden önce en azından bir düşün.
Coloque os objetos metálicos no tabuleiro, antes de passar.
Dedektörden geçmeden önce metal eşyalarınızı tepsiye bırakın.
Vamos resumir a mensagem a alguns pontos de discussão e passá-los à comunicação social antes da cimeira.
Mesajımızı birkaç mühim noktaya indirgeyip zirve öncesi medya mensuplarına iletiriz.
Quero o financiamento ao ensino público das artes reautorizado, antes de eu sair.
İstifamdan önce sanat eğitimi bursunun tekrar onanmasını istiyorum.
Temos de falar com a imprensa antes de aterrarmos.
İnmeden önce basınla uğraşmamız gerekecek.
Isso permite-nos começar a pressionar antes da sessão geral.
Böylelikle zirveden önce lobi yapma fırsatımız olacak.
Como eu disse antes, madame, não tenho liberdade para comentar mais sobre isso do que já fiz.
Önceden de dediğim gibi madam, bu konuda zaten söylediğimden fazlasını söylemem mümkün değil.
Vire antes à direita.
Hayır, sağa dön.
Antes que me esqueça, eu não estava a bisbilhotar nem nada, mas tem cerca de 1000 e-mails não lidos.
Unutmadan, kurcaladığımdan falan değil de, 1000 tane falan okunmamış e-postan var.
E nunca antes me senti mais orgulhoso, mais otimista.
Daha önce hiç bu kadar gururlu, bu kadar umutlu olmamıştım.
Mas nós, artistas, não temos relações profissionais normais, temos antes... esperem "arcerias".
Ama bilirsiniz işte, biz artistlerin, normal bir aşk ilişkileri yoktur. Aramızdaki İlişkiye şöyle bir isim taktım... Bekleyin biraz... "İşilki."
- Vamos antes falar disso?
- Teklifim yerine, bunu mu konuşacağız?
Ele tem-me ajudado a fazer preparativos. Tem-me levado aos melhores lares financiados pelo estado para eu ir para um sítio bom antes de isto se complicar.
Bazı düzenlemeleri yapmak konusunda, bana yardımcı oluyor, beni en iyi devlet eliyle kurulmuş bakımevlerine götürüyor, ki durumum daha da kötüye gitmeden oraya taşınabileyim diye.
Mas não voltes a esta casa antes de mudares completamente de atitude.
Ama sakın bu eve, şu takındığın tavrı değişmeden gelme.
Sempre quis fazer isto antes de morrer.
olmeden once yapmak istedigim seydi bu.
E queremos fazer isto antes que as coisas azedem, pois ainda somos amigos.
Biz de aramizdaki sey daha fazla cirkinlesmeden, ve hala arkadasken bitirmek istedik,
Não mexam no bolo antes de acendermos as velas.
Çocuklar, pastanın üzerine mumlar konana kadar, ona dokunmak yasak.
Era algo que sempre quis fazer antes de morrer.
Ölmeden önce yapmak istediğim şeylerden birisi de buydu.
Antes que digas algo, ouve estas três frases.
Bir şey söylemeden önce, sana söylemem gereken üç tane cümlem var, tamam mı?
Será amanhã, antes da estreia da peça do tio Kevin. Já comprei as flores, fiz a lasanha...
Yarın, Kevin amcanın oyunundan hemen öncesi, bu arada çiçekler ve lazanyayı ben ayarladım...
Eu e o William despedimo-nos em privado antes de ele partir, mas ainda é um choque.
William ve ben, siz ayrılmadan önce vedalaşmıştık... ama - hala şoktayım. - Biliyorum.
Lembrar-nos-emos das coisas como "antes do William"
Bir şeyleri hatırlarken hep "William'dan önce"
Dá-me um beijo antes de eu pintar a cara de verde.
Yüzümü yeşile boyamadan önce, buraya gel de beni öp.
- Quanto tempo ficaram juntos - antes do incidente?
Kazadan önce ne kadar süredir birlikteydiniz peki?
A Divisão Um acha que devemos matá-lo. Agora. Antes que ele se dê conta do que é.
Birinci Bölük onu hemen öldürmemiz gerektiğini düşünüyor ne olduğunu anlamadan evvel.
Eu ia cooperar antes, mas agora cansei.
Yardım etmeye niyetliydim ama şimdi oldukça yorgunum.
Se tentar alguma coisa, vai receber 100 mil volts antes de respirar.
Bir şey denemeye kalkarsan nefesini almadan 100,000 volt enerjiye maruz kalacaksın.
- Desculpa por antes.
Yaşadıklarımız için üzgünüm.
Foi isso que aconteceu antes?
Önceden de öyle mi olmuştu?
Comprei aqui um carro mesmo antes de nasceres.
Senin doğumundan hemen önce buradan bir araba almıştım.
Voltaram a casa no dia antes ao seu assassinato.
Cinayetten bir gün önce dönmüşler.
Antes que te prendam.
Şimdi. Tutuklanmadan git hadi.